Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Çocukluğumun Ramazanları ve Bayramları

27 Nisan 2022 - 09:57 - Güncelleme: 27 Nisan 2022 - 09:58

         RAMAZANLAR: Gülruh Demirel’in, o güzel “Gördesimin Ramazanları ve Bayram Günleri” yazısını zevkle ve beğeniyle okuduktan sonra içimde ben de çocukluğumun ramazanlarını, bayramlarını yazmalıyım duygusunu yaşadım. Yani Gülruh’a özendim. Çocukluğumu 1940’lı yıllarda ve 1950’li yılların başlarında Eski Gördes’te yaşadım. İlkokulu da orada okuyup bitirdim. Yazacaklarım o yılların ramazanları ve bayramlarına ilişkin çocukluk anılarımdır.
         Divan mahallemizdeki evimizde, dedemler, Hilmi Amcamlarla birlikte üç aile oturuyoruz. Beş altı yaşlarında olmalıyım. Büyükler oruç tutarken ben de çocuk olarak özeniyorum, oruç tutuyorum. Yaz aylarının en uzun, en sıcak günleri. Açlığa, susuzluğa dayanamayıp sızlanıyorum, kıvranıyorum, söyleniyorum. Evimizin dambaşında (Gördesçe sözcük/üst katta üstü, çevresi açık büyük teras) caminin minaresine gözlerimi dikmiş ezanın okunmasını, topun atılmasını bekliyorum. Büyüklerim başımda, birkaç lokma yiyebileceğimi, biraz su içebileceğimi söyleseler de inandırıcı olamıyorlar… Ve sonunda top patlıyor, hazır olan iftar soframızdaki pidelere, yemeklere saldırıyorum.
         Gülruh’un yazdığı gibi, çocukluğumun peynirli, tahinli pidelerini; susam ve gelinkız helvalarını hiç unutmadım, unutamam. Özellikle gelinkız helvasını çok severdim; ne kadar yesem doyamazdım. Bu helvaya hayranlığım sürüyor. Adı da ne kadar güzeldir. Gelinkız helvası Gördes’e özgü bir helva. Başka yerde yemedim, görmedim. Susam helvalar, tahinli pideler de öyle. Başka yerlerde çeşit çeşit var olsa da hiçbirisi Gördes’imizdekilere benzemiyor. Eskiden beri bu tatlarımızı neden başka yerlere tanıtamadığımıza, dışarıya neden açılamadığımıza hep şaşmışımdır.
         İlkokulu Eski Gördes’te 1952-53 öğretim yılında bitirdim. Yeni Gördes’e o yıllarda ilk taşınan ailelerdendik. Yine o yıllarda iki Gördes arasında Belediye otobüsü işliyordu. Ortaokul 1 yıl sonra açılacaktı. Bu nedenle İlkokuldan sonraki öğretim hayatım hep Gördes dışında geçti. Eski Gördes’teki ramazan davulcumuz kimdi, şimdi bilmiyorum. Yeni Gördes’imizde bildiğim tek ramazan davulcumuz Kenanın Abdullah Ağabeydir. Yıllarca davul çaldı, maniler okudu. Gülruh’un yazdığı Kenanın Halil şofördü, bildiğim kadarıyla davulculuk yapmamıştı ve sanıyorum Abdullah ile kardeştiler.
          BAYRAMLAR: Bayramlardan bir gün önce, yani “Arife” günü, en yeni elbiselerimizi giyerdik. İkindi namazı çıkışında Babam bizleri (çocuklarını) elimizden tutar kabir ziyaretine götürürdü. Kabir ziyareti dönüşü mezarlık çıkışında Gördes’in kadın erkek yoksul delileri ve yaşamlarını ancak başkalarının yardımlarıyla sürdürebilenler yere mendil serer, para toplarlardı. Biz Babamızın verdiği bozuk paraları sırasıyla mendillere bırakırdık. (Günümüzde kişiden kişiye yardımı doğru bulmuyorum. Yardıma muhtaç kişilere belediye gibi, hükümet gibi kamu kuruluşlarının; sivil toplum örgütleri gibi, dernekler gibi kurumların yardım elini uzatmaları gerektiğini düşünüyorum. Kişisel yardımlar insanlarda alt/üst ilişkisi, eziklik, bağımlılık gibi hoş olmayan duygular uyandırıyor. Doğrusu zorunlu durumlar dışında kimsenin yardıma muhtaç olmadığı bir düzenin olması.)  Eskiden kabir ziyaretleri ikindi namazından sonra toplu halde, arife günü yapılırdı. Kadınlar kabir ziyaretine gitmezdi. Şimdilerde ziyaretler arife günü yanında, bayram günlerinde de yapılıyor.
         Bayramlarımız çok renkli geçerdi. Bayram günlerinin salıncak ve dolapları ‘Eski Mektep’te kurulurdu. İki salıncak ve bir dönme dolap. Dönme dolap dört bölümlüydü. Her bölüme karşılıklı ikişerden 4 kişi otururdu. Toplam 16 kişi. Dolap elle çevrilirdi. Çok müşterisi olur, sıraya girerdik. Dolapçımız Ümmet Ağa’ydı. Aynı zamanda dondurmacılık da yapardı. Kışın dağlardan toplayıp kuyularda sakladığı karlarla yazları dondurma yapardı. Salıncaklar da iki ya da üç kişilikti. Onlar da hiç boş kalmazdı.
         Bayram yerinde büyük bir kalabalık olurdu. Kiralık bisiklete biner, kızlarla bakışır, kızların peşinden koşardık. Seyyar köfteciden köfte ekmek yerdik. Mantar tabancası ile ateş eder, yerlerde çatapat patlatırdık. Ailelerimizle bayram ziyaretlerine gider, büyüklerimizden para alırdık. Ceplerimizi seyyar satıcılardan, bakkallardan aldığımız fındık, fıstık, leblebi, üzümle doldurur, macuncudan macun alırdık. Özetle güzel ramazanlar ve güzel bayramlardı. Hepimizin, herkesin bayramı kutlu olsun. Barış içinde sağlıklı, huzurlu bayramlar, günler, yıllar diliyorum...

Bu yazı 959 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Ahmet Atış
    1 yıl önce
    Ahmet Atış Bizim evimizde Divan mahallesi İrfan sokaktaydı, paylaştığınız anıların pek çoğunu bende yaşadım. Ramazan da evde pidenin içini hazırlar fırınlara pide yaptırmaya giderdik, iftar saati, top sesi ile duyurulurdu. Sokaklarımızda macun satılır, pamuk helva satılır, şimdi adını hatırlayamadığım içi beyaz dışı kırmızı ince uzun kağıt helvamız vardı. Sev gi ve saygı dolu komşuluk ilişkileri ve dostluklarımız vardı. Hey gidi o günler. Hepsi hatıralarımızda. Sevgi ve saygılarımla
  • Erdinç Yücel
    1 yıl önce
    Güzel yazı,teşekkürler biz de bayramınızı kutluyoruz.Sevgiler saygılar.