Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

1 Harf 14 Kelime

28 Ağustos 2017 - 09:47

Günümüzün en çok rastlanılan rahatsızlıklarından birisi de Alzheimer hastalığı. Unutkanlık ve bunama ile bağlantılı olan bu hastalık, beyin fonksiyonlarıyla ilgili. Beyindeki lisan belleğinin zayıflaması, hastalığın ortaya çıkmasında önemli etken.
            Modernleşmeni getirdiği yaşam tarzı, bu hastalığın sıklıkla görülmesinde etkili oluyor. İnsan beyni bu yaşam tarzında, iki tür dertle uğraşmak zorunda kalıyor. Birincisi; aşırı koşuşturmanın ve şartların yarattığı stresli ortamlar, ikincisi; modernitenin sağladığı imkânlarla, beynin yeteri kadar aktif çalışmaması.
            Teknoloji gündelik hayatımızı oldukça kolaylaştırdı. Bankada çalışan memurun önünde programlanmış bir sistem var. Sadece tuşlara basarak işlem yapıyor. Vücut belki yoruluyor ancak beyin asla.
            Okullarda iki kere ikiyi ezberletmeye gerek kalmıyor. Cep telefonlarında veya saatlerde artık çarpım tabloları var. Yani her şey hazır ve her şey bir tuşa basma mesafesinde.
            Türk toplumu uzun saatlerini televizyon ve internet başında geçiriyor. Seyrediyor, hazır bilgiye ulaşıyor. Ya beyin? Kesinlikle yorulmuyor.
            Bu yaşam tarzı, beynin varlık sebebiyle zıt bir yönde ilerliyor.
            İkinci konu aşırı stres. Moderniteye ayak uydurmak için aşırı çaba sarf ediyoruz. Her şeyimiz olsun istiyoruz. Borçlanıyoruz, sonra peşinden koşuyoruz bu borçların. İş kuruyoruz, uzun emellerimiz var. Bazen denk geliyor, bazen gelmiyor. İş yerinde çalışıyoruz, kimimiz maaştan hoşnut değil, kimimiz yaptığımız işten. Çocuklarımız, onların tahsil hayatı devamlı gergin ortamlarda geçiyor.
            Kısacası, bu kadar stresli yaşam tarzı, beynimizin varlık sebebiyle zıt bir yönde ilerliyor.
            Alzheimer hastalığının biyolojik nedenleri var mı yok mu? Tıp dünyası kesin veriler henüz ortaya koyamadı. Çalışmalar var. Fakat yaşam tarzımızın beyinde yarattığı olumsuzluklarla ilgili önemli bulgular, kamuoyu ile paylaşılıyor.
            Bir dergide okumuştum. Batıda büyük iş merkezlerinde önemli ofisler kurulmuş. 'Talk me' adı verilen bu birimlerin, bizdeki karşılığı 'Konuş benimle' anlamında. Uzmanı, çalışanı karşısına alıyor ve başlıyor sormaya: 'Bugün sabah kahvaltında neler yedin.', 'En son seyrettiğin filmi anlatır mısın', ' Şu kitabı okudun mu' gibi..
            Amaç, otomosyonun sabitleştirdiği insan beynini harekete geçirmek.
            İnsanın yaratılışında beynin istisna özelliği var. Bütün hücreler yenilenme kabiliyetine sahipken, yalnızca beyin hücreleri kendini yenilemiyor. Yani doğuştan, beynimiz kaç milyar hücreye sahipse öyle kalıyor. Zamanla bu hücreler ölüyor. Azaldıkça orijinalliğini kaybediyor ve unutkanlık, bunama ve Alzheimer dediğimiz hastalıklar ortaya çıkıyor.
             Yapılması gereken, hücrelerin ölümünü mümkün oldukça geciktirmektir. Ya da daha makul seviyede kalmasını sağlayabilmektir. Bunun yolu da, stressiz yaşam şartlarından ve beynin devamlı hareket halinde olduğu aktivitelerden geçiyor.
            Dolayısıyla bu tür rahatsızlıklarda erken tanı son derece önemlidir.
            Hafta içerisinde Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner'in konuyla ilgili açıklamaları basında yer aldı. Dikkatle takip ettim.
            Mesela belirtiler nasıl başlıyor?
            En yakın bir akrabanızın ismini, bir anda hatırlayamıyorsunuz. En sık kullandığınız bir eşyanın ismini söyleyemiyorsunuz. Yemek için mutfağa gitmeye kalkıyorsunuz ancak başka odaya gidiyorsunuz. Bunlara refleks eksikliği deniliyor.
            Alzheimer hastalarının bakımı ve takibinin, ne kadar zor olduğunu yaşayanlar biliyor. Hayat tarzımız, bu meşum hastalığı kapımızın önünde bekletiyor. Şunu söyleyebilirim ki herkes beyin sağlığını kontrol etmek zorunda artık.
            Bunun için, bir uzmana gitmeden yapabileceğimiz basit testler var.
            Mesela 3 boyutlu bir küpü çizebilmek. İstenilen bir saati sayfaya çizebilmek gibi. Diyelim ki elinize bir kağıt ve kalem verildi. 4'e 5 kala çiziniz denildi. Bunu yaparken şaşırıyorsanız, sayfada eksiklikler yapıyorsanız, bir belirtiniz var demektir.
            Bu testlerin en pratik ve kolay olanı, 1 harf 14 kelime uygulamasıdır. Herkes rahatlıkla yapabilir ve bir başkasına yaptırabilir.
            Uygulama şöyle gerçekleşiyor. 1 Dakika içerisinde ( K ) harfinden en az 14 kelime üreteceksiniz. Bunu sağlayabilirseniz, problem yok demektir.
            Kurban bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Sağlığımıza dikkat edelim. Özellikle de beyin sağlığımıza daha bir özen gösterelim.

Bu yazı 1072 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum