Normal miyiz?

Değiliz elbette. Zaten kim aksini söylerse, yalan söylemiş olur. Siyaset, ticaret, asayiş ve diğerlerinde normali bulmak şimdilik mümkün görünmüyor. Ya değerlerimiz? Hiçbirisinde normallik kalmadı.
            Aylardır yoğun bir terör belasıyla mücadele ediyoruz. Terör diyoruz adına amma terörden fazlası bir görüntü var. Sanki bir savaş gibi, sanki devasa bir taarruz karşısındayız. Vatan evlatları toprağa düşüyor bu mücadelede.
            Nasıl bu noktaya geldik diye konuşamıyoruz. Neden ve niçin sorularını soramıyoruz.
            Fakat delicesine sistem tartışması yapıyoruz. Anayasa değişikliği, partili cumhurbaşkanı veya başkanlık sistemi diye ortalığı toz duman ediyoruz. 330 nasıl bulunur diye adeta fal açıyoruz. Bir erken genel seçim olur mu? Filan partiler baraj altında kalır mı? Anayasayı yapacak 376'yı, iktidar partisi alabilir mi diye neredeyse bahis oynuyoruz.
            Bir yanda kan ve gözyaşı, bir yanda sistem tartışması. Normal olabilir mi?
            Kilis diye bir vilayetimiz var. Önce roket mermisi düştü diyoruz. Bir, iki mermi sayarken, işin fecaat kısmı ortaya çıkıyor. Ölenler, yaralananlar derken, bir vilayet boşalıyor. Bela sınırın öbür tarafında, tepelerine inemiyoruz.
            Galatasaray-Beşiktaş maçında, bir seyirci sahaya giriyor. Yaka paça yere yatırılıyor. Tişörtünü gösteriyor. Üzerinde Kilis dramına dikkat var.
            Kilis kavrulurken, vekiller mecliste kavga ediyor. Şu dokunulmazlıklar meselesi yüzünden. Ciğeri yanarken Kilis'in, kavga mekânı meclisin.
            Normal mi yani sizce??
            Turizm Antalya mı sadece? Turist, Ruslar mı sadece? Şehirlerde patlayan bombalar, bir türlü beli kırılamayan terör olayları yüzünden turist gelmiyor artık. Sektör belki de en kara yılını yaşıyor.
            Ülke ekonomisi, en önemli bir gelir kaleminde büyük darbe görüyor.
            Bunun ne önemi var? Önemli olan, başbakanın kim olacağı. Bir başbakana, bırak deniliyor ve bırakıyor. Tık yok. Olmaması lazım zaten. Bizim evin kanunları böyle. Gel derler, gelirsin. Git derler, gidersin.
 
            Yeni başbakanın kimliği değil, vasıfları önemli bizim için. Zaten bunu da dile getiriyorlar. Düşük profil diyorlar.
            Turizm ne olduyu, bir kenara bırakıyoruz. Düşük profili tartışıyoruz.
            Buna normal diyebilir miyiz?
            Adanalı patates üreticisi yollara düşmüş. Ürünü sokağa döküyor. Polis geliyor, tartışıyorlar. Sonra dayak yiyor. Yerken bağırıyor. Sınırdaki yangına vurgu yapıyor. Eskiden sınırlarımızı aşar mal satardık, şimdi hepsi bitti diyor.
            Aslında acı bir gerçeği ifade ediyor üretici. Suriye, Irak hattı ateş ve barut kokusundan geçilmiyor. Ticaret bitmiş 800km boyunca. Bu en çok tarımı vuruyor. Çiftçi yanıyor ve daha da yanacak.
            Kimin umurunda değil mi? Önemli olan yeni anayasada laiklik kavramı yer alsın mı yoksa almasın mı?
            Normal miyiz Allah aşkına!!
            Son zamanların gündem haberi oldu çocuk istismarı. Okullarda öğretmenler, dini kurumlarda görevliler derken, sıkça düşer oldu haberler. Ensar Vakfı ile başlayan tartışmalar bitmeden, yeni vakalar birbiri ardınca gelmeye başladı.
            Sormuyoruz, araştırmıyoruz, dibacesine girmiyoruz. Kaygısını yaşamıyoruz.
            Velâkin Kut'ül Amare zaferi ile mest oluyoruz.
            Bunun neresi normal?
            Önce ülkem, sonra partim diyen Bahçeli; MHP'nin bugün yaşadığı kaosu nasıl maharetle yönetiyor.
            Demokrasinin nasıl yere serildiğini, MHP genel merkezi vasıtasıyla görmüş oluyoruz. Vatan, millet, devlet şiarıyla yola çıkan bir siyasi hareket ne hale getiriliyor.
            Bunun nesini normal görebiliriz?
            Hülasa merak ettiğim; bu kadar normal dışılıkla, bu memleketin nasıl normale döneceğidir.