Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Halı Dokuyan Kadınlar ve Şehit Makbule Hanım-5

02 Nisan 2022 - 14:07 - Güncelleme: 02 Nisan 2022 - 14:11

Sunucu           : GÖRDES YANGININA GELİNCE:  
                       13 Mart 1921’de vekâleten Gördes Kaymakamlığına atanmış olan Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey’in vekâlet görevi 24 Nisan’da sona erer ve Gördes’e kaymakam olarak Cemil Bey atanır. Bir Süre sonra da Yunanlıların Gördes – Demirci yöresine doğru harekete geçeceği haberleri gelir.
            Nitekim 18 Mayıs 1921’de düşman Sındırgı, Akhisar, Salihli’den olmak üzere 3 koldan Gördes’e doğru harekete geçer. Hacı Ethem Bey’in önderliğinde bir grup şehrin savunulmasından yanadır. Kaymakam Cemil Bey ve Jandarma Komutanı Sami Bey ise Demirci’ye doğru çekilme kararı alırlar. Kaymakam, Jandarma Komutanı ve halkın büyük bir kesimi alelacele, nerdeyse çırılçıplak, yayan yapıldak Çomaklı Dağı’na, Sökeler Köyü’ne sığınırlar. Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey de 50 kadar atlısıyla destek için Sökeler Köyü’ne gelir. Parti Pehlivan, Halil Efe de 100 kadar bir güçle oradadır. Bir grup Gördesli düşmanın Kayacık’ta, uzakta olduğunu öğrendiklerinde geceleyin Gördes’e giderek bir kısım mallarını, özellikle depolarındaki halılarını kaçırmaya çalışırlar.
            21 Mayıs günü düşman 2 top, 2000 kadar askerle hiçbir mukavemetle karşılaşmadan Gördes’e girer. İki saat kadar süren yağma sonrası şehir dört bir yandan yakılır. Sökeler’ deki Halil Efe buna dayanamayıp 25 kişilik bir kuvvetle şehrin kuzey doğusuna hücum eder ve bu bölgeyi düşmandan kurtarır. Ertesi gün, 22 Mayıs’ta düşman Gördes’i terk edince Akıncılar Gördes’e girer. Karşılaştıkları manzara…

Sunucu           : Bunu ben anlatmayayım İşte İbrahim Ethem Bey’in Akıncılar kitabından Gördes Yangını: (Sunucu karşıya işaret eder ve sahneden çıkar)

Dış Ses            : (Sahne boştur) “Koca bir kasaba kül halini almış ve pek çok taaffünat başlamıştı. Sokaklardan geçilemiyor, sokaklar bilinemiyordu. Her sokakta birçok vatandaş şehit edilmiş yatıyordu. Bazısının yalnız ayakları kalmış, bazısının yalnız bir kolu, bazısının yalnız bir başı kalarak diğer aksamı simsiyah bir halde yanmıştı. Aç vatan koynunu İlahına aç!
            Bu manzara karşısında bütün efrad ile ağlıyor, bir an evvel kasabadan çıkmak istiyorduk; (…) Diğer taraftan kasabadaki zayiatı tespite uğraşıyor ve yangın aralarında kalmış zavallı ve kaçamayan ihtiyarları kurtarmaya çalışıyorduk; kasabada 40-50 hane kurtulmuştu. Buralarda gezerken bazı kadınlara tesadüf ettik ki, insan olduğuna hükmetmek için şahit lazım idi. Bu biçareler her nasılsa kaçamamış ve düşman eline düşmüşlerdi…        
 
Dış Ses            : (Sahne boştur) Makbule Hanım kendinden söz etmeyince sizlere onun hakkındaki yazılardan birkaç küçük parçayı okumak istiyoruz. Şöyle ki: Önce Gördesli Şair Alim Atay’dan bir şiir.

Bir gün gelir bakarsın Halil Efe
Bu dağlara, ovalara bey olur,
Bir gün gelir nazlı yâri Makbule
Dağdaki geyiklerin süt annesi
ALİM ATAY

SOYLU TÜRK KADINI (Bu da İbrahim Ethem Akıncı’dan)
Sekiz ay dağlarda, karda, çamurda bizimle birlikte gezmiş, yatmış, düşmanla savaşmış, kadın olduğu halde Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın başarıyla sonuçlanacağına inanarak azim ve sebatla erkeklere büyük örnek ve destek kaynağı olmuş, yaşı yirmiye varmamış bu soylu TÜRK KADINI’nı toprağa verirken bütün Akıncılar gözyaşı döküyordu.
Ulusalcı, ülkücü genç Gördes kızıyla TÜRKLÜK, TÜRK KADINLIĞI, GÖRDES ve ailesi ne kadar övünse yeridir. Bu kız yüzyılların, kuşakların ender yetiştirdiği, ulusal savaşın yarattığı bir kahramandır. Öyle ümit ederim ki; bu kadının ismi ULUSUN HATIRASINDA UNUTULMAZ.
İBRAHİM ETHEM AKINCI (Demirci Akıncıları)
MUSTAFA KEMAL’İN GERİLLALARI (Mustafa Yıldırım söylüyor)
Akıncıların direnişi, işgal altındaki Balıkesir, Manisa, Kütahya üçgeninin ortasında yükselen Ulus Dağı çevresinde sürdürülen örnek alınacak, gerçek bir savaştı. Köylüler, kaymakamlar, avukatlar, demirciler, çerçiler, öğretmenler çocuklar, genç kızlar, yaşlılar; işgal bölgesinin kalbindeki dağlarda, ovalarda, köylerde, kentlerde, ihanete aldırmadan direndiler.
On dokuz yaşındaydı Gördesli Makbule; Ulus, Alaçam, Seydan dağlarında; karlarda ve fırtınalarda, içinde büyüyen isyan ateşiyle savaştı… Onun karasevdası olmasaydı; özgürlük de o kadar değerli olmazdı!
MUSTAFA YILDIRIM (Ulus Dağı’na Düşen Ateş)
KAHRAMAN TÜRK KIZI (Baki Vandemir’den)
Türk kadını Makbule Hanım Kocayayla baskınında düşman eline düşmeden, düşman kurşunu ile ölmüş, ince pırlanta gibi vücudu bol bol akan kanlarıyla kızarttığı çok sevdiği yurdunun temiz topraklarına gömülmüştü.
Okuyan!
Yurdu için kahramanca dövüşürken ölen bu Türk kızının hatırası için bir dakika gözünü bu kâğıttan ayır, onun büyüklüğünü düşün!
Türk genci!
Sekiz ay karda kışta, aç, susuz, ayağında çizme, omuzunda tüfek, at sırtında; Türk Akıncılarına yürek desteği olan bu Türk kızı senin hafızanda yılmaz azim ve iradenin daima örneği olarak kalsın!
Hayatta böyle bir kavganın içine düşersen, Gördes kızı Makbule’yi hatırla! Sonuna kadar dönme!
BAKİ VANDEMİR (İstiklal Savaşı’nda Demirci Akıncıları, s.120)
GÖZÜ PEK, YÜREĞİ CESUR
Makbule Hanım, her baskında yanına, elinden hiç ayırmadığı Japon filintasını alır, düşmandan ele geçirdiği doru atına biner, müfrezenin artçısı olarak birliğin gerisindeki yeri alırdı. Ata, efelerin çoğundan daha iyi biner, tehlike anında silahı herkesten önce o ateşlerdi. Akıncı kollarıyla beraber Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında dolaşan Makbule Hanım, en ümitsiz zamanlarda bile efeleri cesaretlendirir ve her çarpışmada kahramanca savaşırdı. Kocasıyla beraber iki defa pusuya düşürüldü, fakat bunlardan ustaca sıyrılmasını bildi. Güvemdere muharebesinin kazanılmasında, kahramanlığıyla büyük rol oynadı. Bozulup çekilen müfrezeleri yüreklendirip, onların düşmana yeniden taarruz etmelerini sağladı.
                                                                                                                         (Devamı haftaya)

Bu yazı 606 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum