Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Elveda Bayat Alanı!

14 Temmuz 2016 - 13:45

Toprak bir tutkudur ve aynı zamanda kaderdir, benim şehrimin insanları için. Uzun devirler boyunca; doyurulacak karın, geçinilecek nafakadır. Çocukluğumdan bugüne, o insanlarla aynı duyguları yaşadım, benzer kaderi paylaştım.
            Öyle bölgeler vardır, nam salmıştır topraklarıyla ve aynı zamanda onu kuyumcu gibi işleyen çiftçileriyle. Bodamas gibi, Bayat alanı gibi, Bahçe arası gibi. Bugün maziye iç geçirerek nazar etseniz o bölgelere, bin bir hatıra gelir gözünüzün önüne.
            Kimler gelmiş, kimler geçmiştir o topraklardan. Büyük çoğunluğunu ölüm ayırmıştır tutkularından. Kelimelerle zor anlatılır. Ancak yaşanır ve yaşayanlarla paylaşılabilir.
            Nice yıllar gördüm, ürünü para etmeyen insanların kahrına şahitlik ettim. Boynu bükük adamların, gözü yaşlı kadınların hicranına ortak oldum. Fakat hiçbir zaman o toprağa intizar etmediler. Çünkü o veriyor fakat piyasa denilen illet, karşılığını vermiyordu.
            Bu yılın en kahırlı insanları patatesçiler. Kelimenin tam anlamıyla tuş olmuş durumdalar. Bu zarar, önümüzdeki üç beş yılın heba olması anlamına geliyor. Ama asla suçlu toprak değil. Bunu biliyorlar, buna rağmen o topraklara biraz mahzun, biraz buğulu gözlerle bakıyorlar.
            O kahırlı üreticilerden birisi de Ahmet Ölmez'dir. Lakabıyla Paşa. Bayat alanında bir asra uzanan çiftçilik geleneğinin, üçüncü kuşağındaki isim. Patates'te yaşadığı hayal kırıklığı ilk değil. Bu kaçıncı şüphesiz.
            Şimdi bir şey söylüyor yüksek sesle: Elveda patates, elveda'
            Onun bu sedası, tüm patatesçiler arasında dalgalanıyor. Bu veda seslenişinin arkasında, başka bir şey var. Bir hicran belki, bir inkisar belki. Bir asırlık maziyi alıp getiriyor ve nazik bir lisanla, Bayat alanının bağrına bırakıyor.
            Ve ben ister istemez, bu hikâyenin peşine takılıyorum. Siz de dinlemek istersiniz sanırım.
            Bayat alanı Gördes çiftçiliğinin kalbidir. Kimler gelip, kimler geçmiştir. Balıklı Ziya, Eğritli Hasan, Helvacı Mustafa, Hıdırların Hüseyin, Papaz Ahmet ve niceleri'
            Papaz Ahmet ile hikâyeme devam etmek istiyorum. Gördes'in en eski ve köklü ailelerindendir onlar. Eski Gördes'te aile kütükleri Hacı Mahmutlar olarak bilinir. Papaz lakabı, ilginç bir olay sonu verilir kendisine. 1930'lu yıllarda eski Gördes'te ‘Ocak' lar vardır. Yani köy odaları gibi.
            Şehrin önde gelenleri Ocaklara gelir, oyun oynar sohbet eder. Oynadıkları oyunlardan bir tanesi Papaz Uçtu'dur. Hacı Musalar sülalesinden Ahmet bir oyun esnasında, ‘papazınız ben olayım' der. Ve böylece lakabı papaz kalır ve Gördes'te Papaz Ahmet olarak nam salar.
            Bayat alanındaki tarlasında yılları geçer. Geleneklerle, göreneklerle ve muhabbetlerle ve çilelerle ömür sürer. Bu yıl olmazsa, mecburen yeni yıla umut bağlar, tıpkı diğerleri gibi. Bayat alanının kokusu, toprağının kokusuna karışmış gibidir.
            Yıllarca teneffüs eder, ciğerlerinin en ücra köşesine kadar.
            Bir toprak, bir Bayat alanı vardır hayatında. Biraz tutku, biraz kader karışımıdır.
            1940'lı yıllarda, mevsim bir sonbahardır. Hiç ayrılmayı düşünmediği, aklına bile getirmediği tarlasında hastalanır. Birkaç gün geçer, durumu ağırlaşır. Gördes'e götürelim der ailesi.
            Bayat alanından, eski Gördes'e nasıl götürülecektir? Tez elden öküz arabası hazırlanır. Kilim ve şilte ile yatacak yer döşenir arabada. Ve böylece bindirirler. Öküz arabası, tarlayı hâkim mevkide temaşa eden damdan, tepeye doğru hareket eder.
            İşte tam bu noktada; Papaz Ahmet, dur ihtarıyla dimdik doğrulur arabanın üzerinde. Öküz arabası durur. Bitkindir amma yapması gereken son işi vardır.
            Çay boyuna gerdanlık gibi uzanan toprağına, tarlasına bakar. Öylesine bakar ve bakar ki bir daha bakamayacak gibi bakar. Çocukluğu, gençliği ve bugünü geçer gözünün önünden.
            Hissetmiş, bilmiş gibidir sanki. Bu, tek bir andır veda etmek için.
            Ve şöyle seslenir sonra: "Elveda Bayat alanı elveda. Elveda Bayat alanı elveda, Bayat alanı elveda."
            Vedasını yapmıştır. Öküz arabasındaki şiltesine çökerken, derin bir iç geçirir ve şöyle söylenir: 'Bu topraklara kimler benim dedi? Bundan sonra kimler benim diyecek?'
            Papaz Ahmet'i eski Gördes'e getirirler. Vedasından üç beş gün sonra, gözlerini hayata yumar. Eski Gördes'teki cenazesinde, muazzam bir kalabalık vardır. Sevenleri onu gözyaşları ile toprağa verirken, Bayat alanının ufuklarında vedası yankılanır.
            Ahmet Ölmez (Paşa), merhum Papaz Ahmet'in torunudur. Dedesinin vedasıyla yoğrulan topraklarda, bir geleneği, bir göreneği devam ettiriyor.
            Ancak ne Bayat alanı, ne o tarlalar artık eskisi gibi karın doyurmuyor. O toprakların tarihi mirasına saygısından olmalı, sadece patatesçiliğe veda diyebiliyor. Toprağa, Bayat alanına diyemiyor aynı şeyi...           

Bu yazı 4170 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum