Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Gülümser İlker İçin!

26 Mayıs 2021 - 21:37 - Güncelleme: 26 Mayıs 2021 - 21:39

Yüzü “Gül” misali, narin ve berraktı. Türk irfanının bütün güzelliklerine “Ser” darlık etti. Memleket eşrafından; özü bir sözü bir Nalbant Ali, geleceği görmüşçesine, kızına “Gülümser” ismini boşuna vermemişti.
            Genç denilebilecek yaşta, eşi Hüseyin İlker’i kaybetti.
            Azim ve gayretle hem hayata, hem iki oğluna sarıldı. Yüksünmeden, aman demeden, kimseye diş saydırmadan, büyük bir mücadele verdi. Halı tezgâhının başında kirkit sallarken, hep onları düşündü. Halı yevmiyeleriyle, çocuklarını hayata hazırladı.
            İyilik, merhamet, sevgi, tevazu ve say sayabildiğin kadar; onun hem ruhunda, hem lisanında sınır konulamayan güzelliklerdi. Eğer onunla komşu iseniz, eğer onunla bir aradaysanız, bu sınırsızlığa hayret ederdiniz.
            Ve şu soruyu sorardınız; bir insan nasıl böyle olabilir?
            Benim uzun yıllar, tecrübeyle keşfettiğim bir hakikat vardı. Ne okullarda ders konusu olmuş, ne de kitabı yazılmıştı. Yaşaya yaşaya keşfettim onu. Türkün irfanıydı o hakikat.
            Gülümser İlker, işte en parıltılı bir halkasıydı.
            O hakikati tarif etmek, kelimelere dökmek zordur. Ancak yaşanır ve öğrenilir. 40 yıla yakın bir akrabalık beraberliğinde, o parıltılı halkadan çok şey öğrendim, çok şey istifade ettim.
            Lisanı, yüreğinin bir yansımasıdır. Yavrum, kuzum vazgeçilmez hitabıdır.
            Ne okul, ne hoca görmüştür. Peki, bu yürek enginliğini kimden öğrenmiştir? Rütbesiz, unvansız bu ustalık, neyin eseridir acaba? Sırası geldiğinde bir işçi, sırası geldiğinde bir ustadır.
            Son nefesine kadar, oğullarından torunlarına bu öğretiyi sürdürme adına, tedrisata devam etmiştir. Silsile itibarıyla bakın hepsine, aynı çizgileri, aynı renkleri görürsünüz.
            Bende derin iz bırakan bu irfan abidesinin, en çok sükûtuna hayran kalırdım. Hoş olmayan şeylerin, söylendiği bir ortamda sükût ederdi. Gül yüzündeki ifade, sükût heybetiyle şekillenirdi. Konuşmadan, söylemeden tavrını ortaya koyardı.
            İşçiliği insanadır. Ustalığı da insanadır.
            Prof. Dr. Süleyman Sami İlker’i, Türk Bilim hayatına armağan etmiş bir annedir o. Eserine hürmetle bakıp, saygı gösterebilen kaç anne kaldı dünyamızda. Oğluna bir ömür, “Sami Bey” diye hitap etmesi, eserine saygı duyan bir annenin ince işçiliğidir.
            Vakit geldi, süre tamamlandı. En zor anlarında ve hastalığında bile güzeldi. Kuş misali uçup gitti aramızdan.
            Ondan çok şey öğrendik. İnsan olmanın bütün unsurlarını, yıllarca ciğerimize teneffüs ettik.
            Yegâne teselli, Türk irfanının bu parıltılı halkasının, evlatları ve torunları silsilesinde yaşıyor olmasıdır. Diyebilirim ki bu bahtiyarlık Gülümser İlker’e aittir.
            Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Bu yazı 2947 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 11 Yorum
  • Bayram,Bahriye,ilkin YILMAZ AKHİSAR.
    2 yıl önce
    Hikayesini Heyecanla sonuna kadar okudum. Ailece çok duygulandık.benzerine pek rastlanmayan nadide insan ve Anne. Yüce Allahım mekanını cennet Eylesin peygamberimize komşu olsun ,Bütün Ailesinin.Dost,Akraba ve sevenlerinin Başı sağolsun sabır ve metanet diliyoruz. Sağlıklı ömürler diliyoruz,Acılarını paylaşıyoruz.
  • Murat ERGİN
    2 yıl önce
    Gülümser Halamız.Mahallemizin gül yüzüyle gülümseyen koca çınarlarından birini daha kaybettiğimizi derin bir üzüntüyle duydum.Yüzü kadar diliyle de gül olan her kelimesi,cümlesi gül kokan Hak adını dilinden düşürmeyen mütevazi tam bir Türk anası.Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
  • Yüksel Gürü
    2 yıl önce
    Allah gani gani rahmet eylesin gül yüzlü gülümser ablacığım.Hayat mektebinin profösörleri onlar
  • Cevdet Deniz
    2 yıl önce
    Mekanı cennet olsun
  • İ. Yıldırım
    2 yıl önce
    Prof. Süleyman Sami İlker'in yürek zenginliğinin menbaını , bu güzel anneyi kaybettiğimizde öğrendim. Gördes gibi, kırsal yörelerimizde, batılı yaşam tarzının etkisinden ırak kalabilen bir , Osmanlı ruhunun hayatiyetini devam ettirdiği ortamda bulunabilirdi, böyle yüreği güzel insan... Dünya elbette fanidir. Bu bir kaidedir ki câvidâne / Elbette gider gelen cihane... Böyle etrafına ışık olabilen insanların amel defterleri, hasenat ile doludur. Her insanın ölünce amel defterleri kapanır. Eğer hayırlı evlat bırakmışsanız, onun hayırlarından , onu yetiştiren ebeveyne de sevap yazılmaya devam eder. Bu bakımdan gıpta edilmeye layık bir annemiz... Hayat, şerefle tamamlanması gereken bir süreçtir. Ne mutlu bu süreci bu şekilde tamamlayabilenlere... Hafız Şadi ; "Yâdında mı sen doğduğun zaman, ağlıyordun, gülerken alem, Öyle bir hayat sür ki olsun mevtin sana hande, aleme matem" dediği gibi , böyle güzel örnek insanların kaybı, arkasından matem tutulmaya layıksa da, vefatın mevtanın yüzende gülümseten sonu (hande) , son nefesinde ahiretindeki mükafatı görmesinden olsa gerek. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Başta Süleyman Sami İlker olmak üzere , aile bireylerine, akrabası olan size, taziyelerimi sunarım. Başınız sağ olsun. Bu mübarek annemize ben de 3 ihlas bir fatiha bağışladım... Sizlere Sabr-ı cemil diliyorum.
  • Celal Sezgin
    2 yıl önce
    Mekanı cennet olsun
  • Hüseyin Yiğit
    2 yıl önce
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah başınız sağolsun, Süleyman bey.
  • Necati ozgur
    2 yıl önce
    Çocukluğumda tarla komsularimiz idi babası nalbant Ali ve ailesi gelin gittiği Hüseyin ağabeyler hepsi nur içinde yatsın kar çok değerli insanlardı çok iyiliklerini gördüm kardeşi Ahmet abi ve Faruk beyden hepsinden hiç incinmedik haystta olanların başı sağolsun Gülümser ablamizada Allah'tan rahmet diler Tüm aileye sabırlar dilerim NECATİ OZGUR
  • Hüsrev Demirulus
    2 yıl önce
    Allah rahmet eylesin. Abide Çınar’lar bir bir gidiyor. Geçen sene de Türkan teyzem gitmişti. Mekankarı cennet olsun.
  • Süleyman Sami İlker
    2 yıl önce
    Ahmet kardeşim, Allah razı olsun. Annemi kısa ve öz çok güzel anlatmışsın. Dedikodu hiç yapmaz, yapan olursa yanında, nezaket içinde kestirir ve vebalini ima ederdi. Hep güzel düşünürdü. Evi, bahçesi tertemiz olur, sabah namazından sonra, bağlı olduğu Mevlevi yolunun zikir ve dualarını aksatmadan yapardı. Son iki Ramazan, hastalığı sebebiyle tutamadığı oruçları için, çok ağladığını söylemişti yakın zamanda. Hayatı ve yaratılmış her şeyi sevdi, merhamet ve edep çizgisinden hiç ayrılmadı. İnanıyorum ki, Hak razıdır. Selam ve saygılarımla.
  • Sıtkı Bütün
    2 yıl önce
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun Başınız sağolsun