Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Sevgisiz Yaşanır mı?

25 Mart 2016 - 17:08

İki haftadır, artık Çerçeve sütununu boş bırakıyorum. Siyasi ve sosyal meseleler üzerine yazmak, içimden gelmiyor. Aklım ve bilgim çok şeyi emrediyor, ancak parmaklarım tuşlara gitmiyor.
            Bir müddet böyle devam etmek zorundayım. Bu yüzden, sizlerle Gördes Yazıları sütununda buluşuyorum. Yaşadığımız iklim; duygularımızı, aklımızı paramparça etti. Bir yanda korku ve kaygılar, bir yanda kahrolmuşluklar var.
            Her şeye rağmen yazmak zorundayım.
            Mevcut iklimin havasını dağıtacak yazılara yer vererek, bu mevsimin geçmesini bekleyeceğim.
            Çünkü sevgi yerle bir oldu. Korkuyla, kaygıyla ve nefretle birbirimize hücum ediyoruz.
            Sevginin olmadığı yerde, hangi zenginliğin kıymeti olabilir?
            Sevginin olmadığı yerde, hangi başarıdan söz edilebilir.
            Aile hayatından tutun, devlet hayatına kadar bu gerçek asla değişmez.
            Bu hafta, bahsettiğim konu üzerine sizlere bir hikâye anlatacağım. Ufkumuzda dolaşan kara bulutlar bir nebze dağılsın. Kanayan yüreklerimiz birazcık dinsin.
            Eski devirlerde, bir memlekette geçer bu olay. Bir kadın evinden dışarıya çıktığında, kapının önünde beyaz sakallı üç ihtiyarın oturmakta olduğunu görür. Onları tanımamasına rağmen, şöyle der: ‘ Siz aç olmalısınız. Lütfen içeriye girin, bir şeyler yiyin.'
            Adamlar kadının bu davetine karşılık, ‘evin erkeği içeride mi' diye sorar. Kadın erkeğinin içeride olmadığını söyleyince, davetinize icabet edemeyiz şeklinde cevap verirler.
            Akşam olur. Evin erkeği gelince, kadın durumu anlatır. Vaziyeti öğrenen adam, karısına seslenerek, ‘onları içeriye davet et' der.
            Dışarıya çıkan kadın, kocasının geldiğini, onun rızasıyla kendilerini içeriye almak istediğini beyan eder. Bu defa adamlar; ‘ aynı anda üçümüz içeriye giremeyiz' cevabını verir.
            Kadın merakla, niye sorusunu sorar. Yaşlı adamlardan birisi, şu açıklamayı yapar:
            ' Şu arkadaşımın ismi Zenginlik, su arkadaşımın ismi Başarı ve benimkisi ise Sevgi. Git kocanla konuş. İçeriye hangimizin girmesini istiyor, bir sor bakalım.'
            Kadın heyecanla içeriye girer. Kocasına durumu anlatınca, şu karşılığı alır: ‘ Madem öyle, hemen Zenginliği çağıralım. Evimizin içi zenginlikle dolsun.'
             Kocasının teklifine itiraz eden kadın : ‘Boş ver zenginliği, başarıyı çağıralım. Başarı gelirse, zenginlikte onu takip eder.'
            Evin içindeki bu konuşmalara şahit olan gelin, söze girerek bir başka teklif getirir: ‘Evimize sevgiyi davet edelim. Bu daha güzel olur, evimizin içi sevgiyle dolar.'
            Gelinin teklifi kabul görür ve Sevgiyi eve davet ederler.
            Sevgi içeriye girerken, diğer arkadaşları Zenginlik ve Başarı eve girmek için kendisini takip etmeye başlar. Kadın dayanamaz ve sorar: ‘Ben sadece Sevgiyi davet ettim. Siz niye geliyorsunuz?'
            Zenginlik ve Başarı, bunun üzerine birlikte şu cevabı verir:
            'Eğer Zenginlik yada Başarıyı davet etmiş olsaydınız, diğer ikisi dışarıda kalırdı. Ancak sen Sevgiyi davet ettin. O nereye giderse biz de oraya gideriz. Nerede Sevgi varsa, orada Başarı ve Zenginlik de vardır.'

Bu yazı 1018 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum