Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

4 Yıl Önce Yazmışım

26 Şubat 2016 - 15:07

Suriye meselesi, PKK terörü ve daha nesi ve nesi, artık söylenecek bir söz kaldı mı bilmiyorum.
            Ancak bildiğim bir şey var. Dış politikadaki vahim hatalar ve bu hatalarda ısrar edilmesi, bizi telafisi imkânsız bir istikamete doğru sürüklüyor. Aklın, izanın bir an önce çalıştırılması ve reel politiğe dönülmesi gereken, hassas bir noktadayız.
            Zira Suriye meselesi ile PKK terörü artık iç içe geçmiş ve karşımıza bir savaş olarak çıkmıştır. Bu badireden kör inatlarla, nutuklarla ve hamasetle çıkamayacağımız gün gibi ortadadır.
            Çok şey söylemek istiyor insan. Ancak öyle bir iklim var ki aklı ve vicdanı boğmaya çalışıyor.
            Bugüne kadar ne yazmışım, bu dertle ilgili. 4 yıl önce kaleme aldığım makalelerden sizlere kesitler sunuyorum. Bugünü yaşadıktan sonra, o gün yazılanların hükmünü okuyucularım versin.
            Alıntıların tamamı, 2012 yılındaki Çerçeve sütununda yazılan makalelerdendir:
            ' ''Sosyolojik bir gerçektir. Uzmanları da bunu söylüyor. Ortadoğu siyasetinde bir değil, birkaç lisan bileceksiniz. Biz kendi lisanımızla havalanırken, Suriye ile ilişkilerimiz birden ters döndü. Bunun sebebini bugün hala anlayabilmiş değilim. Bir ülkenin iç işlerine karışmak, yönetim biçimine karşı çıkmak, muhalif gurupları desteklemek, onlara kucak açmak izah edilebilir bir durum değildir.
            ''.Çünkü bu coğrafyada, bir taş atmadan önce, size kaç taş atılacağını hesap etmek zorundasınız. Ayrıca Türkiye, içeride PKK terörüyle mücadele ederken, bu hesabı iyi yapmak zorundadır. Aksi halde taşlar yerinden oynamaya başlar.' (Çerçeve; Politikanın Dışı- 2 Temmuz 2012)
            ''' Daha öncede yazdım. Suriye asla diğer Arap ülkelerinin konumunda değil. Hem siyasi, hem coğrafi bakımdan önemi çok farklı. Şunu söyleyebiliriz. Suriye uluslararası siyasetin püf noktasıdır. Buradaki değişim hareketi mutlaka kanlı olur ve Ortadoğu'yu kan gölüne çevirir. Bir sürü ülkenin savaş gemisi Doğu Akdeniz'de niçin tur atıyor acaba.'
            'Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşa destek vermesi, mültecilere kucak açması, masa başındaki hesabın tutmayacağını gösteriyor. Şunu söylemek lazım. Bu yangın sadece Suriye topraklarında sınırlı kalmaz. Bugün Suriye'deki isyancılara destek veren ülkeleri de yakar.
            Nusaybin'in karşısındaki Kamışlı gibi Kürt bölgelerinde, Esat yönetimi otoritesini kaybetmiştir. Burası Suriye'nin şimalidir ve sınırımızda şimal Suriye derdi ortaya çıkmıştır. Türkiye'deki PKK'nın uzantısı olan PYD, yörede bayraklarını asarak bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanmaktadır'..'
            ''..Olup bitenlere kafa yormak isteyenler için, mutlaka atlas gerekiyor. Haritayı açıp, gözden geçirmek lazım. 900km civarında Suriye sınırı, Bunu takiben 1200km toplamda Irak sınırı. Her iki coğrafyanın şimal (kuzey) ekseninde bir bütünlük ve bu bütünlüğün büyük Kürdistan hayalinin ayakları olduğu görülecektir.
            Suriye meselesi bölge ülkeleri açısından en çok Türkiye'yi ilgilendirmektedir. Çünkü şu anda, ateş topu bir şekilde bizim kucağımıza bırakılmıştır. Sonuçları ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz. Esat rejimi devrilip, yerine demokrasi mi gelecek? Yoksa iki şimal (kuzey) ekseninde Türkiye'nin başına yeni çoraplar mı örülecek''                                                                                                      (Çerçeve- Sınırda Şimal Tehlikesi- 30 Temmuz- 2012)
            ''..Ortadoğu'nun pimi Suriye'dir. Bu pimi kimler çekiyor. Hangi hesapla çekiyor? Türkiye bu hesabın neresinde? Fazla merak etmeye gerek yok. Yakın zamanda her şey ortaya çıkacak'' (Çerçeve- Diye Diye Suriye- 6 Ağustos 2012)
            ''..Rahmetli ninemin, hiç unutamadığım bir deyişi vardı. Mahallenin çocukları kavga ediyordu. Ben ayırmak istedim. Olmadı benim de kafamı yardılar. Kafası yarılan çocuğun ailesi, bizim eve baskına geldi. Yani işler karıştı. Basit bir çocuk kavgası, husumete dönüştü.
            O yıllarda hastaneye filan gitmek yok. Ninem eski kadın. Hemen tuz ve zeytinyağı ile karılmış bir hamur hazırladı. Kafamı sardı. Hem üzülerek, hem öfkelenerek bana şöyle dedi:
            ‘Sokaktaki belayı eve getirirsen, sonucu böyle olur.'
            Suriye meselesi, benim açımdan sokaktaki belanın eve taşınmasıdır..' (Çerçeve- Sokaktaki Belayı?- 15 Ekim 2012)

Bu yazı 1424 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum