Reklam
Reklam
Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Avukatlık ve Adliye Anıları-16

19 Mart 2016 - 14:25

İlginç Davalar-2
Açıkbaş Ahmet (Ahmet Uyan/Uyar): Açıkbaş Ahmet benim çocukluğumun ‘Ahmet Amca'sıdır. Onu bütün Gördes bu şekilde, ‘Açıkbaş Ahmet' olarak tanır, bilir. 1950'li yıllar ve öncesinde Gördes'te bugün bildiğimiz anlamda elektrik yoktu. Elektrik, ‘Fabrika' denilen Roma döneminden kalma eski bir kilisedeki jeneratörden hava karardıktan sonra verilir ve geceleyin saat tam 12.00'de kesilirdi. Açıkbaş Ahmet sanıyorum o tarihte belediyede görevliydi ve bu elektrik verme/kesme işini o yönetirdi. Vakti geldiğinde önce elektrik yakılıp söndürülerek sinyal verilir, eşi ‘Ziynet Hanım Teyze' komşu gezmesindeyse, 'Ahmet çağırıyor, bana müsaade,' deyip evine giderdi. Bu sırada geceleyin daha oturmak isteyenler, yatı hazırlığında olanlar idare (gaz) lambalarını yakar ve bir süre sonra da elektrikler kesilirdi.
İlginç davaları anlatıyorum ya, Gördes yakınlarındaki dava konusu bir tarlanın keşfine gitmiştik. Hâkim, sanıyorum Hayriye Hanım'dı. Yoksa Fethiye Hanım mıydı? Keşfin sonunda, keşifte bilirkişi olarak dinlenen Açıkbaş Ahmet ile Hayriye Hanım arasında dava dışı bir sohbet başladı. Bizler bu ikili sohbeti soluksuz dinliyorduk. İşte hiç unutamadığım, hiç aklımdan çıkmayan, beni çok duygulandıran o olaya, o sözlere bu sohbette tanık oldum.
Açıkbaş Ahmet şöyle dedi: 'Hâkim'anım, karım çok yaşlıydı, yatalak hastaydı ve gözleri hiç görmüyordu. Bu durumdayken kendisine 10 yıl baktım. Keşke karım yaşasaydı da ben kendisine bir 10 yıl daha baksaydım.'
Hâkim Abdurrahman Aksoy: Sonraki yazılarımda Yıldız Sineması ile ilgili davaları daha geniş olarak anlatacağım. Burada yalnızca değerli bir hâkimimizi anmak, ona bir selam göndermek, sevgi ve saygılarımı belirtmek için onunla ilgi bir davayı anlatacağım. Ama önce kısaca Hâkim Abdurrahman Aksoy'
Abdurrahman Bey ilçemize 1960'lı yılların ortalarında, sanıyorum 1966 yılında geldi. Yoksa daha mı sonraydı? Aslen Salihlili ya da Akseki'den'  Buraya gelmeden doğuda bir yerlerde, sanıyorum Yüksekova'da hâkimlik yapmış' Bu satırları yazarken biraz da utanarak yazıyorum. Bunca yıl aynı yerde çalıştık; avukat/hâkim, meslektaş sayılırız. Böyleyken hakkında ne az şey biliyormuşum?
Dahası var. Ben Gördes'te avukatlığa 1967 yılı Ekim ayında başladım. O tarihte Abdurrahman Bey evimizin kiracısı. Ev babamın evi; iki katlı, dört yanı bahçeli bir ev; üst katta babamlar oturuyor, alt katta Abdurrahman Bey. Abdurrahman Bey evli; 4-5 yaşlarında bir çocuğu var, Rahmi. Daha sonra Gördes'te bir de kızı olacak, Gülbiz. Abdurrahman Beylerle babamlar olsun, biz olsun ailecek görüşüyoruz'  
Davamıza gelince: Babamın işlettiği Yıldız Sineması Gördes Belediyesi tarafından 06. 06. 1968 tarihinde ehliyetsiz makinist çalıştırdığı (sinemanın yıllardır ehliyetli makinesi vardı: Yakup Yazı) gerekçesiyle 15 gün süreyle kapatıldı. Kapatma kararına 10.06.1968 tarihinde Gördes Sulh Ceza Mahkemesi'nde (SCM) itiraz ettik.  
Avukatlığa başladıktan sonra savcılarla, yargıçlarla yakın arkadaşlık, dostluk kurmamaya çaba ve özen göstermişimdir. Böyle bir arkadaşlık ve dostluk davalara ilişkin olarak kesinlikle aleyhinize oluyordu, olurdu. Yargıçlar, savcılar böyle durumlarda öncelikle kendilerini korumaya alırlardı, alıyorlardı. Etraftan bir dedikodu olur kaygısıyla takdir haklarında olsun, yasayı yorumlama ve değerlendirme konularında olsun kritik davalarda aleyhinize karar veremeye daha yatkın oluyorlardı. (Not.: Aslında herkes görevini yapıyordu. Arkadaşlık, dostluk, yakınlık en küçük şekilde kararlara etkili olmamalıydı. Adaleti, demokrasisi gelişmiş toplumlarda yargıçların böyle bir kaygısı ve sorunu yoktur. Toplum da bunun bilincindedir ve değerlendirmesi buna göredir. Yargının bağımsız olmadığı, demokrasisi gelişmemiş toplumlarda savcılar ve yargıçlar toplumun bu yanlış algısı ve değerlendirmesi nedeniyle zan ve şüphe altında kalmaktan korkup çekindiklerinden, kararlarında bu duygularının etkisinde kalabiliyorlar.)
Abdurrahman Bey gerçekten çok dürüst, âdil, çalışkan, bilgili bir yargıçtı. Nitekim daha sonraları Yargıtay hâkimliğine atandı. Yıllarca orada görevini başarıyla sürdürdü ve Yargıtay'dan emekli oldu. Bizim davamıza bakarken de yukarıda belirttiğim kaygılar içindeydi diyemem. Ama ben yine de yukarıda belirttiğim nedenlerle davamıza bakmasını istemezdim, istemedim.
Abdurrahman Bey 11.06.1968 tarihli kararıyla davamızı reddetti. İşin kötüsü yasa gereği kararı kesindi; temyizi, itirazı yoktu. Ancak yine yasa gereği 'yazılı emir' diye olağanüstü bir kanun yolu vardı. Adalet Bakanlığına başvurduk. Adalet Bakanlığının girişimiyle Gördes SCM'nin davamızın reddine ilişkin kararı yazılı emir yoluyla Yargıtay'ca bozuldu. Bunun üzerine Yargıtay'ın bozma kararını mahkemeye ibraz ederek sinemanın kapatılmasına ilişkin kararın kaldırılmasını talep ettik. Gördes SCM Yargıtay'ın bozma kararı uyarınca sinemanın kapatılmasına ilişkin belediye kararını kaldırdı ve böylece adalet yerini buldu.
Hâkim Abdurrahman Aksoy Yargıtay'dan emekli olduktan sonra İzmir'e yerleşti. Bir süre danışman avukat (avukatlara, kurumlara, işletmelere hukuki konularda görüş bildiriyordu) olarak serbest avukatlık yaptı. Uzun yıllar önce eşi Aysun Hanım'ı kaybetti. Sanıyorum şimdi 80'li yaşlarının sonlarında olan Abdurrahman Bey'e sağlıklı uzun ömür diliyoruz. Kendisini saygıyla, sevgiyle anıyoruz'          

Bu yazı 1685 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum