Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Karpuz!

05 Temmuz 2023 - 14:57 - Güncelleme: 05 Temmuz 2023 - 14:57

Yaz gelip havalar ısındığında, asla vazgeçemediğimiz bir ürün o. Damak lezzeti kadar, sulu oluşu tercih sebebi. Kaç bardak su içersen iç, illaki karpuz. Tabii bir serinletici ve sakinleştirici özelliği var.
            Mevsim itibarıyla saltanatı 3 ay sürer. Haziran, Temmuz ve Ağustos. Eylüle sarkan günlerde nadiren aranır. Zaten ekimi, yetiştirilmesi ve satımı bu üç ayla sınırlı kalır. Yeni çeşit tohumlarla üretilen ürün, eski karpuzların saltanatına son verdi günümüzde.
            Karpuz lisanımızda, önemli deyiş ve deyimlere konu olmuştur.
            Mesela; “Karpuz gibi ikiyi yarılmak”
            Güzel bir deyimdir. Genelde manevi konularda söylenir. Mesela bir toplum çeşitli saiklerle ikiye ayrılmışsa, bu deyim tam yerine oturur.
            Mesela; “Daha karpuz kesecektik”
            Bir işte, bir toplantıda, ayrılık için acele etmek uygun olmayabilir. Ev sahibi, bu deyimi yerine oturtur. Ne aceleniz var canım; daha karpuz kesecektik.
            Mesela; “Ayağının altına karpuz kabuğu sürmek”
            Birisi için hileli ve desiseli bir iş organize edenler, bunu nasıl ifade eder? Ayağının altına karpuz kabuğu sürdüm.
            Mesela; “Karpuz kabuğu denize düşmek”
            Deniz mevsimini anlatır. Karpuz olmuş, kabuğu denize düşmüşse, su ısınmış demektir. Suyun ısınması, denize girmenin vaktini belirtir.
            Bunları niye yazıyorum?
            İşim elbette karpuz muhabbeti yapmak değil. Son zamanlarda karpuz, içinde bulunduğumuz ekonomik durumun sembolü haline geldi. Kimse farkında değil amma ben anlatayım istedim.
            Geçenlerde karpuzcuya vardım. İrisini beğendim. Kilosu kaç para demedim. Oldum olası, tarla mallarının fiyatını sormam. Yıllarca çiftçilik yapmış birisi olarak, ürün kaldırmanın ne kadar zahmetli ve masraflı olduğunu bilirim. Sadece tanesini ve kilosunu söyler, parasını takdim ederim.
            Neyse karpuzcu çekti ve rakamı söyledi: 100TL yeter dedi.
            Hayatımın 2 yılında, karpuzculuk da var. Aldığım karpuzun, 10–12 kilo arasında olduğuna adım gibi eminim. Bir karpuza 100TL parayı takdim edip ayrıldım oradan. Naylon poşette elimde karpuzla yürüyorum.
            Dikkat oğlum diye kendime tembihte bulunuyorum. Bir karpuz, 100TL. Sakın elinden düşürme; “İkiye yarılmasın.”
            Bir karpuz 100TL. Misafirlere karpuz ikram etmenin vakti geçmiş. Hele “durun bakalım, daha karpuz kesecektik” deyiminin büyüsü de bozulmuş.
            Bir karpuz 100TL. Bizim hayatımızda hile ve desise olmaz. Olanların da artık “ayağın altına karpuz kabuğu sürecek” imkânı kalmamış.
            Bir karpuz 100TL. Denize atacak karpuz kabuğunu, bu şartlarda nasıl bulacaksın.
            Bu ekonomi eyi mi? Rahmetli Süleyman Demirel’in üslubuyla soruyorum. Elbette iyi değil.
            En tabandan hesap yapalım. Emekli 7500TL alıyor. Haftada bir karpuz yese 100TL. Ayda 400TL eder. Bir fazla yese, ayda 500TL eder. Eee ayda 500TL karpuza verirse, bu hayat nasıl devam eder diye düşünüyorum.
            Çaresi yok mu? Var elbette. Karpuz yemez, bol bol su içer.
            Karpuz, ekonominin içinde bulunduğu durumu o kadar güzel anlatıyor ki başka karine aramaya gerek yok.
            Dizginlenemeyen enflasyon. Baş döndüren hayat pahalılığı. Başını alıp giden döviz fiyatı. Cari açık, dış ticaret açığı vesair.
            Cümlesine kafa yormaya artık gerek kalmadı. Halimiz çaremiz üzerine birkaç sözünüz varsa, şöyle düşünmenizi tavsiye ederim:
            1 adet karpuz 100TL

Bu yazı 432 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum