Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-19

11 Eylül 2017 - 10:47

Selendi İlçe Örgütü Nasıl Kuruldu
29-31 Ekim 1970'de 4. Büyük Kongre yapılmış ve seçimlerden sonra toplanan GYK (Genel Yönetim Kurulu) Genel Başkanlığa Behice Boran'ı getirmişti. Şimdi Partinin önündeki temel görev olası bir erken seçime hazırlanmaktı. O dönem yürürlükteki Seçim Yasasına göre seçimlere katılabilmek için bütün ilçeleriyle birlikte en az 15 ilde örgütlenmek gerekiyordu. Manisa da bu 15 ilin arasındaydı. Selendi'de örgüt yoktu ve Selendi İlçe Örgütünü kurma görevi İl Yönetimi tarafından imzalı-mühürlü bir yazıyla Gördes'e verilmişti.
Gördes'e verilmesinin bir nedeni de eşim İnsel'in annesinin (Ayşe Erdal) Selendili olmasından kaynaklanıyordu. Daha doğrusu Ayşe Hanım'ın annesi Makbule Hanım Gördes'in Borlu (Eski Borlu) bucağından Selendi'de Dilik ailesine gelin gitmişti. Ayşe Hanım da Selendi'de doğup büyümüş, oralı olmuştu. Ayrıca biz İnsel'le evlendikten sonra Selendi'ye birkaç kez gidip gelmiştik, orada birçok tanıdığımız vardı.  
            Dilikler Selendi'nin köklü ailelerinden; yani zamanında Makbule Hanımın kocası Kâmil Bey yörenin derebeyi falan. Dilik soyundan Seyhan Dilik (benden epeyce büyük, kendisine ‘Seyhan Ağabey' diyorum) uzun süre Selendi Belediye Başkanlığı yapmış bir kişi, kardeşi Celal Dilik yine Selendi'nin ileri gelenlerinden, aslında bütün sülale öyle' Ben bu yakınlarımızın yardımıyla Selendi ilçe örgütünü kolaylıkla kuracağımı düşünüyorum. O yıllarda bir arabam yok. Tek başıma otobüsle Salihli'ye, Salihli'den yine otobüsle doğru Selendi'ye'
Önce Seyhan Ağabey'e, sonra Celal Dilik'e gittim. Celal Dilik'in bir kazada ayağı kırılmış, ayağı alçıda yatıyor. İkisinden de olumlu cevap alamadım. Sonra Selendi'de tanıdığım emekli öğretmen falan daha birkaç kişiyle konuştum, hayır. Umudum yine Celal Dilik'te, sosyal demokrat, daha önceden sol hareketlerin içinde bulunmuş falan. Yeniden ona gidiyorum, ısrar ediyorum, üstünde kalıyorum, olmuyor.
            Selendi'ye gittiğimizde annemizin kardeşi Mehmet Dilik'in evinde kalıyoruz. Dayımız Mehmet Bey DP'nin Manisa İl Genel Meclisi Üyeliği görevlerinde bulunmuş politikanın içinde birisi. Rahmetli olalı yıllar olmuş. Oğlu Kâmil bizden üç beş yaş küçük; öğretmen.  Kâmil politika ile pek ilgili değil; sağ görüşlü ve oyunu sağ partilere veriyor. Onun evinde kalıyorum ama ona bir şey demiyorum. Benim niye geldiğimi biliyor, o da bana bir şey sormuyor. İki gün uğraştıktan sonra Gördes'e elim boş döndüm. Umudum yine Celal Dilik'te, ona tekrar gideceğim, bu defa yalnız değil, Saçaklıoğlu'yla birlikte'
Burada, yeri gelmişken size Saçaklıoğlu'ndan söz etmek istiyorum. Avukat Hasan Hüseyin Saçaklıoğlu' Benden 15 yaş büyük ağabeyimiz. Kendisine ‘Hüseyin Ağabey' derim. Mesleğimizin duayenlerinden. Yalnız ilimizde değil, bölgemizde, bulunduğu her yerde birçok avukata rehberlik, önderlik etmiştir. Birçok avukat gibi ben de kendisini örnek almışımdır, kendisinden çok şeyler öğrenmişimdir. Hüseyin Ağabey bu üstün niteliklerinin yanında bir de Türkiye İşçi Partisi üyesidir; candan, yürekten partilidir. Boylu poslu, yakışıklı, dev gibi cüssesiyle mitinglerde, yürüyüşlerde hep öndedir, en baştadır.
Salihli'de partiye çok şey kazandırmıştır. İşte böyle bir Saçaklıoğlu'nu, bu Saçaklıoğlu'nu Selendi'ye götürecek ve Celal Dilik'i TİP Selendi ilçe örgütünü kurmaya razı edeceğim. Hem Saçaklıoğlu daha önceleri Celal Dilik'in avukatı olarak onun davalarına bakmış birisi. Celal Dilik'in onu kıramayacağını umuyorum, düşünüyorum. Ama Hüseyin Ağabey Selendi'ye gitmek istemedi.  Selendi ilçe örgütünün kurulmasının Partinin Türkiye çapında seçimlere katılıp katılamayacağı ile ilgili olduğunu, ilçe örgütünün kurulmasının zorunlu olduğunu anlattım; yalvardım, yakardım, ne dedimse Hüseyin Ağabeyi ikna edemedim. Artık Partiye mi kırgındı, Celal Dilik'le aralarında bir sorun mu vardı bilemiyorum, olmadı' Çaresiz tek başımıza düştük yine Selendi yollarına. Celal Dilik'e bir kez daha gittim, sonuç yok' Her zamanki gibi o gece yine Kâmillerde kaldım. Sonraki gün Gördes'e dönüp Selendi'ye bir de İnsel'le gelmeyi düşünüyorum.
Kâmil Selendi'ye geliş nedenimi ta baştan biliyor, gelişmeleri günü gününe izliyordu. Son durumu öğrenip üzüntümü gördükten sonra, 'Enişte,' dedi, 'canını sıkma, senin işi yarın hallederiz.' Sonraki gün, artık dersi mi yoktu, öğle arası mıydı, bilmiyorum. Birlikte evin yakınındaki bir kahveye gittik; beni kahvede bırakıp beklememi söyledi. Aradan yarım saat geçti geçmedi, yanında 6 gençle birlikte kahveye çıktı geldi. Gençleri bana tanıtıp, 'İşte Partiyi kuracağın gençler!' deyip bıraktı gitti. 20'li yaşlarda gençlerdi. Kimisi inşaat işçisi, kimisi işsiz, kimisi öğrenci olup sınavlara hazırlanıyor falan. Birlikte oturduk. Gerekli belgeleri yazıp çizip doldurduk. Nüfus örneklerini çıkarttık. Savcılıktan sabıka kayıtlarını aldık. Hazır olan kuruluş dilekçesini imzaladık. Sonra birlikte Kaymakamlığa gidip ekindeki belgelerle birlikte kuruluş dilekçemizi verdik. Kuruluşa ilişkin dilekçemizin bir örneğini alındı belgesi olarak imzalatıp aldık. Sanırım oradan da Emniyete gittik. Gerekli işlemler yapıldı ve Partimiz kurulmuş oldu. Gençler hiç yüksünmediler. Ne dedimse yapıp yerine getirdiler. Gençlerle vedalaşıp ayrıldık.
Aradan bunca yıl geçti, ne o zamanlar, ne sonrasında bir daha da bu genç arkadaşlarımızı hiç görmedim. Gençlerin hepsi TİP'e yakışan sağlam çocuklardı ki Partinin kuruluşuna ilişkin olarak Selendi'den istifa vb. hiçbir olumsuz haber çıkmadı. Kendim ve Partimiz adına kendilerine müteşekkiriz, minnettarız. Aynı şekilde genç yaşında kaybettiğimiz Dayımız oğlu Kâmil'i de yine Partimiz ve kendim adına rahmetle, sevgiyle, saygıyla anıyorum.   

Bu yazı 2105 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum