Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Darbe Nasıl Önlenmiş?

25 Nisan 2016 - 13:24

14 Mayıs 1950 seçiminin üzerinden 66 yıl geçti. Hala demokrasiyi, hala parlamenter sistemi tartışıyoruz. Zaman, demokrasilerde olgunlaşma demektir. Fakat ne yazık ki bizde tam tersi oluyor.
            Maziyi karalamak, bir dönemi yerin dibine sokmak gelenek haline geldi. Bir yerlere vurmadan, bir yerlere gelinemeyeceğini kural haline getiren bir anlayış var günümüzde. Vurun ilk devirlere, kötüleyin cümlesini ve sizin ne kadar bulunmaz hint kumaşı olduğunuzu anlasınlar.
            Hâlbuki sonraki yıllarda, aynı minval üzere gidip iktidar olanlar; aslında zemmettikleri o insanlara çok şey borçlular. Çünkü o neslin gerçek devlet adamları tarafından açılan demokrasi çığırı sayesinde; bugünküler onları rahatlıkla tenkit edebiliyor ve hatta ağır ithamlarda bulunabiliyor.
            Ne garip değil mi?
            Bunun neresi garip diyebilirsiniz. Tarihe objektif gözle bakabilir, bilgi ve belgeyle maziyi süzebilirseniz garipliği görebilirsiniz.
            Anlatayım isterseniz..
            14 Mayıs 1950 akşamı, yapılan seçimin sonuçları gelmeye başlamıştır. Tek parti dönemi sona ermektedir. CHP'nin DP'ye karşı seçimi kaybetmekte olduğu belli olmuştur.
            CHP'de uzun yıllar siyaset yapmış olan Orhan Birgit;  14 Mayıs gecesi yaşananları şöyle anlatıyor:
            'Seçim sonuçlarını CHP il merkezinde izlerken telefon çaldı, açtım. Sadi Irmak beyefendiyi 1. Ordu'dan arıyorlardı. Sadi beyin 1. Ordu komutanı ile konuşurken ses tonundan ve yüzündeki anlatımdan heyecanlandığı belli oluyordu. Telefonu kapattı ve bana seslendi; ‘Söyleyin hemen Cumhurbaşkanını bulsunlar bana.'
            Santral Cumhurbaşkanına bağlanırken, Sadi bey kendisine iletilen olayı anlattı. İstanbul sıkıyönetim ve 1. Ordu komutanı, komünistlerin sandığa müdahale ederek seçime hile karıştırdıklarına ilişkin bir takım belgelerin ellerinde olduğunu söyleyerek, harekete geçmek için Cumhurbaşkanından talimat bekliyordu. İsmet Paşa ‘evet' derse hemen düğmeye basılacak ve Türkiye tarihinde belki bir değişiklik olacaktı.
             İsmet Paşanın yaveri Albay Cevat Tolgay telefonu açtı, Sadi bey bilgiyi kendisine iletti, Cumhurbaşkanına haber verildiği bildirildi. Cevap için aradan geçen süre sanki çok uzun bir zaman gibi geliyor, kimse konuşamıyor, Sadi bey elinde telefon ahizesi bekliyordu.
            Sonunda cevap geldi:
            'Cumhurbaşkanı gözlerinizden öpüyor, ordu komutanına da sevgilerini sunuyor. Milli irade gerçekleşmiştir. Halkın istediği şekilde iktidar devrilecektir. Bunu herkes içine sindirmelidir..' (Tanıkların Anılarıyla İsmet İnönü; Mustafa Bilgehan Sahife:18)
 

Bu yazı 1372 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum