Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yangın-54

04 Mayıs 2019 - 15:52

Yaklaşan büyük yangına rağmen sessiz ve sakindi Gördes. Ve kuşlar, hâlâ özgürce uçabiliyordu mavi semâlarında'
Rüştiye Mektebi'nin idare odasının penceresinden uzun süre dışarıyı seyreden Tarih Muallimi Nevzat Bey:
-Ne kadar güzel bir gün! Her taraf ışıl ışıl! Herkes işinde gücünde! Diyerek gelip Şevket Bey'in karşısındaki koltuğa oturdu ve eliyle güneşin battığı yönü göstererek:
-Ya oralar' Ya Akhisar, İzmir, Manisa! Ya Balıkesir, Sındırgı, Bursa! Garbımızda bulunan bütün şehirler ve köyler şu anda ne haldeler? Ne vaziyetteler acaba? Bilen yok!
Bir süre sustu sonra devam etti:
- Kapkara bir kâbus' Zifiri bir karanlık' Alev alev yanan ve yükselen kara dumanlar içinde zavallı insanlarımız'
Hâlbuki her daim akşam olup biz karanlığa gömülürken, onlar gündüzü yaşardı hep. Karanlık, bizden çok sonra çökerdi oraların üstüne' Oysa şimdi!.. dedi ve sustu.
-Şimdi oralardan başladı karanlık ve hızla buralara doğru ilerliyor değil mi?' Dedi Muallim Şevket Bey.
-Öyle üstadım, diyerek devam etti Nevzat Bey:
-Yunan Ordusu'nun, kısa bir zaman dâhilinde, Akhisar'dan Marmara sahillerine varıncaya kadar bütün şehirleri ve köyleri yıldırım hızıyla istilâ edeceği kimin aklına gelebilirdi ki!
-İstanbul Hükûmetlerinin, işgale mani olacakları yerde, ordumuzu devamlı felce uğratmak için sebepler üretmekle meşgul olmalarının ve biçare milletin kendiliğinden meydana getirebildiği kuvvetleri dağıtmak ve yok ettirmek için onca gayret sarf etmelerinin bir neticesidir bu azizim.
-Bu taarruz esnasında, tümenlerimizin sadece kadro halinde ve mühimmatsız oldukları ve takviyelerine de imkân bulunamadığı söyleniyor. Bazı kuvvetlerimizin de cepheden alınıp, isyanların bastırılmasıyla vazifelendirilmelerinin de bunda tesirli olduğu anlaşılıyor.
-Bazı kuvvetlerin cepheden alınıp iç isyanların bastırılmasıyla vazifelendirilmesi, Yunan kuvvetleri karşısında bulundurulmasındaki faydadan daha mühim ve zaruri idi azizim. Asilerle uğraşan bir tümen ve bütün düzenli ordu kuvvetlerine yardım eden müfrezeler, cephede bulundurulabilselerdi' Evet, düşman taarruzu bu derece gelişemezdi. Memleketin sükûneti, milletin kurtuluş ümidi noktasında, birlik ve dayanışma sağlanmadıkça, bir dış düşmanın istila adımını durdurmağa çalışmak aslâ mümkün değildir. Onun için, iç isyanları bastırmak, Yunan taarruzunu durdurmaktan elbette daha mühimdir.
-Doğru üstadım. Mustafa Kemal Paşa'nın, düşman karşısında yeniden nizamî kumandaya bağlı cepheler teşkili ve TBMM'nin hakiki manada bir orduya sahip olması hususunda çalışmalar başlattığı da gelen haberler arasında. Bizzat Eskişehir'e kadar gelerek, oradaki ve diğer bölgelerdeki kuvvetlerimizin derhal nizamî hale getirilmelerini emretmiş.
-Çerkez Ethem Bey isyanı bastırıp Yozgat'tan dönmüş, Ankara'da imiş. Salihli işgal altında bulunduğuna göre nerede vazifelendirilecektir acaba?
-Kütahya-Demirci Hattı'nda vazifelendirileceği söyleniyor, diye cevap verdi Şevket Bey ve masanın üzerindeki fesini alıp başına koyarak ayağa kalktı:
-Haydi, Cemiyete doğru gidelim, orada daha fazla malûmat alabiliriz.
Rüştiye Mektebi'nden ayrılan Nevzat Bey ile Şevket Bey doğruca Kuva-yı Millîye Cemiyeti'ne vardılar. Cemiyette Hacı Ethem Bey'in yanında üç kişi daha vardı; Molla Mehmet Efendi, Nasuhzâde Mustafa Bey ve Akhisar Kuva-yı Millîye Kumandanı Tahir Bey de oradaydılar. Selâm verip oturdular. Onlar henüz sormadan Hacı Ethem Bey:
-Yunan Ordusu'nun hedefinde artık Gördes var. Akhisar'dan çıkan Yunan keşif kolları Gördes istikâmetinde ileri harekete geçmişler, diyerek bakışlarını Tahir Bey'e yöneltti. Tahir Bey de Hacı Ethem Bey'in sözlerini başıyla onayladı.
-Peki, ne gibi bir tedbir düşünüyorsunuz? Diye sordu Şevket Bey.
Hacı Ethem Bey cevap vermedi, Mustafa Bey'le Tahir Bey'e baktı.
Nasuhzâde Mustafa Bey:
-Tahir Bey'le beraber kuvvetlerimizle önlerini kesip geçit vermemeye çalışacağız.
-Bu mümkün olabilir mi? Ya çok kalabalık gelirlerse! Dedi Nevzat Bey.
Tahir Bey:
-Allah'ın yardımıyla muvaffak olmaya çalışacağız Nevzat Bey, kâfi miktarda kuvvetimiz var.
-Peki, erzak ve mühimmat vaziyetiniz?
-Erzak sıkıntımız yok. Lâkin mühimmat sıkıntımız had safhada. Bunun için de, bir Yunan birliğini pusuya düşürmemiz kâfi gelecek, dedi Nasuhzâde Mustafa Bey.

Bu yazı 934 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum