Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Hangi Cemaat?

21 Şubat 2018 - 14:15

Türkiye güneyindeki esaslı bir dert ile uğraşıyor. Mehmetçik amansız bir mücadele veriyor. Dillerden düşmeyen birlik ve beraberlik çağrıları kimin uğrunda acaba. Ülkenin gündemine giren konulara bir bakın.
            Hayret ediyor insan.
            Hafta içerisinde dini cemaatlerin ve tarikatların birbirine karşı yürüttüğü suçlamalara tanık olduk. Magazin dünyasını kıskandıracak biçimde magazinleştiler. Akıl ve vicdan sahipleri, hüzünle baktı yaşananlara.
            Cübbeli Ahmet Hocayı bilmeyen yok artık. Uşşaki tarikatının lideri olduğu ifade edilen Fatih Nurullah efendiye veryansın etti. Karşılıksız kalır mı? Nurullah efendide Cübbeliye demediğini koymadı.
            Medya zevkten dört köşe.
            Ancak bunların hikâyesi bitecek gibi değil. Uzun zamandır İsmailağa cemaati arasındaki ikilik gündemden hiç düşmüyor. Aralarında şiddete uzanan bir çekişme var.
            Hafta içerisinde İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı başkanı Celal Erzincanlıoğlu, TBMM üyelerine bir mektup yolladı. Vakfın asıl hizmetini kendilerinin verdiğini, Fatih medreselerinin şeyhi Masum Bayraktar'ın vakıfla ilgisinin olmadığını ve bu durumun bilinmesini istedi.
            Mehmetçik Afrin'de gecesini gündüzüne katıyor. Cemaat ve tarikatlar birbirini yiyor.
            Cübbeli ile Nurullah arasındaki söz düellosunda, kullanılan kelimeleri ve suçlamaları burada yazmaktan hayâ ederim. TBMM üyelerine gönderilen mektubun sahibi hakkında, söyleyecek bir söz bulamam.
            Cübbelinin metoduna ve söylediklerine asla itibar etmem. Fatih Nurullah'ın 'Benim elimi öpen cennete girecek. Keşke 30–40 tane elim olsaydı' sözlerine, ancak acıyarak nazar ederim.
            Beni bu köşeden takip eden okuyucularım, bu konulardaki duyarlılığımı iyi bilir.
            Bunların cümlesi, şeytanın kucağına oturmuş tiplerdir.
            İlim ve hikmeti Kur'andan öğrenmeye çalışanlar ve yaşam biçimini buna göre şekillendirenler, bu hakikati bütün çıplaklığı ile görür.
            Son birkaç devrin seyrinde, şeytan onlara nasıl kancayı taktı?
            İslam'a hizmet diye yola çıktılar. Güya Allah'ın dinine hizmet edeceklerdi. Etraflarına adam toplayacaklardı. Kimisi şeyh oldu, kimisi üstat, kimisi gavs. Şeytan Âdem'e fısıldadığını bunlara fısıldadı.
            Cennetten ev satanlar, elini öptürüp cennete sokanlar, nefesinden keramet fışkırtanlar, yanmayan kefen satanlar ve dahası' Etraflarında büyük kalabalıklar oluşturdu. Adı cemaat oldu, tarikat oldu.
            Kimisinin gazetesi, kimisinin radyosu, kimisinin televizyonu kuruldu. İslam'a hizmet ediyorlardı. Derken işler büyük paralara döndü. Dine hizmetin yolunda büyük sermayeler oluştu.
            Dinden kazanıp, dünyaya yatırım yapmaya başladılar. Biri diğerine hazımsız. Biri ötekine tahammülsüzdü. Çünkü ortada geçerli olan şuydu: Benim rantıma fazla göz koyma.
            Kur'an açık seçik ifade ediyordu: 'Din Allah'ındır.'
            Allah'a ait olanın, hizmete ihtiyacı yoktur. Zira o din, insanın öğrenmesi ve yaşaması için indirilmiştir.. Öğrenilmeyen ve yaşanılmayan bir dine hizmet etmenin hiçbir hükmü yoktur.
            Bazen şöyle denildi; Bir şeyhe bağlanmayanın rehberi şeytan olur.
            O zaman girmek lazım. Nereye? Bir tarikata, bir cemaate.
            Şeyhi, gavsı, üstadı ve bilmem nesi sizi kurtarsın.
            İptal edin aklınızı, iptal edin vicdanınızı. Şeyhiniz, tarikatınız ve cemaatiniz elinde, gassalın önündeki meyyit gibi olun.
            Bu kadarla kalmıyor tabii olarak. İki kelime öğrenip allame sananlar var kendini. Sağa sola kibirle bakan sözde âlimler var. Benim demek için diğerlerine hakaret edenler var. Kocaman din âlimi yaftasıyla, ekranlarda hikâye anlatıp parayı vuranlar var.
            Allah'ın ipine sarılmayı, tefrikaya düşmemeyi, bölünüp parçalanmamayı kim emrediyor: Kur'an
            Dolayısıyla Kur'an, bize neyi işaret ediyor: 'Benim etrafımda cemaat olun.'
            Bu toplum, bugüne kadar kimin etrafında cemaat olduysa, başına gelmedik kalmadı. Hem dünyaları, hem ahiretleri mahvoldu.
            Zira Allah resulü, bu konuda ahirette ümmetinden şikâyetçi olacaktır. O hesap gününde Resul şöyle diyecektir: 'Ya Rabbi benim halkım bu Kur'an'ı kendilerinden uzaklaştırdılar.'
            Kur'an'ın etrafında ne zaman cemaat olacağız. Bunu bu topluma kim öğretecek?

Bu yazı 1682 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum