Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Nar Deyip Geçmeyin!

07 Kasım 2016 - 14:52

Son haftalarda, ilçemiz pazarının tezgâhlarında bu emsalsiz meyve boy gösteriyor. Düzgünlüğü ve aromasıyla dikkat çeken nar, fiyatıyla da son derece cazip. Elbette alıcı açısından. Ya yetiştirenler yani üreticiler, kilosunu 2 liradan satınca mutlu oluyor.
            Nara karşı uzun yıllardır ilgim ve aynı zamanda tutkunluğum vardır. Yılın bu aylarında, narın önemli bir müşterisi olurum. Çünkü onunla ilgili çok şey okudum. Oldukça geniş bilgiye sahibim.
            Pazardaki nar fiyatlarını görünce içim burkuluyor. Çünkü onu yetiştirmek zahmetli bir iştir. Bu kadar zahmetin sonunda ise ele giren fazla bir şey değildir. Türkiye'nin değişik bölgelerinde önemli bir üretim var. Fakat tüketimi için, aynı şeyi söylemek mümkün olmuyor.
            İnsan sağlığına paha biçilemeyecek katkı yapan bu meyveyi, ne yazık ki önemsemiyoruz. Üretim-tüketim dengesinde olabildiğince bir tezatlık var.
            Geçtiğimiz hafta içerisinde, ilginç haberler vardı nar üreticileri açısından. Muğla Dalamanda bir üretici, ürünü para etmediği için 450 adet nar ağacını kesip doğramış. Üretimin önemli merkezlerinden birisi Denizli'dir. Üreticiler meyve dalında kaldı diye feryat ediyor.
            Allah'ın yarattığı her nimette, insan için mutlaka bir fayda vardır. Araştırmak, bulmak ve kullanmak insana görev olarak yüklenmiştir. Modern tıp biliminde, ilginç verilere ulaştık günümüzde. Öyle meyveler var, şekilleri itibarıyla bir organımıza karşılık geliyor.
            Mesela beyin neye benziyor? Cevize değil mi? Hekimler beyin sağlığı için cevizi öneriyorlar. Kiviyi ortadan ikiye böldüğünüzde, hangi görüntüyü fark ediyorsunuz? Aynen göz retinası değil mi? Göz sağlığı için kivi tüketin diyenler, boşuna konuşmuyor.
            Örnekleri çoğaltabilirim. Peki, nar neye benziyor. Kabuğunu soyduğunuzda, göz kamaştıran o taneler neyi temsil ediyor? Alyuvarları. Yani kanla ilgili problemlerin tedavisinde, nar bize adeta haykırıyor. Tedavi ediciyim diye göz kırpıyor.
            Günümüzde hastalıkların temel iki sebebi olarak; beslenme tarzı ve yaşam biçimi gösteriliyor. Aniden yakalandığımız devasa dertler karşısında şaşkına dönüyoruz. Sonra hep aynı soyu soruyoruz etrafımıza; neden?
            İhmalkârlığımızı, bilgisizliğimizi, hayatı ciddiye almayışımızı asla sorgulamıyoruz. Zira yaşamak bir sanattır. Yaşamak, hayata değer vermekten geçer. Bu işin parayla pulla bir ilişkisi yoktur aksine. Her şey bilgiden geçer, yaşam felsefesinden geçer.
             Bir derde yakalandıktan sonra; Allah'ın yarattığı bitki ve meyvelere olan düşkünlüğümüzü, keşke sağlıklı iken yerine getirebilsek.
            Gördes pazarında, 2 liraya nar satmaya çalışan üreticileri gördükçe burkuluyorum. 450 ağacını kesmek zorunda kalan üretici haberlerini okuyunca içim yanıyor. Meyve dalda kaldı diye kara kara düşünen, üreticinin feryadı karşısında kahroluyorum.
            77 milyonluk bir ülkeyiz. Kaçımız narın emsalsiz kıymetinin farkında. Kaçımız günde bir bardak nar suyu içiyor. Bir başka deyişle; bu ülkenin yarısı bile günde bir bardak nar suyu içebilse, o ağaçlar kesilip doğranmaz. O üreticiler feryat etmez. Bir yandan üretim gelişir, bir yandan nice hastalıkların önüne geçilir.
            Ekim ayı, ürünün hasat ayıdır. En az üç ay, bu üründen faydalanmak mümkündür. Yeni yılın şubat ayına kadar, nar sağlığımıza kesintisiz faydalar sağlayabilir. Ancak biliyorum ki üşeniyoruz. Narın suyunu sıkmaktansa, hazır içecekleri tercih ediyoruz.
            Yılın her ekim ayı geldiğinde, işim nar aramak olur. Gördes bu konuda oldukça zengindir. Mesela Eski Gördes'te yetişen nar emsalsizdir. Kıranköy'un narını aromasından, Balıklı'nın narını suyundan tanırım ben.
            Yılda ortalama 200kg civarında nar tüketiriz aile olarak. Her akşam mutlaka nar suyu çıkarır ikram ederim.
            Bu kadar çok konuştuktan sonra, narın insan vücuduna olan faydalarını anlatmam lazım.
            O kadar çok faydası var ki insan hangisini söyleyeceğini bilemiyor. Kaliforniya Üniversitesinin yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda, narın sağlığımıza yaptığı katkılar şu şekilde sıralanmış:
            Öncelikle, nar ve suyundaki antioksidan miktarı, hiçbir meyvede yoktur. Nar suyundaki bileşikler kanser hücrelerinin ilerlemesine engel olmaktadır. Özellikle prostat kanserinde, metastaza neden olan kimyasalın etkisini azaltmaktadır.
            Narda; 10 bardak yeşil çaya ve 4 bardak kızılcık suyuna eşdeğer antioksidan madde vardır.
            Nar en iyi tansiyon düzenleyicidir.
            Kolestrol ve kan şekerini regüle eder ve artmasını önler.
            Kalbi korur, kalbin düzenli çalışmasına destek verir.
            Enfeksiyona karşı, vücut direncini korur. Direncin artmasına katkı yapar.
            Nar suyu en önemli idrar söktürücüdür. Toksin atımını sağlar.
            Cilt bakımını gerçekleştirir. Cildin pürüzsüz görünmesine yardımcı olur.
             Burun poliplerine iyi gelir'
 

Bu yazı 1313 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum