Reklam
Reklam
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Matematik Ağlıyor!

07 Eylül 2022 - 14:12 - Güncelleme: 07 Eylül 2022 - 14:13

Matematik, sadece hesap kitap mıdır? Matematik, yalnızca rakamlar mıdır? Topla çıkar, böl ve çarp mıdır? Elbette değildir. Dahası ve daha fazlasıdır. Matematik mantıktır, muhakemedir, düşüncedir.
            Dolayısıyla toplumların gelişim seviyesi, matematiğe verdiği önemle doğru orantılıdır. Toplumunuz mesela, ne kadar matematik kafalıdır? Başka bir deyişle, toplumun matematik ortalaması, geleceğiniz için ümit vaat ediyor mu?
            Matematik ortalaması düşük bir toplumda; sağlıklı düşünce, düzenli ekonomi tesis edilemez. Siyasi taraftarlıklar, ideolojik bakışlar, kamplaşmalar, kör düşünceler ağırlık kazanır.
            Tanıdığım en büyük matematikçilerden birisi, rahmetli İbrahim Toker idi. 1969/72 yıllarında, Gördes Orta Okulu müdürüydü. Matematik bu kadar mükemmel anlatılabilirdi. O yılların ders saatleri hala hafızamda. Bugün bile, o derslerin bana kazandırdıklarıyla hayata devam ediyorum.
            Matematik kitabımızın yazarı, bir büyük matematikçi olan Tahsin Çizenel’di. Kitabımızın giriş bölümünde, şöyle diyordu Çizenel: “Matematik nazlı bir kraliçedir. Siz onu bir gün ihmal ederseniz, o sizi bir yıl ihmal eder.”
            Evet, matematik nazlı bir kraliçedir. Eğer onu ihmal ederseniz, o da sizi ihmal eder.
            ABD’de Reagan dönemi, farklı özelliklere sahiptir. Mesela ABD tarihinde en yüksek vergi, Reagan döneminde toplanmıştır. Bir toplantıda, kendisine bu başarının nasıl elde edildiği sorulmuş. Şöyle cevap vermiş: İbn-i Haldun’u okuduk ve uyguladık başarılı olduk.
            Reagan, İbn-i Haldun’un Mukaddime isimli eserinden bahsetmişti. Toplum Sosyolojisinin ana kitabıydı. 20’li yaşlarda tamamını satın almıştım. Reagan o açıklamayı yaptığında, hemen Mukaddimeye sarıldım.
            Bir devletin, yüksek vergi toplamasının şartlarını sıralıyordu. Devlet vatandaşını vergilendirirken; adalet, güven, eşitlik duygusunu ortaya koyması gerekir. Bunun yolu da, vergi oranlarını düşük tutmaktır. Bu şartlarda, halk bu güven duygusuna karşılık verir, vergisini muntazam ödemeye başlar.
            Bu konunun, matematikle ne ilgisi var diyeceksiniz. Evet var. Zira Matematiğin duyguyla, mantıkla, güvenle ilişkisi var. ABD tarihinde ilk defa, Reagan döneminde “Dünya Matematik Günü” ilan edilmiştir. Bugüne kadar her yıl, Amerikalılar matematik gününü ciddiyetle ve coşkuyla kutlamaktadır.
            Ali Kuşçu!!
            1403 yılında Özbekistan’ın Semerkant şehrinde doğdu. Devrin en büyük matematik ve astronomi âlimidir. Matematik dünyasında, bugüne uzanan tesirleri vardır. Ay’ın ilk haritasını çıkaran allame bir isimdir. Aynı zamanda mükemmel bir kelamcı ve dil ustasıdır.
            İstanbul’un fethi, yalnızca askeri bir zafer değildir. Fatih’in başlattığı, dünya tarihinin ilk defa gördüğü bir Rönesans hareketidir. Onun Matematiğe olan tutkusu çocuklarımıza pek anlatılmaz. Mehter marşıyla fethi anlatmak ve öğretmek, bize bir şey kazandırmamıştır. Çünkü fetihle başlayan Fatih Rönesans’ına, kafa yormak işimize gelmemiştir.
            O Fatih, matematik dehası Ali Kuşçu’yu İstanbul’a davet eder.
            Daveti kabul eden Ali Kuşçu; İstanbul’a gelinceye kadar, konakladığı her yere 1 kese altın gönderilir.
            Ayasofya medresesinde müderrislik görevine getirilir. Fatih’in başlattığı Rönesans hareketine, devasa katkılar sunar. 1474 yılında İstanbul’da vefat eder.
            Nereden nereye varıldığını anlatan, son bir örnek vermek istiyorum.
            19.yy’da Macar Baran de Toth, İstanbul’a davet edilir. Bizim ulema ile bir toplantı yapılır. Şu soruyu sorar: “Bir müsellesin dâhili zaviyelerinin mecmuu kaçtır?”
            Ulemanın verdiği cevap: “Müsellesine göre değişir.”
            Yani bir üçgenin iç açıları toplamı kaçtır sorusuna, üçgenine göre değişir cevabı verilmiştir.
            Fatih Rönesans’ından, Ali Kuşçuların açtığı çığırdan sonra gelinen nokta budur. Ümmi koğuşuna dönen medreseler, fitne ocağına dönen Bab-ı fetva. Yani fetva kapısı. Bozulan devlet düzeni, yerle bir olan iktisadi hayat, perişanlığa düşen askeri yapı ve nihayetinde çöken bir devlet..
            M. Kemal, matematik kitabı yazdı. Biliyor musunuz? Tarihin bütün çıkmazlarını, toplumun bütün hicranlarını görüp yaşadığı için yazdı. Genç Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin çocuklarını, matematik ile taçlandırmak istedi.
            Türk toplumunun, matematik seviyesi ne acaba? Üniversite sınavlarına, PİSA sınavlarına bakmak yeterli olur. Matematikte yerlerde sürünüyoruz. Toplumun matematik seviyesi, vasatın altında.
            Matematik kafalı bir toplumda, bu kadar ağır siyasi münakaşa ve kavga olur mu? Matematik kafalı bir toplumda, ekonomi bu kadar kötü gider mi? Matematik kafalı bir toplumda, bu kadar ideolojik ve dini bağnazlık yaşanabilir mi? Matematik kafalı bir toplumda; yalana, dolana bu kadar itibar edilebilir mi?
            İstiklal savaşı, düşük ölçekte bir savaştı diye ahkâm kesen adama; Senin matematiğin kaçtı, diye soran olmadı.
            Keşke Yunan galip gelseydi diyen Fesli Kadir’e; senin matematiğin kaçtı, diye soran olmadı.
            O fesli Kadiri ziyaret edip ağırlayan devlet ricaline; sizin matematiğiniz kaçtı diye de soran olmadı.
            Cumhuriyetin 100. yılında Lozan’ın gizli maddeleri kalkacak, Türkiye uçacak diyen şeddeli cahillere; senin matematiğin kaçtı diye soran olmadı.
            Bugün, evet bugün şöyle bir hayal kuruyorum.
            Ali Kuşçu TÜİK başkanı olsaydı, enflasyon rakamı, işsizlik rakamı, büyüme rakamı veasair rakamlar böyle mi çıkardı?
            Elbette çıkmazdı. Çünkü Ali Kuşçu’nun TÜİK başkanı olabildiği bir ülkede, böyle bir ekonomi yönetimi asla olamazdı.
            Matematik kafası, vasatın altında bir toplum, Matematiği ağlatıyor.
            Ama unutulan bir hakikat var.
            Matematik nazlı bir kraliçedir. Siz onu ağlatırsanız, sizin hüngür hüngür ağlayacağınız günler yakın demektir.

Bu yazı 922 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Veli Bilici
    1 yıl önce
    Ne yazık ki ülke olarak matematikten korkan öğrencilerin hayli yüksek oranda olduğu bir gerçektir. İyi anlatıldığına matematikten anlamıyorum diyecek bir insanı hayal bile edemiyorum. Nerede hata yapıldığını hepimiz biliyoruz aslında..... Matematik pozitif bir bilimdir. Önce iyi anlatacak öğreticileri yetiştirmemiz lazım..... Üniversal eğitimde görev alan sayın hocaların hocaları iş sizlere düşüyor desem ne dersiniz.....