Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Tribünler ve Trump

11 Kasım 2016 - 22:15

Uzun yıllar futbol oynadım. Bugün hala hayatımın vazgeçilmez tutkusudur. Pek çok hatıra, nice ilginç olay yaşadım futbolculuk yıllarımda. Ancak bir futbol terimi, hep dikkatimi çekti. Futbolcuya, hocasının baş talimatıdır bu deyim: 'Sakın tribünlere oynama!'
            Futbol bir sistem oyunudur. Futbolcular bu sistemin birer parçasıdır. Başarı, her parçanın işini iyi yapmasıyla sağlanır. Dolayısıyla bir temaşa oyunudur aynı zamanda. Seyirci başarının yanında, göz zevkini de arar. Afilli bir çalım, harika bir röveşata gibi.
            Takımın hocası için, mutlaka başarı önemlidir. Yani kazanmak. Yeter ki kazan, istersen kötü oynayarak kazan. Çünkü iyi oynadın kazanamadın, kimsenin umurunda olmaz. Hocayı çıldırtan, futbolcunun sistem dışına çıkmasıdır. Yani tribünlere oynamasıdır.
            Zira tribün yani seyirci yani müthiş kalabalıklar, futbolcu açısından bir büyüdür. Tarif edilmez heyecandır. Binlerce kişinin sizi alkışladığını, isminizi haykırdığını düşünün. Zaman zaman onları mutlu edecek bir şeyler yapmak istersiniz. Hocanızın kızacağını ve takımı zora sokacağını bildiğiniz halde bunu yaparsınız.
            Bu yüzden tribüne oynamak; duygu ve heyecanla, akıl ve sistem arasında yaşanan bir mücadeledir aslında.
            Tribüne oynamak deyimi, günümüzde futbolun dışında siyasi, sosyal, ticari, psikolojik alanda sıkça kullanılmaktadır. Tribüne oynamak bazen politik bir başarıyı getirebilir, bazen kusur ve günahlarınızı örtebilir, bazen size geçici faydalar sağlayabilir.
             Beşiktaş- Trabzonspor lig maçı sonrası yaşananlar, bana tribüne oynamak deyimini bir kez daha hatırlattı. Nasıl mı diyeceksiniz?
            Maçı Beşiktaş 2–1 kazandı. Bazı hakem hataları oldu. Mutlak gösterilmesi gereken kartlar gösterilmedi. Bunlar futbolun içinde var. Ancak Trabzon'un futbolu, Beşiktaş'ı yenebilecek bir düzeyde değildi.
            Maç sonunda Trabzon başkanı Muharrem Usta, açtı ağzını yumdu gözünü. Hakeme, federasyona verdi veriştirdi. Suçlu onlardı. Trabzon'un hakkı yenmişti. Trabzon camiası yenilgiyi unuttu. Başkanın sözlerine kulak verdi. Federasyon, hakemler ve diğerlerini suçlu ilan etti.
            Böylece mağlubiyet örtüldü. Dahası sezon başından beri devam eden, takımın kötü gidişi unutuldu. Varsa yoksa Trabzon'un hasımları konuşuldu. Kısacası Başkan Muharrem Usta, takımın ligde yaşadığı fiyaskoyu örtmek için müthiş bir fırsat buldu. Tribünlere oynayarak, başarısızlığı örtmeyi başardı.
            Evet, kulüp başkanları yıllardır bunu hep yapıyor. Kötü giden sonuçların ardından, seyirciyi ve camiayı tribüne oynayarak uyuşturuyor. Kimse niye bu hale geldik, hangi hatalar yapılıyor diye sorgulayamıyor artık.
            Politikacılar açısından tribüne oynamak, son derece faydalıdır günümüzde.
            Tribüne oynayarak, büyük başarılar elde etmiş politikacılar vardır. Akıl ve gerçeği değil, duygu ve heyecanı şişirerek kitleler ikna edilebilir. Yönetici iseniz, tribüne oynayarak başarısızlıkların ve kaygıların üzerini örtebilirsiniz.
            ABD seçimlerini Trump kazandı. Dünyada sevinenler var, üzülenler var. Kamuoyu anketleri yanılmış. Beklenmeyen bir sonuçmuş. ABD politikaları değişirmiş. Trump bir milyardermiş. Devlet tecrübesi yokmuş. Özel hayatı dalgalıymış. Kadınları aşağılamış. Eşi eski bir modelmiş. Say saya bildiğin kadar.
            Peki, nasıl olmuşta kazanmış, sorusunun şimdi cevabı aranıyor.
            ABD'de gittikçe yükselen işsizlik, gelir adaletsizliği, belli ailelerin hükümranlığı, dış politikadaki yüksek harcamalar, dünyanın dört bir tarafına uzanan emeller toplumda bir hoşnutsuzluk meydana getirmiş. Bu artık herkes tarafından ifade ediliyor.
            Trump böylece tribünlere baktı. Duygu ve heyecanlara dikkat kesildi. Seçim dönemince, tribünlere oynadı bu yüzden. Hillary Clinton ise sistemden yana oldu. Yani hocasının sözünden çıkmadı.
            Hâlbuki tribünler, bu sistemden sıkılmıştı. Üstelik mağduriyetleri vardı.
            Trump tribünlere oynadı ve kazandı bana göre. Hillary sisteme oynadı ve kaybetti.
            Trump bu duygu ve heyecanları tatmin edebilir mi? Yani ABD politikalarında değişiklik olur mu? Bunu zaman gösterecek.
            Ya yapamazsa ne olur, diye düşünmeye gerek yok. Çünkü maç bitti. Seyirci kararını verdi. Bir dahaki maça, gün ola harman ola'

Bu yazı 1510 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum