Reklam
Reklam
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Biraz Tefekkür Kitabı Üzerine

20 Ocak 2023 - 09:34 - Güncelleme: 20 Ocak 2023 - 09:34

O kitap nihayet çıktı. Yaklaşık 15 yıllık bir okuma, araştırma, soruşturma, kıyaslama sonucu elde ettiğim bilgileri içeren bir kitap bu. Çoğu yazıları, bu sayfadan yayınlamıştım. Kitapta yayınlanmamış olanlar da var.
            Dini tartışmalar kadar, toplumun dini yapısı da uzun devirli olarak beni rahatsız etti. Akıl ve mantığıma sığmayan bir sürü mesele vardı. Vicdanımı sızlatan olaylar yaşadım. Dini münakaşalar ne kadar seviyesizdi.
            Muhafazakâr kabul edilecek, bir aile ve çevre ortamında yetiştim. Gelenekçi bu yapıda, tartışılmaz kabuller vardı. Uzun süre böyle devam etti hayatım. Ancak okuyan ve sorgulayan bir düşünce yapısını, Allah bana nasip etmişti.
            Ortaçağın skolâstik düşüncesini anlatan bir olay anlatılır. Soru şudur: “Bir atın ağzında kaç diş vardır.” Yaklaşık bir asır, bu sorunun cevabı aranır. Toplum kesimleri görüşleri yüzünden birbirine girer. Sonrada kilise tabii olarak.
            Bir gün adamın birisi şunu der; yeter artık, açın şu atın ağzını. Açıp sayarlar.  Böylece bir asırlık cehalet dönemi sona erer.
            İnsana mutluluk reçetesi olarak gönderilen, hüküm ve hikmetle dolu olan bir kitap var. Ama o kitabın sayfaları, asırlardır Müslümanlara kapalı. Herkes anlayamaz denilerek duvarlara asılmış. Zamanla ölülerin ruhuna üfürülen, üfürülürken maddi menfaat elde edilen, güzel okuma yarışmalarında güfte metni haline getirilen, bir kitap haline dönüştürülmüş.
            Asırlarca yazılmış tefsirler, yapılmış mealler, fıkıh kitapları, mezhep içtihatları, evliya menkıbeleri, türbe ziyaretleri derken dev bir külliyat oluşmuş. Cümlesi dini kitap haline getirilmiş. Ve böylece Kur’an arka planda kalmış.
            Bu tarihi süreç, beynimi alt üst etti. Benimki vicdani bir isyandı.
            Dedim ki aç bu kitabı. Ne yazıyor anlamaya çalış.
            Hayatımın 15 yılını, Kur’an araştırmalarına verdim. Tefsirlere, meallere baktım. Hadis kaynaklarını inceledim. Günümüzde Kur’an araştırmaları üzerine çalışan âlimleri, yayınları takip ettim. Yurt dışındaki önemli Kur’an araştırmalarına dikkat kesildim.
            Sonra evet sonra, hayretten dudaklarım uçukladı. Nasıl oldu da Müslümanlar, asırlarca bu Kitabı kendinden uzak tuttu. Gördüm ki Müslümanların bugün yaşadığı dram, aslında boşuna değilmiş.
            Bir konuyu araştırırken, pek çok kaynaktan karşılaştırmalı olarak inceledim. Net bilgiye ulaşmadan, emin olmadan kesinlikle kaleme almadım. Öğrenmek ve bilmek önemli bir özelliktir. Bunu yazıya dökmek, daha farklı bir özelliktir.
            Akademik lisanla yazılan bu tür yazılar, ne yazık ki halka ulaşmıyor. Ulaşsa bile cazip olmuyor. Emin olduğum, kesin bilgisine ulaştığım konuları, halkın anlayacağı bir dille yazmalıydım.
            Allah’a ne kadar şükretsem azdır. Bana bu konuda, önemli bir imkânı yani yazabilmeyi nasip etti.
            Dini konularda kalem aldığım, 150’ye yakın makale vardı. Bunların içinden seçerek, 54 tanesini bu kitaba koydum. En nazik, en girift dini konuları, olabildiğince titiz davranarak, kelimelerde kılı kırk yararak yazdım.
            Bir konu üzerinde yazı hazırlarken; kaç kitabı, kaç kaynağı araştırdığımı hesap edemiyorum. Yazmaya karar verdiğimde, benim için hayat hep durur. Bilgisayarın başına oturduğumda, dünya ile irtibatım kesilir. Sizin birkaç dakikada okuduğunuz makaleyi, ben 8 saatte ancak yazmışımdır. Bazı makalelerin yazıya geçirilmesi, 10–12 saat sürmüştür.
            Hiçbir konu olmasın ki şahsi görüşümü ifade edeyim. Böyle bir hataya kesinlikle düşmedim. 256 sayfalık kitapta ve toplam 54 makalede, yaklaşık 500 ayete vurgu yapmışım. En az 100 kaynak ve belgeye atıfta bulunmuşum. Dolayısıyla Kur’an ayetleriyle, delilleri ve bilgileri ortaya koymuşum.
            Bu kitap, okuyucuda şu merakı uyandırırsa büyük mutluluk yaşayacağım: “Ben bu Kur’an’ın sayfalarını şimdiye kadar niye açmadım?”
            Kitabın hazırlanması için, bir yıldır çalışıyorum. Daha doğrusu bir ekiple çalışıyoruz. İçeriğiyle, kapağıyla, kâğıdıyla, harf karakteriyle, sayfa düzeniyle tam profesyonel bir çalışma oldu.
            Kitap piyasaya çıktı; yıllarca çektiğim akli sızılarım, vicdani sancılarım büyük ölçüde pörsüdü.
            İkindi güneşi gibi batmakta olan birer faniyiz. Geriye bırakacağımız mal ve mülkün, mevki ve makamın ve sair maddiyatın hiçbir kıymeti olmayacak. Bu dünyaya ait en büyük bahtiyarlığım; geride böylesine emek verilmiş, imanla, inançla yazılmış bir eser bırakıyor olmamdır.
            Rabbime namütenahi şükür duygusu içindeyim.
            Ömür verdi, nimet verdi, sağlık verdi. Okuma, anlama, sorgulama yeteneği nasip etti. Yazabilmem ne büyük lütuftu.
            Her türlü benlikten, nefsaniyetten uzak ve yalnızca Onun rızasını kazanmak için bu kitabı yazdım.
            Kitabın fiyatını, son derece sembolik bir rakam olarak belirledik. Amacımız okunması, tavsiye edilmesidir. Okuyucularımız kitabı gazetemizden temin edebilir. İlçe dışındaki okuyucularımız, adreslerini bildirirse, kendilerine kargoyla kitap ulaştırılacaktır.

Bu yazı 530 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum