Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Fazla Asılırsan Kopar!

26 Nisan 2018 - 15:44

Yaratılışın gerçeği böyle, her şey bir denge üzerine kurulmuştur. Tabiatın bütün seyri, denge hakikati üzerinde seyreder. Bir milimlik sapma, bu muazzam dengeyi kopartabilir. İnsan bütün hücreleriyle, aklıyla, ruhuyla buna tabidir.
            Mesela zulüm, bir dengenin bozulması değil midir? Mesela hukuksuzluk, bir dengenin bozulması değil midir?
            Aile içi ilişkiler, bir dengeye dayanır. Karşılıklı anlayış, sevgi, paylaşım ve diğerleri. Taraflar, bunlardan birisini veya bir kaçını, kendi adına asılmaya başlarsa ne olur? Biri sevgisizlikte, diğeri paylaşımda uç noktalara savrulursa, bağlar gerilmeye başlar.
            Akıl, mantık, duygu işe yaramazsa, sonunda kopar gider. Bir daha bağlayamazsın.
            Ticari hayatın, kendine göre altın kuralları vardır. Tedbirli ol, ancak atılımcılığı unutma. Çok çalış, kazanırken tasarruf et. Yatırımlarında duygularını değil, reel gerçekleri göz önüne al. Ödenebilecek şekilde borçlan vesaire'
            Aşırı hırs yaparsan, hep ben olayım dersen, zevke sefaya heveslenirsen, gösterişe dalarsan, başkalarının sırtına binersen, acımasız olursan; bil ki fazla asılıyorsun demektir. Bu arada, yakın çevren seni ikaz eder. Ama kulaklarını tıkarsın.
            Neticede kopartırsın. Darmadağın olursun. Çünkü bu işin kanunu böyledir. Fazla asılırsan kopar.
            Cemiyet hayatı, siyasi hayat böyledir. Kim asılırsa bir yerinden kopartmıştır. Tarih boyunca, bunun o kadar çok örnekleri var ki anlatmakla bitmez. Zira siyasetinde dengeleri vardır. Asılmanın bir noktası vardır. Sınırı geçtin mi kopartırsın.
            Son günlerde, siyasette yaşanan baş döndürücü gelişmelerin temelinde, bir koparttırma hikâyesi var. İsterseniz anlatayım.
            2015 yılı kasım seçimleri sonrasında, MHP'de ilginç gelişmeler ortaya çıktı. Oy ve milletvekili sayısında büyük düşüş yaşandı. Taban hareketlendi. Bir değişim rüzgârı esmeye başladı.
            Bunun en tabii yolu, kongre istemekti. 4 aday çıktı imza topladı. Yasal çerçevede gerekli sayı tamamlandı. Fakat Doktor Bahçeli yaptırmam dedi. İş mahkemeye gitti. Mahkeme yapılmalıdır kararı verdi. Temyize başvuruldu. Temyiz, mahkeme kararını onayladı. Doktor Bahçeli buna rağmen "olmaz" dedi.
             Daha fazlasını yazmaya gerek yok. O mahkeme, bu mahkeme derken tabanın sesi susturuldu. Ardından teşkilatlar görevden alındı. Çok sayıda partili ihraç edildi. İstifalar çığ gibi büyüdü.
            Doktor Devlet Bahçeli, bu süreçte iktidarın manevi desteğini de arkasına aldı.
            Tarihi, misyonu ve umutları itibarıyla bu köklü çınar, devasa bir sarsıntıya girdi. Milyonlarca taraftarının vicdanı ve aklı kanamaya başladı. Doktor Bahçeli olabildiğince asılıyor, asıldıkça geriliyordu.
            Kongre salonunda çözülmesi gereken bir meseleyi, Doktor Bahçeli başka platformlarda çözmeye çalıştı. Cumhurbaşkanlığı sistemini iktidara raftan indirtti. 16 Nisan referandumuna gidilmesini sağladı.
            Asılmaya devam ediyordu Doktor Bahçeli. Sonra dükkânı kapatıp, saraya yerleşti. Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan dedi. Baraj tehlikesi teminat altına alındı. Meclise girmesi ve dolayısıyla Balgat koltuğu da garanti edildi.
            İktidar, bu konuda asılan Bahçeliye destek verdi. O asıldıkça, iktidarda asıldı. Asıl bakalım, çek bakalım iş tamamdı.
            Netice itibarıyla, Cumhur ittifakı mutlu ve gururluydu. Asılmışlar, asılmışlar kopartmadan meseleyi kökünden çıkartmışlardı. Bu heyecanla sahne alıp, seçim tarihi açıkladılar.
            Toplum hayatı, siyasi hayat, bu kadar sıra dışı asılmaya tahammül edebilir miydi? Akıl ve vicdan terazisi bunu kaldırabilir miydi?
            Yaratılışın kanunu böyle, siyasetin, hayatın kanunu böyle. Fazla asılırsan kopar. Cumhur ittifakı; asıldık kökledik diye hareket ettiği bir anda, şaşkına döndü. CHP'li 15 milletvekili İYİ Partiye geçerek, seçimlere girmesinin önünü açtı.
            Meral Akşener'in önünü kesmek ve onu seçimlere sokmamak için bunca zaman verilen mücadele boşa çıktı. Asıldılar, asıldılar ve kökledik bitirdik dedikleri bir anda koparttılar.
            Bir hafta içerisinde Meral Akşener'i ve partisini ülkenin gündemine oturttular. Öylesine propagandasını yaptırdılar ki kendileri bile nasıl olduğunu anlayamadı.
            Doktor Bahçeli açısından, bütün gayretler boşa çıktı. Önünü keseyim, bitireyim diye düşündüğü Meral Akşener'in;  Erdoğan'ın karşısına en ciddi rakip olarak çıkmasına neden oldu.
            Fazla asılırsan kopar'
            Siyaset dediğin şey, sadece strateji, hamle, ittifak değildir. Esası itibarıyla vicdandır.
            Stratejik asılırsın, hamleyle asılırsın, ittifaklarla asılırsın. Bunlar bir yere kadardır.
            Vicdanen asılırsan, hele vicdanları kanatarak asılırsan mutlaka kopartırsın.
            Fazla asıldılar, sınırı geçtiler asıldılar, kopmayacak sandılar asıldılar. Sonunda koparttılar.
            Seçimde ne olur bilemem. Bekleyip göreceğiz.
            Bildiğim tek şey; kopan her şeyin bir maliyetinin olduğudur'

Bu yazı 3224 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum