Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

100.Yıla Birkaç Söz

31 Ekim 2023 - 21:52 - Güncelleme: 01 Kasım 2023 - 08:49

Cumhuriyetin 100. yılına birkaç söz ederken, yakın tarihe biraz göz atmakta fayda var diye düşünüyorum.
          Tarihimizin son 150 yılını iyi okumayanlar, okuyamayanlar günümüzde yaşananları asla ve asla anlayamazlar. Kısaca şunu söylemeliyim. Biz bir imparatorluk bakiyesinden, bir kez daha üzerine basarak söylüyorum, mucize gerçekleştirerek cumhuriyeti kurduk.
          Tarihimizin üç büyük faciası, hep bu 150 yılın içindedir. Üstelik birbiri ardınca gelmiştir. Birincisi 1877 Osmanlı- Rus savaşıdır. Tarihe 93 Harbi olarak geçen bu savaşla birlikte, başta Plevne olmak üzere Tuna vilayetini ve Rumeli’nin bir bölümünü kaybettik.
          Milyonlarca ‘Balkan göçmeni’ aç ve çıplak olarak, İstanbul ve civarındaki illere yığıldı. Balkanlarda yaşanan; kelimenin tam anlamıyla ‘etnik temizlikti.’
          Ve 1912 Balkan harbi. Harpten de öte tam bir Balkan faciası. Rumeli’nin tamamı elimizden çıkıp gitti. Mustafa Kemal’in, Yahya Kemal’in, Mehmet Akif’in doğduğu şehirler; Selanik, Üsküp, İpek artık bizim değildi. Kaçınılmaz olan yine göçlerdi, yine etnik temizlikti.
          Bundan sonrası 1. Dünya harbi faciasıdır. İlk iki faciadan daha azim ve daha vahimdir. Niçin mi?
          Resmi kayıtlara göre;  Kafkasya’da Sarıkamış harekâtı dâhil 219 bin şehit. Çanakkale’de 101 bin şehit. Filistin cephesinde 80 bin şehit. Listeyi uzatmaya gerek yok. Bu facianın toplamı 3 milyon şehit.
          Cepheye giden üç kişiden, birisi köyüne dönebilmiş. Dönenlerin çoğu sakat ve malul. Mehmet Akif’in ‘ Ölü kusmada yer’ dediği savaşlar bunlar. Yüreği kavrulan anaların, ‘ölmeden mezara koydular beni’ diye türkü yakması boşuna değildir.
          Ve daha sonrası, Çanakkale geçilmiş, İstanbul işgal altında. Şehri İstanbul karanlıklar içinde ıstıraplarla yaşıyor. Bir milyon civarında şehit ve kayıp verilmiş. Bunlardan daha elim olanı, işgal kuvvetlerin hakaret ve aşağılamaları.
          İstanbul’daki bu hakaretlere karşı yalnızca bireysel tepkiler var. Halide Edip, Türk’ün Ateşle İmtihanı kitabında bu bireysel tepkilerin, Türk milletini Kurtuluş savaşına iten etkenlerden birisi olduğunu söyler.
          Dikkat lütfen! Bu kadar ağır şartlarda sadece bireysel tepki var. Toplumun geri kalanı nerede? Yurdunuz işgal edilmiş, aşağılanıyorsunuz üstelik ve sadece bireysel tepkiler söz konusu. Nerede bu toplum, yoksa karnını doyurmakla mı meşgul.
          Paris Barış konferansında Fransa başbakanı Clemanceau, Damat Ferit’in gözünün içine baka baka, Türklerin kabiliyetsiz bir millet olduğunu ifade eder. Ona göre Türkler, Hıristiyanları asıp kesmiştir. Hâkim olduğu topraklarda hiçbir medeniyet bırakmamıştır.
          Hülasa Clemanceau’nun nutku, Sevr antlaşmasını sağlayan en büyük ideolojik belge olmuştur. Anadolu galip devletler tarafından paylaşılacak, Türklere bırakılacak yerlerde, Avrupalıların denetime altında kalacak.
          Kurutuluş savaşını anlatmama gerek yok. Nereden, hangi noktaya geldik. Bunu iyi anlamak ve kavramak zorundayız. Ünlü araştırmacı ve yazar Amin Maalouf, Cumhuriyetin inşasını şöyle yorumluyor:
          “ Doğuda pek az insan Atatürk’ün bir yandan Avrupalılara karşı canla başla mücadele verirken, bir yandan da Türkiye’yi Avrupalılaştırmayı düşlemesini bir çelişki olarak değerlendirir.
          O, herhangi bir tarafa karşı savaş vermemiştir. Bir yerli olarak değil, diğer herkesle eşit bir insan olarak saygı görmek adına mücadele etmiştir. Mustafa Kemal ve halkı, haysiyetlerini kurtardıktan sonra, modernlik yolunda çok ileriye gitmeye hazırlandılar artık.
          Atatürk’ün elde ettiği meşruiyet, onun ölümünden sonra da devam etmiştir ve bugün de Türkiye onun adına yönetilmektedir. Onun düşüncelerini paylaşmayanlar bile ona belli bir bağlılık sergilemek zorunda hissederler kendilerini.” ‘(Amin Maalouf- Çivisi Çıkmış Dünya- sf: 81)
          Özellikle gençlere seslenmek istiyorum!
          Cumhuriyet; tarihimizin üç büyük faciasından sonra, kurulan mucizevî bir devletin adıdır.
          Cumhuriyet; işgalcilerin, emperyalistlerin aşağılamalarına, hakaretlerine verilen cevaptır.
          Cumhuriyet; Anadolu’yu işgal edip, halkını müstemleke yapmak isteyenlerin emellerine vurulan bir şamardır.
          Öyleyse yan gelip yatma. Oku, araştır, bilgi sahibi ol. Bırak lotoyu, totoyu, markayı. Bırak basit oy hesaplarını.
          Ne olursan ol tamam amma sırası geldiğinde, bireysel tepki verebilecek bireylerden biri ol mutlaka.
          100. yılında Cumhuriyetin nice yıllarına…

Bu yazı 520 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Ali Suat Arancı/Alanya
    5 ay önce
    Kaleminize ve gönlünüze sağlık kıymetli hocam..Çok güzel bir yazı olmuş..
  • İsmail ÇETİN
    5 ay önce
    Kalemine yüreğine sağlık Ahmet Abi. Var olasın.