Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yangın-10

11 Haziran 2018 - 03:03

06 HAZİRAN 1919,GÖRDES
 Gördes Kuvayı Millîye Cemiyeti Heyet-i Umumîye'si, ikinci toplantısını yapmak üzere, Hacı Ethem Bey başkanlığında, cemiyet merkezinde bir araya gelmişlerdi. 
Hacı Ethem Bey:
-Gördes Kuvayı Millîye Cemiyeti'nin Muhterem Üyeleri! Hoş geldiniz!
İzmir, Manisa, Saruhanlı, Kasaba derken nihayet düşman komşumuz Akhisar'a da girdi. Artık düşmanla aramızda sayılı dağlar var. Düşman süratle ilerlerken, ümitle beklediğimiz İstanbul maalesef sükûnetini muhafaza ediyor. Talihsiz bir şekilde imzaladığımız mütareke neticesinde darmadağın olan kuvvetlerimiz, çaresizlik içinde bu vahşi istilayı sadece seyrediyor. Mukavemet göstermek isteyenlere ise türlü mânialar çıkarılıyor. Daha evvel yaptığımız toplantıda aldığımız kararlar muvacehesinde; kazamız ve havalisinde asayişi temin etmek ve yaklaşan düşman tehlikesine karşı kazamızı müdafaa etmek gayesiyle cemiyetimiz bünyesinde kâfi miktarda bir zinde kuvvet teşkili zaruri hale gelmiştir.  Bu kuvvetin sevk ve idaresi tamamen cemiyetimize bağlı olmakla beraber, fiili şeflik vazifesi cemiyetimiz heyet-i idaresi azalarından biri tarafından yerine getirilecek ve her türlü iaşesi de cemiyetimiz tarafından karşılanacaktır. Bu hususun istişare edilmesini yüksek takdirlerinize arz ediyorum.
               - Münasip olur! Münasiptir! sesleri arasında azalardan Tevfik Efendi:
               -Reisim! Hükümetin bu işlere sıcak bakmadığını ve Kuvayı Millîye taraflılarını dinsizlik ve hainlikle suçladığını duyuyoruz. Hükûmetle aramızda bir müşkülata sebep olmasın bu teşebbüsümüz. Kardeş kardeşe düşmesin yine. Kazamızda hükûmet askeri de var. Hoş olmayan hadiseler vukua gelebilir, dedi.
               Hacı Ethem Bey: 
               -  Tevfik Efendi, tabii ki bu sözlerinizi, Kuvayı Millîye'ye tavır arz eden muhalif ifadeler olarak kabul etmiyoruz'
               -Yo! Haşa!.. Ben biraz temkinli olmak taraftarıyım. Hareketimizin; padişah ve halife hazretlerine karşı bir isyan hareketi olarak görülmesi, saltanata ve hilafete sadakatle bağlı ahali nezdinde bizi müşkül vaziyete düşürebileceğinden endişe ederim.
               -Ağalar! Beyler! Bu cereyanlara, İstanbul'un sıcak bakmadığı malûm. Kuvayı Millîye'yi bir isyan hareketi olarak görüyorlar, doğru. Tabi ki bunda; Payitahtı işgal altında tutan İngilizlerin tesiri olduğu muhakkak. Kuvayı Millîye Hareketi, sadece vatanın felahını değil aynı zamanda saltanatın ve hilafetin felahını da düşünen bir harekettir. Padişah Efendimizin eli kolu bağlı, hükûmetin başına getirilen şahıs ise işgalcilerin bir dediğini iki etmiyor. İstanbul'a kalırsa; düşman elini kolunu sallayarak arzu ettiği yere girecek, istediğini yapacak. İşte İzmir' İşte Manisa'İşte Kasaba've işte Akhisar' Hani, nerede hükûmetin kolluk kuvvetleri? Yunan'ın bu şehirlerimize girmelerine mani olabildiler mi? Kuvayı Millîye; zaruret neticesinde zuhur etmiş bir harekettir. Geriye dönüşü de yoktur. İstanbul bizi müdafaa edemediğine göre, biz kendi kendimizi müdafaaya mecburuz. Hükûmet askeri bize müdahalede bulunmadıkça bizden de bir müdahale görmeyecektir. Bundan emin olabilirsiniz.
               Gerilerden Sipahizâde Mehmet Efendi:
               - Kaymakam Bey ne diyor bu olup bitenlere? Hükûmet askerini zapt edebilecek mi?
               Hacı Ethem Bey:
               - Kaymakam Bey sessiz kalıyor. Çevremizde olup bitenler onu da müteessir ediyor muhakkak. Hükûmet askerini bize karşı kullanabileceğine ihtimal vermiyorum.
               Hacı Musazâde Namık Efendi:
-Yok, kardeşler! Gördes'imizde böyle nahoş hadiseler yaşanmaz. Biz işimize bakalım.
               Hacı Ethem Bey:
- Çok güzel söylersiniz arkadaşlar. Endişe edilecek bir vaziyet  söz konusu değil. Ben Kaymakam Bey'le ve Kumandan' la görüşüyorum. Onlar da vatan ve millet aşkıyla dopdolu insanlar. Henüz ölmedik, bakın ferahlatıcı haberler de alıyoruz. Balıkesir ve Soma'da bulunan kuvvetlerimiz ve sayıları mütemadiyen artan Türk çeteleri yani Millî kuvvetlerimiz büyük bir hazırlık içindeler. Allah ü Teâlâ'nın inayetiyle Akhisar'dan öteye adım atamayacaklardır. Bir başka haber de şark cephemizden; Erzurum'da on beşinci kolordu kumandanımız Kâzım Karabekir Paşa, mütareke şartlarını dinlemeyip kuvvetini dağıtmamış. Silah ve cephanesini de teslim etmemiş düşmana. Çok çetin bir mücadele veriyormuş Ermeni keferesine karşı. Buralardaki Rum komitacıları gibi oralarda da Ermeni komitaları türemiş. Asırlar boyu beraber yiyip içtikleri Müslüman komşularına karşı çok merhametsiz davranıyorlar, köyleri basıp kadın çocuk ayırmadan vahşice kesiyor, camilere doldurup diri diri yakıyorlarmış gözü dönmüş kefereler. Çok şükür ki Karabekir Paşa hepsini durdurmuş.
               Alanyalı Bekir Efendi:
               -Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş. Karabekir Paşa, o mazlumlara, yüce Mevlâ'nın bir lütfu işte. Cenâb-ı Hakk yardımcısı olsun.
               - Âmin! Sesleri salonda yankılandı.
               Hacı Ethem Bey:
-Aldığımız diğer haberlere göre ise; İstanbul'daki vatanseverler de boş durmuyorlarmış. Sandıklar dolusu silah ve cephaneler Anadolu'ya kaçırılıyormuş. Bazı paşalarımız ve münevverlerimiz de Anadolu'ya geçmenin çarelerini arıyorlarmış.
               Müftü İsmail Hakkı Efendi:
               -Cenâb-ı Hakk'ın izni keremiyle bu Müslüman Millet ölmez. Erenlerin, evliyaların, şühedanın yurdu olan bu aziz vatan toprakları, küffara mezar olacaktır inşa Allah. Ümitvar olalım, Allahütealâ'dan ümidimizi kesmeyelim. Sımsıkı Allah'ın ipine, Kur'an-ı Kerim'e sarılalım. Yakında hak adalet yerini bulacaktır. Biz saflarımızı sıklaştıralım. Aramıza nifak sokmalarına müsaade etmeyelim.
 Nasuhzâde Mustafa Efendi söz isteyerek ayağa kalktı:
               -Efendiler! Kardeşlerim! Gördes Kuvayı Millîye Cemiyeti azaları olarak bizler ağır bir mesuliyeti omuzlarımıza aldık. Bu güzel vatan, bu güzel belde, şu zavallı insanlar büyük bir ümitle gözlerini bize dikmiş bir şeyler yapmamızı bekliyorlar. Toplantımızın başına dönelim, uzun lafa lüzum yok; derhal silahlı kuvvetimizi teşkil ve faal hale getirmeliyiz. Bu ahaliyi de rahatlatacak, teselli edecektir. Hemen yarın elli kişilik kuvveti hazırlayıp talimlere başlayalım derim. Bu sayıyı zamanla artırırız.
               -Nasuhzâde Mustafa Efendi'nin bu güzel teklifini reylerinize sunuyorum.
               -Kabul! Kabul! sesleri arasında Hacı Ethem Bey büyük bir müşkülatı halletmenin mutluluğu içinde gözleri parlayarak:
               -Evet Muhterem Azalar! Kazamız ve havalisinde asayişi temin etmek ve yaklaşan düşman tehlikesine karşı kazamızı müdafaa etmek gayesiyle Cemiyetimize bağlı elli adet atlı milis kuvveti teşkil edilmesini, bu kuvvetin kısa zaman zarfında iki katına çıkarılmasını ve  bu kuvvetin sevk ve idaresi tamamen Cemiyetimize bağlı olmakla beraber, fiili şeflik vazifesinin Cemiyetimiz Heyet-i İdaresi azalarından Nasuhzâde Mustafa Efendi'ye verilmesini takdirlerinize arz ediyorum.
-Münasiptir! Kabul! Kabul! Sesleriyle Gördes Kuvayı Millîye Cemiyeti'ne bağlı yüz kişilik bir atlı milis kuvveti kurulması oy birliğiyle kabul edildi.
- Vatana, millete ve kazamıza hayırlı olsun arkadaşlar! Diyerek Cemiyet Başkanı Hacı Ethem Bey toplantıyı bitirdi. 

Bu yazı 949 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum