Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Sağol Demeye Geldim

05 Eylül 2016 - 00:23

Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bunları toplum olarak birlikte yaşıyoruz. Tekrarlamak ve sıralamak istemiyorum. Milli birlik ve beraberlik şuuruyla, tüm olumsuzluklara karşı dimdik durmayı becerebiliyoruz.
            Şahsen gelişmeler karşısında, beynimde bir yorgunluk hissediyorum. Yüreğim aynı derecede bitkin sanki. Son zamanlarda üst üste yazılar yazdım. Dertlerimize parmak bastım. Yürekten ve inanarak yazan birisiyim. Hem gündemin ağırlığı ve hem yazmanın baskısı ile garip bir durgunluk yaşıyorum.
            Biraz ara vermeliyim diye kendime tavsiyede bulundum..
            Hatta bu hafta köşemi boş bırakmayı düşündüm. Bunun gerekli olduğunu yeni fark ediyorum. Tüm köşe yazarları, belirli sürelerde izne çıkıyor. Onların haklılığını şimdi daha iyi anlıyorum. Kolay değil bu iş.  Gündem ağır, bunu takip etmek ve yazmak insanın sinir sistemi üzerinde olumsuzluklar yaratıyor.
            Bu haftaki sayımız, bayram baskısı gibi. 12 Eylül pazartesi günü, kurban bayramının ilk günü. Büyük bir zorunluluk olmadığı takdirde, o gün gazetemiz yayınlanmayacak. Yani bayramdan istifade edeceğiz. Bunun anlamı, bana yaklaşık iki haftalık bir mola imkânı demek.
            Yani ilaçtan fazlası.
            Bayramdan önce, bu bayram sayısında köşemi istesem de boş bırakamadım. Bayram coşkusuna hazırlanırken, sanki bir bayram hediyesiydi yaşadığım. Bunu sizinle paylaşmak isterim.
            Geçen hafta pazartesi günü, iş yerim kalabalık. Yaşlı bir teyze yanında birisiyle beraber içeriye girdi. Elinde küçük bir bastonu vardı. Hayırlı işler Ahmedim dedi.
            Bu kadını tanıyordum ben. Ama nereden?
            Sonra uzun yıllar gerilere gittim. Kayacık'tan idi. Manifaturacılık yıllarımızda önemli bir müşterimizdi. Yüz hatları, konuşması beni eski yıllara götürdü. İsmini hatırlayamadım, sadece teyze hoş geldin sefa geldin diyebildim.
            Oğlum Ahmet niye geldim biliyor musun dedi. Bilmiyorum diye cevap verdim. Sonra devam etti teyzem:
             Geçen hafta bir yazı yazmışsın. Hani şu şeytan yazısı. Öyle beğendim ki sana sağol demeye geldim.
            Şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. 'Şeytanın Evliyaları' yazısından bahsediyordu. En az 75 yaşlarında Kayacıklı bir kadın, bu makaleyi okumuş ve bana mazinin sıcaklığıyla gelip sağol diyordu.
            Oturttum, çay ikram ettim. Sohbetimiz gittikçe koyulaştı. Gazete aldırıp, yazılarımı her hafta okuyormuş. Şeytanın Evliyaları başlıklı yazı kendisini çok etkilemiş. Mahallesinde kadınları toplayarak, yazıyı okumuş.
            Bakın demiş, bizim dinimiz işte bu. Abuk sabuk insanların ardından gitmeyin. Kur'an öğrenin, ne diyor anlayın diye nasihatte bulunmuş.
            Bayrama hazırlanırken, en güzel bayram hediyesi benim için.
            Sonra kendimle tekrar konuştum. Yorgunluğunu ve dinginliğini anlıyorum. Bayram tatiliyle iki hafta kafanı dinlendir. Yüreğindeki fırtınaları dindir. Kayacıklı teyzelerin yazılarını bekliyor, kendini hazırla dedim.
            Kurban bayramınızı tebrik ediyorum. Bayram tatili gönlünüzce neşe ve mutluluk içinde geçsin.

Bu yazı 1836 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum