Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yüzüncü Yıl ve Düşündürdükleri

07 Kasım 2023 - 08:54 - Güncelleme: 07 Kasım 2023 - 08:55

Yanmış yıkılmış bir imparatorluğun külleri arasından filizlenen genç bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti, bugün 100’üncü şeref yaşına ulaşmanın coşku ve heyecanını yaşamaktadır.
            Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu güzel yurdu bize armağan eden kahraman gazi ve şehitlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Kabirleri nûr, mekânları cennet olsun.
            100 yıldır, özgürlüğün ve bağımsızlığın hazzıyla, rahat ve huzur içinde yaşadığımız bu güzel ülke, bugün ne yazık ki hak ettiği yerde bulunmamaktadır.
            Eğer biz, bizler: doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi; bu topraklar üzerinde hiçbir yabancı müdahale olmadan yaşayan, kendi evine, dükkanına, toprağına, fabrikasına sahip, istediği işi yapabilen, dilediği yere gidip gelebilen, istediği makama ve mevkie yükselebilen bizler, atalarımızın bin bir güçlük içinde kurtarıp, bizlere bıraktıkları bu kutsal toprakların ve yine bize hediye ettikleri dünyanın en güzel idaresi olan Cumhuriyet’in değerini bilerek ve hakkını vererek, geçen bu yüz yılı değerlendirmiş olsaydık, bugün biz de bir Almanya, bir Fransa, bir İngiltere ya da bir Japonya olabilir, dünyada sözü geçen gelişmiş ülkeler arasındaki  yerimizi alabilirdik.
            Ama ne yazık ki; yüz yıldır yaptığımız gibi, 100’ncü yılında da hala Cumhuriyet’i tartışmakla ve kurucularını yargılamakla meşgulüz. Elbet, sistem olarak da insan olarak da birtakım hatalar, eksik ve kusurlar olacaktır. Beşeriz, şaşarız. Lâkin bu, bize, en ağır ithamlarla ve asılsız iftiralarla, bütün ömürlerini bize güzel bir vatan ve güzel bir Cumhuriyet bırakmak için feda etmiş, ne yapsak borçlarını ödeyemeyeceğimiz o kahramanları yargılama ve sorgulama hakkını veremez.
             Artık çok gerilerde kalmış olan, bugün bizi birbirimizle kavgaya, bölünüp kamplaşmaya, çatışmaya ve hesaplaşmaya zorlayan talihsiz olayları, akl-ı selimimiz ve hoşgörü anlayışımızla geçiştirmeli, bizi bir araya getiren, kaynaştıran, kardeşlik ve yurttaşlık duygularımızı geliştiren, bilime, sanata ve üretime yönelten ortak değerlerimiz çevresinde toplanarak bir an evvel çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmanın çarelerini aramalıyız.
            Eğer bunu başarabilirsek; bugün bulunduğumuz yerden çok daha iyi yerlerde olur, ne siyasi ne ahlaki ne hukuki ve ne de ekonomik hiçbir sorunla boğuşmak mecburiyetinde kalmayız.
            Cumhuriyetimiz, yüzyıl boyunca sağdan ve soldan gelen birçok İzmler’le boğuştu. Kimisi, Cumhuriyet’in getirdiği özgürlükleri yeterli görmeyip daha fazla özgürlük vadeden(!) ideolojiler peşinden koştu, kimisi de Cumhuriyet’in getirdiği özgürlükleri fazla bulup tekrar eskiye dönme arzusuyla yanıp tutuştu.
            Çok değerli yıllar, bu iki zıt görüşün kısır çekişmeleri ve Cumhuriyet’e yönelik insafsız eleştiri ve saldırıları ile geçti. 100’ncü yılını yaşadığımız bu coşkulu günlerde gönül isterdi ki, artık yaşadıklarımızdan bir ders çıkaralım ve aklımızı başımıza toplayarak bu güzelim Cumhuriyeti layık olduğu yere hep birlikte el ele vererek taşıyalım.
 Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim biz Müslümanlara; birliği, kardeşliği, hoşgörüyü, sevgiyi, saygıyı ve çalışmayı emrediyor. 
            Şartlar da zaten bunu gerektiriyor.
            Bugün dünyada Cumhuriyeti özümsemiş, sözü geçen, güçlü bir Türkiye olsa idi, acaba tablo nasıl olurdu?
            -Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) diye bir proje olmazdı.
            -İsrail, Filistin ve Gazze’de masum Müslümanlar üzerine bomba yağdıramaz, Ortadoğu’da istediği gibi at oynatamazdı.
            -Bugüne kadar asker-sivil binlerce insanımızı katleden, güney sınırlarımızı tehdit eden Pkk, Pyd, Ypg, Işid gibi örgütler başımıza belâ olmazdı.
            -ABD, AB, Rusya ve Çin dünya üzerinde diledikleri gibi at oynatamazlar, masum kanı dökemezlerdi.
            -Batıda Yunan, doğuda Ermenistan ile ciddi meselelerimiz olmazdı.
            -Ege Adaları, Musul ve Kerkük diye bir meselemiz olmazdı.
            -Türkiye, Petrol, Uranyum, Bor ve Nikel gibi yeraltı madenlerini işleten zengin bir ülke olurdu.
            Ve Türkiye’de yaşayan bütün insanlar daha mutlu ve daha zengin, huzurlu ve güvenli bir hayat yaşarlardı.
            Cumhuriyetimizin 100. Yılı hepimize kutlu olsun. El ele, gönül gönüle nice yüz yıllara…

Bu yazı 429 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum