Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yangın-74

30 Eylül 2019 - 11:06

BİR KAHRAMANIN HAZİN SONU
Bütün gözler Çerkez Ethem'de idi, ama o hiç konuşmuyordu. Gözleri hep bir noktada, düşünüyordu. Evet, düşünüyordu; kazanmış olduğu büyük şöhreti, millî kahraman unvanını kaybetmiş, vatan ve milletine, dinine, düşmanla birleşmek suretiyle büyük bir ihanette bulunuyordu.
               Parti Pehlivan Ağa, müfrezesi ile oradan ayrılmak üzereyken Halil Efe ve Sarı Mehmet Efe'nin atlarının üstünde dörtnala yaklaştıklarını gördü. Gelip Pehlivan'ın yanında durdular.  
               Sarı Mehmet Efe:
               - Bütün felâketi başımıza getiren bu Çerkezlerdir! Biz harp ederken memleketi satmaktan başka bir şey yapmamışlar ve şimdi de heybeleri dolu olarak Yunan'a teslim olmak zilletini gösteriyorlar. Bunların cezası kurşundur!
               - Sakin ol oğlum Mehmet, dedi Parti Pehlivan; Kabahat Çerkezler' in değil! Kabahat Ethem'in, Tevfik' in ve Reşit'in! Pireye kızıp yorganı yakma! Çerkezler bizim öz kardaşlarımız! Onlarla bir alıp veremediğimiz yok bizim!
               Parti Pehlivan'ın bu yatıştırıcı sözlerine rağmen iki taraf askerleri silahlarına davranmışlar, savaş durumuna geçmişlerdi. Halil Efe ve Sarı Mehmet Efe ellerinde silahları olduğu halde Çerkez Ethem'e doğru ilerlediler. Arkalarından gelen atlılar ileri atılmak için bir işaret bekliyorlardı.
               Çerkez Ethem, Parti Pehlivan'a dönerek ağlamaklı bir sesle:
               - Pehlivan! Rica ediyorum! Arkadaşlığımızın hatırına durdur şunları! Bırakın bizi gidelim! Bundan gayri Müslüman'a silah çekmeyiz! Alın bu paraları da askerinize dağıtın!
               Parti Pehlivan elini havaya kaldırarak ‘dur' işareti yaptı. Halil Efe, Sarı Mehmet Efe ve diğer Efeler oldukları yerde kaldılar.
               Parti Pehlivan:
               - Haydi, toparlanın! Gidiyoruz!
               Hep birlikte, Kayacık'a doğru harekete geçtiler. Top ve bataryalarla birlikte Kayacık'a vardılar.
               Çerkez Ethem ise; bir makineli tüfek ve 300 süvari ile Sındırgı yönünde ilerleyerek Kepsut ve Bigadiç üzerinden Susurluk'a vardı ve Yunanlılar'a teslim oldu. Yunanlılar, büyük bir kuvvet ve mevcudunu 20 bin tahmin ettikleri Kuva-yı Seyyare'yi üçyüz süvariden ibaret bir müfreze olarak karşılarında görünce büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Bir hafta gibi kısa bir süre zarfında, Çerkez Ethem gibi başarılı bir kumandanın yönetimindeki yirmi bin kişilik bir kuvveti dağıtan ordunun, fevkalâde mükemmel ve kuvvetli olduğunu kabul ederek, fena halde endişelenmeye başladılar.
               Millî Süvari kuvvetleri, Gördes'te bir hafta kaldıktan sonra Kuva-yı Seyyare'nin tamamen dağılması ve Çerkez Ethem'in Yunanlılara sığınması haberlerinin alınmasından sonra aldıkları emir üzerine Gediz yönünde harekete geçti.
Parti Pehlivan Ağa, Ethem'den ayrıldıktan ve topları orduya gönderdikten sonra 33 kişi ile Kayacık'ta kaldı. Kendisine onca teminat verilmesine rağmen orduya girmekten ve teslim olmaktan endişe etti. Halil Efe ile Sarı Mehmet Efe'yi Kütahya'ya göndererek on beş kişi ile Gördes'e geldi. Fakat Gördes'te de rahat değildi. Hükûmete güvenemiyor, dışarıdan şehre gelen her kişiden şüpheleniyordu.
Kaymakam Hulûsi Bey, az sayıdaki jandarma kuvveti sebebiyle şehrin bu yeni misafirlerinden kaygı duyuyordu. Ancak diğer yandan da onların varlığı dağlarda yuvalanan eşkıyaya karşı bir güven veriyordu. Zaman zaman Parti Pehlivan'la görüşüyorlardı.
Makam odasının kapısı tıkladı, Hüseyin Efendi elinde bir telgrafla odaya girdi:
               - Efendim, gözünüz aydın mı desem, ne desem bilemiyorum; bir hayırlı haber! Diyerek telgrafı Kaymakam Bey'e uzattı.
               Kaymakam Hulûsi Bey, meraklı gözlerle Hüseyin Efendi'nin uzattığı telgrafı alarak okudu.
'Kütahya.  13 Mart 1337. Gördes Kaymakamı Hulusi Bey'e. Selendi Kaymakamının bir başka mahalliyeye tayini sebebiyle Selendi'ye tahvil-i memuriyet etmenize, tayin yapılıncaya kadar Gördes Kaymakamlığına Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey'in ifa-yı vekâlet olunması tensip edildiğinden hemen münasibinin bi't- tevkîl Selendi'ye hareket olunması ve hareketinizin iş'arı. Mutasarrıf Rahmi.'
Kaymakam Hulusi Bey başını kaldırıp Hüseyin Bey'e baktı:
               - Bekliyordum, bunca cereyanlardan sonra bir değişiklik olacaktı, dedi.
Bu sırada kapı tıkladı ve içeriye Hacı Ethem Bey girdi, selâm vererek Kaymakam Bey'in gösterdiği koltuğa oturdu. İçeride değişik bir hava sezinlemiş olacak ki sordu:
               - Hayrola Kaymakam Bey, canınızı sıkan bir şey mi var?
               - Hayır, kötü bir şey yok! Sadece sizlerden ayrılıyorum!
               - Niçin!?
               - Selendi'ye tahvil etmem istenmiş!
               Hacı Ethem Bey durdu, bir süre konuşmadı ve sonra:
               - Hayırlı olsun! Lakin size alışmıştık!
               - Ben de öyle, sizlerden ayrılmak zor olacak. Lakin derhal hareket etmem isteniyor. Yerime tayin yapılıncaya kadar Gördes Kaymakamlığına Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey' in vekâlet edeceği bildirilmiş.
               - İbrahim Ethem Bey de mefkûreci ve mücadeleci bir insan, ancak size alışmıştık.
                -Devlet memuriyeti böyle, tam alışırsın! 'Hayat da böyle değil mi? Tam alışıyoruz ki yolun sonu görünüyor!
               -Çok doğru Kaymakam Bey! Gelirken Pehlivan'la konuştuk biraz. Kendisinin yanlış anlaşıldığından endişeli, her an bir suikasta uğrayacağından korkuyor.
               - Haklı olabilir. Çünkü uzun süre Ethem'in hizmetinde bulundu. Kendini aklaması biraz zaman alabilir.
               - Üç haftada, üç mühim misafir; evvela Ethem, sonra Ordu, şimdi de Pehlivan Müfrezesi' Çok hareketli günler yaşıyoruz.
               - Dua edelim de dördüncüsü gelmesin' Yani Yunan' Onların gelişi fena olur. İnşallah ordumuz muvaffak olur da döner gider it sürüleri.
               - Allah göstermesin! Girdikleri yerlerde sergiledikleri edepsizlikleri duyuyoruz. Şehrin tam ortasına kurdukları umumhanelerde, kızlarımızı ve kadınlarımızı fuhuş yapmaya zorluyormuş adi kefereler!..
               - Namussuzlar!.. Düşmanın da asil olanı vardır. Bunlar adi, soysuz!.. Soysuz düşmandan korkulur' Neyse ben hazırlıklara başlayayım, İbrahim Ethem Bey çıkar gelir bakarsın.
               - Doğru' İbrahim Ethem Bey, ordunun gidişinden beri hep geleceğini söylüyordu. Pehlivanla da araları iyi, hemen gelir.

Bu yazı 912 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum