Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-4

28 Ocak 2017 - 15:17

Uyanan Afrika
27 Mayıs'a kadar olan siyasal anılarıma ilişkin olarak şimdi dönüp geriye baktığımda şunu görüyorum:
        8-10 yaşlarına kadar olan bütün çocukluğum sokaklarda geçti. Futbol, kazık, topaç çevirme (biz dana çevirme derdik), çelik çomak, kaydırak vb. oyunlar' Her akşam eve bacaklarım yara bere içinde dönerdim ve annem ayaklarıma, bacaklarıma kendi hazırladığı merhemleri sürerdi. Yine mahalle arkadaşlarımızla komşu mahallelere bir bahaneyle baskınlar düzenleyip mahalle kavgaları yapardık. Arkadaşlarımızla toplanır kızlardan, okuldan, yurttan, dünyadan konuşur, sohbet ederdik. Mahalle arkadaşlarımızla yaptığımız bu olağan sohbetlerimizin dışında daha sonraları siyasetle ilişkilendirdiğim iki sohbet konumuz daha vardı:
        Uyanan Afrika: Bütün çocuklar birbirlerine şöyle bir hikâye anlatırlardı. Bir adam fırına pişirmesi için bir güveç götürmüş. Güvecin kapağını hamurla sıvamış. Fırıncıya, 'Sakın bu kapağı açma!' demiş. Adam gittikten sonra, fırıncı kapağı bir açmış ki, güveçte kesilmiş çocuk bacağı, çocuk kolları' Hemen kapağı kapatmış. Korkusundan da kimseye bir şey söyleyememiş. Bu adam kara derili bir adammış. Bunlar yamyamlarmış. İnsan eti yerlermiş' Komşu il ve ilçelerin adları verilip buralardaki fırınlardan söz edilerek bu öykünün çeşitli varyasyonları anlatılırdı. Biz bu öyküleri inanarak dinler, korkuyla, ürpererek birbirilerimize anlatırdık. 
        Hadi bunlara çocuk aklı diyelim. Ama aynı öyküleri bize anne babalarımız, büyüklerimiz de anlatırlar ve böyle adamlardan, yamyamlardan sakınmamızı öğütlerlerdi. Benim hatırladığım, büyüklerimiz de bu saçma sapan öykülere inanırlardı. Yani bunları salt bizleri yabancılardan, tanımadığımız adamlardan korumak için, dikkatli olmamızı sağlamak için anlatmıyorlardı. Kendileri de bunlara inanıyorlardı. Kendileri inanmasalar bile çocukları kara derili adamlarla, yamyamlarla korkutmak ne demekti? Bütün bu öyküler nereden, niçin, ne amaçla çıkarılıyordu?..
        Afrika büyük emperyalist devletlerin sömürgesiydi. Buradaki devletlerin bağımsızlık mücadelesi 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında hız kazanmıştı. Bu bağımsızlık mücadelesi 1950'den sonra da sürdü. 
Yani Afrika yamyamdı, bağımsızlık onların neyineydi? Onlar Batı'nın, Amerika'nın, emperyalistlerin sömürgeleri olarak kalmalıydı. Bu yalanlarla dünya halklarının Afrika'nın bağımsızlık mücadelesine karşı olmalarını, en azından ilgisiz kalmalarını sağlamayı düşünmüşlerdi.       
        Amerikan filmlerinde, kovboy filmlerinde de aynı şeyi görmedik mi? Aslında Amerika, Kızılderililerin yurtlarına, topraklarına el koymuş ve o halkları vahşice yok etmişken, biz kovboy filmlerinde bunun tam tersini gördük. Amerikan Kızılderili çatışmalarında Amerikalılardan yana olduk ve kahrolası Kızılderili dedik.
        Amerika Kızılderili çatışmasının bir benzerini yine aynı Amerikan casusluk filmlerinde gördük. Amerikan ve Sovyetler Birliği gizli servisleri büyük bir mücadele, çatışma içindedirler. Bu filmlerde Amerikan ajanları hep yakışıklı, akıllı, becerikli, zekidir; tuttuğunu koparmakta, dünyayı, insanlığı büyük bir beladan kurtarmaktadırlar. Ruslar ise hep hantal, çirkin, kötü insanlardır, aptaldırlar. Bu kötü insanlar dünyanın, insanlığın başına bela iken Amerikan ajanı kendi hayatını tehlikeye atarak bizleri kurtarır. Yaşasın Amerika! Yaşasın emperyalist kapitalist sistem! Kahrolsun Sovyetler, sosyalizm, komünizm!... 
        Kahrolsun Ruslar, Kahrolsun Komünistler!..: Çocukluğumun beni korkutan birinci öyküsü kara derili yamyamlık öyküleriyse ikincisi de Rusluk, komünistlik öyküleridir. Sanıyorum daha çok Rus sözcüğünü kullanırdık. Yine 8-10 yaşlarına kadar mahalle arkadaşlarımızla olan toplantılarımızda birbirimize çeşitli Rus öyküleri anlatırdık. Biz Rus'u bizim gibi bilmez, tanımaz, bizim insanımız gibi algılamazdık. Rus'un sanki üç gözü vardı, kuyruğu vardı, çocukluğumuzda gördüğümüz şeytan resimlerindeki gibi acayip bir yaratıktı. Ve biz işte o Rus'tan çok korkardık. Yine yamyam, Kızılderili olaylarında olduğu gibi böyle bir Rus tanımının ve Rus algısının bizlere emperyalist/kapitalist sistem tarafından çok hesaplı olarak planlanıp anlatıldığını çok sonraları anladık ve bunun bilincine çok sonraları vardık.          
        Amerikan emperyalizmi, Amerikan kültür emperyalizmi denen şey işte buydu, bunlardı. İlkokulda bizlere Amerika armağanı olarak top, düğme kartonu, kalem, defter gibi çeşitli oyuncaklar, hediyeler dağıtılırdı. Hepimiz Amerikan hayranıydık. Ailemizde, evlerimizde, kahvelerimizde Amerika'ya övgüler düzülürdü. Afrika, Afrikalılar, Afrika halkları yamyamdı. Ruslar canavardı, barbardı. Kızılderililer insan kafası yüzen vahşilerdi. Amerika bütün dünyaya uygarlık ve insanlık götürüyordu. Amerikalılar dünyanın en iyi insanlarıydı.
        Günümüzde iyiler ve kötüler; dostlar ve düşmanlar olarak benzer algılar, benzer yargılar, benzer değerler yalanla, dolanla insanlara dayatılıyor, yutturuluyor. Basın, medya, radyo, tv., önceki dönemlerden çok daha etkili olarak insanı, insanları tutsak almış durumda güdüyor, yönetiyor. Aman dikkat, diyoruz. Bize sunulan her şeyi sorgulamalıyız. Her zaman, her durumda, sürekli uyanık olmalıyız, uyanık olmak zorundayız.          

Bu yazı 2006 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum