Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-11

19 Haziran 2017 - 15:43

Kuru Kafa İskelet                                                                                                                                           Biz çalışmalarımızı canımızı dişimize takmış bin bir güçlükle yürütürken bir gün bir baktık Belediye hoparlöründen bir duyuru: 'Son günlerde şehrimizde komünist faaliyetler çok artmış olduğundan ilçemizde komünizmle mücadele derneği kurulmuştur. Derneğe destekte bulunmak ve üye olmak isteyenlerin dernek başkanı Cengiz Özer'e müracaatları ilan olunur.' mealinde bir ilan.
            O tarihte, İsmet İnönü'nün başında olduğu koalisyon hükümeti düşmüş olduğundan başta Suat Hayri Ürgüplü başkanlığında Adalet Partisi ağırlıklı yeni bir koalisyon hükümeti vardı. Gördes Belediye Başkanı da Adalet Partisi'nden (AP) Mübin Sarıoğlu idi. Bu ilan Belediye hoparlöründen günlerce yayınlanıp durdu. Ayrıca, şehrin birçok yerine, kahvelere, bu arada benim de devamlı gittiğim Şehir Kulübü'ne (Eski Halk Bankası ve bugünkü Güneş Eczanesinin bulunduğu yer) ‘Kuru kafa ve beline kadar kaburga kemiklerinin tamamı görülen kocaman bir iskelet afiş' asılmıştı. Afiş korkunç bir şeydi. Kişide, dehşet, korku, ama daha çok da tiksinti uyandırıyordu. Yani baktığınızda kusacağınız gelirdi. İşte komünizm buydu ve bu komünizm ilçemize gelmişti. Bununla mücadele etmek gerekirdi. Hadi hep birden yürüyün vatanseverler!..
            Benim tabii canım sıkıldı. Cengiz Özer; Asım Enişte ile Sıdıka Halamın oğluydu ve benden bir iki yaş büyüktü. Bugünkü Avukat İbrahim Yıldız'ın yazıhanesinin bulunduğu yerde onun bakkal dükkânı vardı. Cengiz tek başına böyle bir şeyi yapabilecek nitelikte birisi değildi. Birileri onu kışkırtmış, belki de bir takım vaatlerde bulunmuş, o da bu işe soyunmuştu. Cengiz'e gidip bir şey demedim. O da bana bir açıklamada bulunmadı. O tarihten sonra hiç konuşmadık. Aradan kaç yıl geçti bilmiyorum. Cengiz iflas edip dükkânını da satıp ilçeden ayrıldı. Sonradan Karadeniz Ereğlisi'ne gittiğini, orada fabrika işçisi olduğunu öğrendim. Aradan yine uzun yıllar geçti. Belki 1980'lerin sonu ya da 1990'ların başlarıydı. Cengiz Özer karısı ve iki oğlu (Mehmet ve Erkan) ile Gördes'e gelip evimize konuk oldular. Bizde birkaç gece kalıp ayrıldılar. İşçilikte DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) üyesi olduğunu DİSK'te görevler aldığını söyledi. Ben yine kendisine eskilerden bir şey sormadım, o da bana bir şey demedi. Cengiz daha sonra İzmir'e yerleşti. Yine Gördes'e gelip gitti; yine bize konuk oldu ve biz yine kendisiyle o günleri hiç konuşmadık. İki oğlunun birisi müzisyendi; iyi yetişmiş çocuklardı, bildiğim kadarıyla başarılı oldular.
            İskelet afişlerine gelince: Şehir Kulübüne asılalı üç gün mü, bir hafta mı olmuştu şimdi bilemiyorum. Şehir Kulübünde bir gün Briç oynarken Ahmet Şen (Baba Kızının Ahmet; ağabeyimizdi; benden 15-20 yaş büyüktü; CHP yönetiminde görevlerde bulunmuştu) masadan kalktı, afiş hemen önümüzde duvarda asılıydı. 'Bu ne rezillik!' deyip afişi yırtarak parçalayıp yere attı.  Bu davranışına çok sevindim. O hareketini hiç unutmadım. Benim yapamadığımı o yapmıştı. Ahmet Şen rahmetli oldu. Kendisine minnettarım. Burada bu olayı onu rahmetle, saygı ve sevgiyle anarak bir kez daha belirtmek istedim.
            Buna benzer bir başka örnek. Atatürk'ün olduğu iddia edilen 'Türk âleminin en büyük düşmanı komünizmdir, her görüldüğü yerde ezilmelidir.' sözüdür. İlçemizde şimdiki Şok Marketin bulunduğu yerde Gördes Belediyesi'ne ait ve yine belediye tarafından işletilen Belediye Sineması vardı. Bu sinemanın perdesinin üstünde kocaman harflerle Atatürk'ün olduğu iddia edilen bu söz yazılıydı. Belediye Başkanı yine Mübin Sarıoğlu idi. Her şeyden önce, aslı var yok böyle bir sözün sinemada yazılmasına gerek yoktu. Sinema bir kültür ve eğlence yeriydi. Şu ya da bu görüşün propagandasının yapılacağı bir yer değildi.
Yine bunun kadar, hatta daha da önemlisi bu sözün Atatürk'e ait olmadığı hususuydu. 1917'de Lenin'in önderliğindeki ihtilal sonucu Çarlık Rusya'sı yıkılmış ve yerine Sovyetler Birliği Devleti kurulmuştu. İşte bu Sovyetler Birliği Türkiye'nin İstiklal Savaşında, Kurtuluş Savaşımızda Atatürk'e, bize silah ve para yardımında bulunmuş, emperyalizme karşı verdiğimiz bağımsızlık mücadelemizi desteklemişti. Atatürk, kendisine yardımda bulunan bir devletin yönetim sistemine karşı niye böyle bir söz etsindi? Nitekim Çetin Altan 1965 yılında ‘İsveç Devlet Kriminoloji Enstitüsü'ne Atatürk'ün kendisine ait yazıları ile sahte yazıyı gönderip bu yazının Atatürk'e ait olup olmadığı konusunda rapor istemiştir. Enstitü raporunda şöyle deniliyor: '' Yaptığımız araştırmalar neticesinde adı geçen satırların O'nun tarafından yazılmadığı tespit edilmiştir.'                     

Bu yazı 1600 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum