Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Yaşasın Cehalet!

22 Şubat 2023 - 18:15 - Güncelleme: 22 Şubat 2023 - 18:15

İstanbul Teknik Üniversitesinin ve ülkemizin efsane hocalarından birisiydi. Mimar Prof. Dr. Doğan Kubat, hocaların hocasıydı. Bilim adamlığının, ülke sevdasının ve meslek ahlakının bütün umdelerini, bünyesinde toplamış nadide bir şahsiyetti.
            Entelektüel nazarla, ülke gerçeklerine dokunuşları hafızalara kazınmıştır. Mesela şu söz ona aittir: “Türkiye cehaletiyle övünen ülke.”
            Neydi cehalet? Kimdi cahil?
            Eskimiş kabullere göre; okuması yazması olmayana, diploması bulunmayana cahil der geçerdik. O tür insanlar çoğunluk oluşturursa, toplumun cehaletinden bahsederdik. Bu tespitler ne kadar gerçekçiydi? Bireyin cahil olması başka bir şey, toplumun cehaleti başka bir şey miydi acaba?
            Gördes yöresine ait, bu konuda güzel deyişler vardır. Şehrin efsane kahvecilerinden, Dövücünün Süleyman’dan derlediğim şu deyişler, ne kadar anlamlıdır.
            Âlim ile sohbet etmek
            Bir lale ile incidir
            Cahil ile sohbet etmek
            Elbet bir can incitir.
            Yine ondan derlediğim, şu deyişe ne demeli:
            Cahil ile sohbet etme küstürürsün
            Cam parçasıyla kıçını silme kestirirsin.
            Geride kalan yıllar bana, cahil ve cehalet kavramlarının, hiçte kabul ettiğimiz şekilde olmadığını gösterdi. Okuma yazması olmayan kalmadı. Diplomasız insan da kalmadı. Peki, ülkenin cahil ve cehalet sorunu çözüldü mü? Elbette çözülmedi.
            Yaşadığım toplumsal gerçeklikler ve edindiğim devasa tecrübe, bana şunu öğretti. Cahilliğin okumayla yazmayla bir ilgisi yok. Keza cehalet kavramının da..
            Okumuyorsun, bilmiyorsun, bu cahillik değil. Böyle insanların çoğunlukta olduğu bir toplumun, özelliği cehalet değil. Peki, nedir o zaman?
            Cahillik, bilgiye itibar etmemektir. Bilenlerin sesine kulağını kapatmaktır. Hangi mevki ve makamda olursan ol, bilgiye itibar etmiyorsan cahilsin. Hangi diplomaya sahip olursan ol, bilgiye itibar etmiyorsan cahilsin.
            Halk olarak; diplomalısı, diplomasızı bilgiye itibar etmiyor, kulak vermiyorsa, bilin ki toplum cehaletiyle övünüyor demektir.
            Merhum Doğan Kubat hoca, tespitinde sonuna kadar haklı. Bu acı gerçeği, o kadar güzel veciz ifade etmiş: “Türkiye cehaletiyle övünen bir ülke.”
            Rant, para, mevki, makam bilgiyi hançerleyen unsurlardır. İnsanın gözünü kör, kulağını sağır eder. Meselenin kahredici tarafı, toplumun böyle bir ortalamaya sahip olmasıdır.
            Depremlerle yıkıldık. Acılar, kahırlar üst üste. Ne anlatılacak gibi, ne tarif edilecek gibi. İktidar ve muhalefet cephesine bakın. Konuştukları mevzulara, kullandıkları kelimelere bakın. Ziyadesiyle yaşadıkları kaygıya bakın. Hele durun biraz. Önce cenazelerimizi bir kaldıralım.
            Cenaze evinde, cenaze kaldırılmadan miras tartışmasına kalkan evlatlar gibi hareket ediyorlar. Nedir bu, nedir? Cehalet mi? Hayır, şeddeli cehalet..
            Bu kaçıncı deprem, bu kaçıncı yıkılma, bu kaçıncı kahroluş. Yıllardır bas bas bağıran, bilim insanlarının uyarılarına kulak asan kim? Vatandaş mı? Belediyeler mi? Müteahhitler mi? İmar aflarıyla oy toplayan iktidarlar mı? Hiç birisi elbette.
            Nedir bu? Cehaletiyle övünen ülke manzarası değil midir?
            Cehaletin hüküm sürdüğü bir toplumda, bilin ki vicdan iptal edilmiştir. Çünkü bilgi vicdanın, vicdan da bilginin ilacıdır. Tabii ki bilgiye itibar edilirse.
            Bilgiye itibar edenlerin, bu ülkede sayısı kaçtır. Can acıtıcı ve ülke gerçeği olan komik bir rakamdır. Onlar bu toplumda, kelaynak kuşları gibidir. Geriye söylenecek bir tek söz kalır; Yaşasın Cehalet!!!

Bu yazı 627 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum