Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-6

11 Şubat 2017 - 15:13

27 Mayıs'ın Olumsuzlukları
27 Mayıs'ın Olumsuz Yanı: 27 Mayıs'ın olumsuz yanı idamlar olmuştur. İdam, suç ne olursa olsun çağdaş bir ceza değildir. Aslında idam bir ceza değil, bir intikam aracıdır. Temelde, idama karşı olmak, suçun türü ne olursa olsun çağdaşlık ve insanlık gereğidir. Kaldı ki, siyasal suçlara ilişkin olarak idam cezasının hiçbir savunulur yanı olamaz. Bu nedenlerle Menderes ve arkadaşlarının idamları hepimizin yüreğini sızlatmıştır. Yaşasalardı, kendilerini sorgulayacaklar, vicdan muhasebesi yapacaklar, belki yanlış yapmış olduklarını görecekler, değişecekler ve Türkiye'ye yararlı hizmetlerde bulunacaklardı. Toplum da DP iktidarına ilişkin daha doğru, daha sağlıklı, daha objektif değerlendirmede bulunabilecekti.
İdamlar önlenebilir miydi? O dönemde bunu yapabilecek tek güç, tek umut İsmet İnönü idi. İnönü idamların yapılmaması için çeşitli girişimlerde bulundu ancak başarılı olamadı. Kimi yorumlara göre İnönü idamlara karşıydı ve bunu önlemek için samimi olarak elinden geleni yaptı ama askere söz geçiremedi. Kimi yorumlara göre ise İnönü gerçekten isteseydi idamları önleyebilirdi. İstemediği için, idamları engelleme yolunda yalnızca göstermelik girişimlerde bulundu.
Benim bu konuya ilişkin değerlendirmem şudur: İnönü gibi İstiklal Savaşının 2. adamı bir ulusal kahraman, görmüş geçirmiş çok deneyimli bir siyasetçi ve devlet adamı idam cezasının doğru olmadığını bilir; hele hele siyasal suçlarda idamın yanlışlığını, saçmalığını bilir. Bundan da ötesi bu idamların toplum vicdanında onulmaz yaralar açacağını, tepki doğuracağını ve sonuçta ülkenin, toplumun her kesiminin bundan zarar göreceğini ve artık bu cezaların telafisinin mümkün olmadığını bilir. Bütün bu nedenlerle ben İnönü'nün samimi olarak bu idamlara karşı olduğuna inanıyorum. Bu inançtaki bir İnönü'nün de idamları önlemek için elinden geleni yapması gerektiğini, yapmış olduğunu sanıyorum, varsayıyorum, umut ediyorum.            
27 Mayıs devrimin yapılış amacı, sonuçları ve bu devrimle Türkiye'nin kazançları ne olursa olsun,  27 Mayıs'ın 2. olumsuz yanı 12 Mart, 12 Eylül gibi gerici askeri darbelere öncülük etmiş olması, örnek teşkil etmesidir. 27 Mayıs olmasaydı, Türkiye solunu tümden acımasızca yok eden; Türkiye'yi yıllar yılı geriye götüren; günümüzün anti laik, anti demokratik Türkiye'sinin tohumlarını atan bir 12 Eylül de büyük olasılık olmayacaktı. 27 Mayıs'ın en önemli ikinci olumsuz yanı bir askeri darbeler silsilesini başlatmış olması, askeri darbeleri özendirmesi, askeri darbelere örnek teşkil etmesi olmuştur.  
            27 Mayıs'ın 3. olumsuz yanı milletin seçme/seçilme hakkına ket vurmuş olmasıdır. Bu hak milletin elinden alınmasa da, yok sayılmasa da geciktirilmiştir. Sonuçta, seçimle gelmiş bir iktidar millet iradesi yok sayılarak, zor kullanılarak düşürülmüştür. Millet de bu duruma, kendisine seçme/seçilme hakkının verildiği ilk seçimde, 1961 seçimlerinde gerekli tepkiyi göstermiş, devrim yanlılarını tek başına iktidara getirmemiştir.
            Bu tespitleri yaptıktan sonra, 27 Mayıs olayını bir yana bırakarak, 27 Mayıs'tan ayrı olarak millet iradesi/seçim/iktidar/devrim sorunlarındaki ince noktaya gelirsek: Seçimle gelen bir iktidar seçimle gitmek istemeyip iktidarını dikta yönetimiyle sürdürmek isterse, milletin, milleti temsil eden kişi ve kurumların dikta yönetimine karşı darbe/devrim hakkı doğar mı? 
            Bu genellemenin ışığında 27 Mayıs olayını irdelersek: DP iktidarının uzun süredir basın üzerinde baskı kurarak gazetecileri hapse atması, toplantı ve gösterileri yasaklaması, radyoyu iktidarın sesi yapması, vatan cephesi kurarak toplumu vatanseverler ve vatana ihanet içinde olanlar anlamında ikiye bölmesi, son olarak DP milletvekillerinden oluşmuş 15 kişilik bir Tahkikat Komisyonu kurup bunları hâkim, savcı, askerin yetkileriyle donatarak muhalefeti tamamen susturmak istemesi vb. uygulamalarıyla bir dikta yönetimi kurduğu söylenebilir. DP seçime gitmeyebilir miydi? Seçim yapılsa bile böyle bir ortamda bu seçim adil, demokratik bir seçim olur muydu? Bu sorunun yanıtına gelirsek: Henüz seçim günü gelmemişti. DP seçimin ertelenebileceği veya yapılmayacağı yolunda bir beyanda bulunmamıştı. Bu nedenle DP'ye seçime gitmeyecekti yolunda bir suçlama yapılması haksızlık olur. Böyle bir ortamdaki seçim adil ve demokratik bir seçim olur muydu? Olmazdı. Ancak bu konuda da şu söylenebilir. Günü geldiğinde koşullar, ortam değişmiş olabilir ve adil, demokratik bir seçim yapılabilirdi. Takdir sizlerindir.   

Bu yazı 1446 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum