Reklamı Geç
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Fenerbahçe Düşer mi?

12 Aralık 2018 - 10:02

Türk futbolunun, üç büyük çınarından birisi o. 111 yıllık şanlı bir maziye sahip. Milyonların sevdalısı. Tutkunun en büyüklerinden. Kaç kuşak, ona yapılmış şarkılarla ve marşlarla büyüdü.
            Belki bu yüzden, bir futbol takımının da ötesinde, Fenerbahçe Cumhuriyeti denildi.
            Bu ulu çınar, şimdi köklerinden sallanıyor. Tarihinde görmediği, bir büyük ıstırabı yaşıyor. Akla ziyan, bütün sevgilere isyan Fenerbahçe darmadağın' Onun anlı şanlı günleriyle büyüyüp ölenler, bugünü görüp hayat sürenlerden daha şanslı.
            Fenerbahçe ligin ilk yarısı biterken, dibe demir attı. 18 takımlı süper ligde 17. sırada olmak, tüm camiaya acı veriyor. Aslında yaşananlar, maceranın başlangıç umutlarıyla büyük çelişki içinde.
            Sanırım acı ve ıstırabın ana kaynağını, bu durum oluşturuyor.
            Zirveye ve şampiyonluklara alışmış bir camia, son yıllarda hedeflerinin gerisinde kalmıştı. Bu sebeple Aziz Yıldırım'a karşı büyük bir tepki oluştu. Şampiyon olamamanın faturası, Aziz Yıldırım ve yönetimine kesildi.
            Taraftar artık bir değişim istiyordu. Çılgınca alkışlayacağı, galibiyetleriyle coşacağı bir Fenerbahçe özlüyordu. Aziz Yıldırımlı yıllar, aslında başarısız değildi. Fakat son yıllarda ıskalanan hedefler, böyle büyük bir camiayı harekete geçirmeye yetti.
            Bir zamanlar benzer bir atmosfer yaşanmış; 'Ali Şen Başkan, Fenerbahçe Şampiyon' sloganıyla yönetim değişmişti. O değişim başarılı olmuş, Ali Şenli yılların şampiyonlukları gelmişti.
            Aziz Yıldırım'a karşı, bu defa bir başka Ali camianın gündemine geldi. Zaten uzun zamandır, böyle bir görevi özlemle bekliyordu Ali Koç. Sonunda kongrede beklentilerin tam aksine; kahır bir çoğunlukla, Ali Koç Fenerbahçe'nin başkanı seçildi.
            Taraftar çıldırdı, seyirci mest oldu.
            Koç ismi, elbette milyonları heyecanlandırdı. Türk sanayisine damga vurmuş, ülkenin ekonomik düzenine dev katkılar yapmış, bir büyük ailenin ferdiydi Ali Koç. Aynı zamanda İstanbul aristokrasisinin gözde ismiydi.
            Dedesi Vehbi Koçtan bugüne uzanan, başarı öyküleri toplumun dilindeydi. Herkes bu tarihi güçle, Ali Koç'un Fenerbahçe'yi havaya kaldıracağını düşündü. Olabildiğince destek verdi.
            Futbol, bugün endüstriyel bir oyundur artık. 20–30 yıl öncesinin forma aşkı, takım tutkusu, bugünün futbolunda yoktur. Takımlar endüstriyel bir markadır ve futbolcular, o markanın profesyonel aktörleridir.
            Futbolcu kendi kariyeri için oynar. Hoca aynısını düşünür. Başarılı olursa, bu endüstriyel pazardan para kazanır. Olmazsa, bir başka markanın yolunu tutar.
            Sanırım Ali Koç, bu farkı göremedi. İş hayatında bütün profesyonelleri tanırsınız. Sistemi kurarsınız, makine gibi çalışır. Liyakati, ahlakı bilirsiniz, tercihlerinizde etkili olur. Sarsılmaz ilkeleriniz vardır. Taa dede Koç'tan bu yana. Onları kullanırsınız.
            Fakat futbol öyle mi?
            Dev bir endüstridir ancak aktörleri hoca ve futbolculardır. Onların beyni kadar, ayaklarının hüneri de önemlidir. Endüstriyel büyüklük ile aktör sayısı arasında çelişkili bir oran vardır.
            Bir hocanın yetersizliği, üç beş futbolcunun aksak çıkması, sizin dev yatırımlarınızı alt üst edebilir. Ali Koç, işte bu gerçeği kavrayamamış. Ticari hayatında olduğu gibi, profesyonel düşünmüş. Takımı Hollandalı bir ekibe teslim etmiş.
            Fenerbahçe'yi teslim alan bu ekip, başarı ve kalite olarak zaten tartışma konusudur. Ancak bu ekibin transferler dâhil, oluşturduğu takım tam bir faciadır. Ligin ilk yarısı biterken ve koskoca Fenerbahçe ligin dibine demir atarken, hala iyi olur diye beklemek anlaşılır bir şey değildir.
            Bugün neyi konuşuyoruz?
            Fenerbahçe düşer mi?
            İnanın, bir Beşiktaşlı olarak bununun konuşuluyor olması ve bu satırları yazıyor olmam, bana zul geliyor.
            Ama acı ve acıtıcı gerçekler ortada dimdik duruyor.
            Futbol, hayatımın en büyük tutkusudur. Çocukluğumdan beri bu ligi takip ediyorum. Ligdeki 18 takımın, bütün maçlarını izliyorum. Dolayısıyla takımların kalitesi, teknik özellikleri, avantaj ve zaaflarını analiz edebiliyorum.
            Fenerbahçe'nin takım kadrosu, şu anda ligin en zayıf kadrosu. İstesen, bu transferleri yapamazsın. İstesen, böyle bir kötü kadro kuramazsın. Dolayısıyla bu kadronun içinde, forma kokusu yok. Sarı kanarya aşkı yok.
            Lig'de her takım, her takımı yenebilecek güçte. Maç sonuçları bunu gösteriyor. Düşmeye aday takımlar bile, inatla asılıyor. Kayseri, İstanbul'da Kasımpaşa'yı darmadağın edebiliyor.
            Fenerbahçe düşer mi? Bu soru milyonları çılgına çeviriyor.
            Bir tedbir alınmazsa, Fenerbahçe'yi bir felaket bekliyor. Yönetim, bir şeyler yapmak zorunda. Dünyanın en kariyerli hocasını bile getirsen, bu kadroyla bir şey yapamaz. Devre arasında, acil transferler gerekiyor. Şöhretli değil belki, ama mutlaka karakterli ve enerjik isimleri takıma kazandırmak lazım.
            Ali Koç, Fenerbahçe'yi bugünkü duruma getiren yanlışı görmüş olmalı. Göremiyorsa, görevi bırakmalı. Şaka maka değil; Türk futbolunun büyük çınarı Fenerbahçe, 'ligde nasıl kalır' sorusunun cevabını bulmaya çalışıyoruz.

Bu yazı 1130 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum