Reklamı Geç
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Kaz Uçar mı? Uçurdular!!

07 Mayıs 2019 - 22:42

İstanbul seçimleri iptal edildi. Hukukun bütün yazılı maddelerine, alınan önceki kararlara ve varılan teamüllere aykırı biçimde verildi bu karar. Dolayısıyla insanların hukuka olan güvenini, adalet duygusunu yerle bir ettiler.
            Bu kararla akıl kirlenmiş, vicdan çatlamıştır,
            Seçim yasalarını bir bir sıralamanın, artık bir anlamı kalmamıştır. Sandık kurullarını sen belirleyeceksin. O kurullarla referandum yapacaksın. Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi yapacaksın. Devamla 31 Mart seçimlerini yapacaksın.
            Sonra da olmadı, ben hata yaptım diyerek, İstanbul Büyükşehir seçimlerini iptal edeceksin.
            Bir zarfa konan 4 pusuladan, cımbızla çeker gibi Büyükşehir'i seçeceksin ve burada hata var diyeceksin.
            Günlerce ülkenin bilim ve haysiyet sahibi hukukçuları, akademisyenleri konuştu. Yasa maddelerini tane tane anlattılar.
            Ama nafile, tabii olarak hiçbir işe yaramadı. Yaramazdı zira ortada bağımsız ve tarafsız bir yargı yoktu. 
            Dolayısıyla toplumsal vicdanı felç eden bu kararın, hukuki tarafını tartışmanın hiçbir anlamı kalmamıştır.
            Çünkü bu iptal, 'Karakuşi Hükmüdür' ve 'Kaz Uçar' kararıdır.
            Merak ediyorsunuz, anlatayım..
            Kadı Karakuşi, Selçuklu döneminde yaşamıştır. Uçuk ve ters mantıkla yorumlanmış kararlarıyla ünlüdür. Onunla ilgili, tarihe not düşülmüş pek çok mahkeme kararı vardır.
            Kadı Karakuşi, bir gün çarşıda dolaşıyordu. Fırının önünden geçerken, bir tepside pişirilmiş nar gibi bir kaz gördü. Fırıncıya, bunu istiyorum dedi. Koskoca kadıya, hayır diyemezdi fırıncı.
            Akşamüstü, kazın sahibi fırına geldi. Kaz pişti mi diye sordu. Fırıncı çaresizlik içinde; 'kaz uçtu' dedi.
            Kaz uçardı, uçmazdı derken kavgaya tutuştular. Sille tokat dövüşürlerken, bir gayri Müslim araya girdi. Fırıncının tokatı, gayri müslimin gözünü kör etti. Fırıncı kaçmaya, gayri Müslim kovalamaya başladı.
            Fırıncı kaçarken, bir Yahudi'ye çarptı ve onu yere yuvarladı. Bu defa Yahudi de gayri müslimle beraber, fırıncıyı kovalamaya başladı. Ortalık toz duman olmuştu.
            Neticede zaptiyeler hepsini birden alıp, Kadı Karakuşi'nin huzuruna getirdiler.
            Kazın sahibi, fırıncıdan davacı oldu. Olayı anlattı.
            Kadı Karakuşi, 'kitaba bakalım' dedi. Kitapta; kaz kanatlı hayvandır, kanatlı hayvan uçar yazılıydı.  Kanatlı olduğu için, kazın uçması doğrudur. Fırıncı kaz uçtu diyorsa, doğru söylemiştir diyerek hükmünü verdi.
            Fırıncı kaz işinden yırttı böylece.
            Sıra gayri Müslime geldi. 'Fırıncı bir gözümü kör etti, davacıyım' dedi.
            Kadı Karakuşi, kitaba baktı ve şöyle yazıyor dedi: 'Gayri müslimin iki gözü, Müslüman'ın bir gözü.'
            Bu maddeye göre; gayri müslimin diğer gözünün de çıkarılmasına, daha sonra fırıncının bir gözünün çıkarılmasına karar verdi.
            Gayri Müslim baktı, diğer gözü de gidecek, 'Ben davamdan vazgeçtim Kadı Efendi' dedi. Fırıncı bu davadan da kurtuldu böylece.
            Sıra Yahudi'ye gelmişti. Kadı Karakuşi, 'Senin şikâyetin ne' diye sordu.
            Yahudi cevap verdi: 'Ne diyeyim Kadı Efendi? Adaletinle bin yaşa!!'
            Demem o ki iptal kararı için; beyninizi fazla yormayın, vicdanınız kanamaya istediği kadar devam edebilir.
            Zira ortada bir Karakuşi hükmü vardır ve kaz, kanatlı olduğu için uçurulmuştur. 

Bu yazı 5254 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum