Ahmet BÜKE

Ahmet BÜKE

ahmetbuke@example.com

Evlilik Ritüellerinin Kökleri

07 Aralık 2023 - 09:17 - Güncelleme: 07 Aralık 2023 - 09:18

     Bugün “şehirli”, “modern” sayılan yaşamımızda bile evlilik ritüellerinin nerdeyse tamamındaki gerginliği fark etmişsinizdir. İnsanların “en mutlu günümüz” dediği süreçlerin gizli açık baskılar ve hatta sürtüşmeler içinde geçmesi üzerinde çok düşünmüştüm. “Kız isteme” denilen hatta bunun için yapılan ilk temastan itibaren olanları bir düşünün. Bir de bunun taşrada yaşanan gerginlikleri apayrıdır.
     Çıkarılan zorluklar, iniş çıkışlar, kavgalar vs. uzar gider. Örneğin gelin evden çıkarken damadın ailesine veya bizzat damada yapılanlar. Gelini salmamak, bahşiş istemek, damadı hırpalamak vs. Sonra düğün törenlerinde hatta gerdek odası önünde olanlar…

    Bütün bu “tuhaflıkların” kültürel kökenleri ve maddi nedenleri var aslında. İnsan bilince getiremese de nedensiz davranmaz.
     Örneğin, Kırgız Türklerinin evlenme töreninde ‘Otko kirüü’ yani ‘ateşe girme’ diye bir merasim var. Bu tören, düğünden birkaç gün sonra, gelinin akrabalarının evinde yapılırdı. Bundan sonra damat, artık gelinin akrabalarına yanaşır ve onlardan kaçmamaya başlardı. Kırgızlarda ‘kız kuduruu’ denilen başka bir düğün âdetine göre de, bir düğünde damat fena ata binerek, iyi ata binmiş olan kızı kovalarmış.
      Türkmen düğünlerinde gelin, babasının evinden çıkarılırken kız tarafıyla gelin alıcı arasında ‘dalaş’ denilen bir oyun oynanırmış. Bu oyunda kız tarafı kızı vermemek için kendi tarafına çekerken, erkek tarafı da almak için kendi tarafına çekermiş. Tatarlarda ise damadın kızı alması, evden çıkarması o derece zor oluşmuş ki, bazen damadın geleceği köprü dahi yıkılır, damat dövülür ve taşlanırmış. Semerkant’ta yaşayan Özbekler, damadı ucuna çivi çakılmış oklavalarla döverlermiş.
      Bütün bunlar (ve halihazırda günümüzde de devam eden evlilik merasimleri gerginlikleri) aslında iki taraf arasında yaşanan bir savaşma ve barışma sembolleri ya da ritüelleri.
     Çok eski çağlarda Türklerde Ekzogami ya da dıştan evlenme yasası vardı. Buna göre bir kabilenin erkekleri ancak başka bir kabilenin kadınlarıyla evlenebilirlerdi. Bunun içinde gençler bir araya gelir ve öteki kabilelere baskınlar, çapullar yapar; elde ettikleri kadınları kabileye zorla getirerek onlarla evlenirlerdi. Bu evlilikler de ortak evliliklerdi. Yani çapulla getirilen kadınlar ve onlardan doğan çocuklar ortak olurdu.
     Bu yasa başlı başına bir gerginlik ve savaşa da neden oluyordu. Kız kaçırmak ve kızları vermemek için çatışmak gerekiyordu. Zamanla ahlak ve kültürel normlar bu âdeti “ehlileştirdi” ve gerginlikler sembollerle ifade edilmeye başlandı.
     Müstakbel eşinizin ailesiyle tanışmaya ve Allah’ın emri ile diye konuşmaları dinlemeye başladığınızda size tuzlu kahve içiriyorlar ya işte bu delinin birinin icadı değil. İnsan ve toplumlar çok yavaş değişir arkadaşlar…
Ayrıntılı Bilgi İçin: ESKİ BİR YAŞITLAR TEŞKİLÂTI OLAN ‘KURDAŞLIK’ VE GÜNÜMÜZE ETKİLERİNE DAİR, Adem AYDEMİR, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı: 195, Aralık 2011

Bu yazı 792 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum