Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Üç Aylar Geçerken

30 Nisan 2018 - 15:22

Çeşmelerden bardağın
Doldurmadan kor isen
Bin yıl anda durursa
Kendi dolası değil.
Zaman su gibi akıp gidiyor. Gerekli gereksiz meşgaleler, bir sürü güftügu, günlük hayatın hayhuyları zamanımızı çalıyor. Öyle çalıyor ki çok önemli şeylerin gelip gittiğinin bile farkına varamıyoruz. Şimdi üç aylardan Şaban ayındayız. Recep ayı bitti. Regaib Kandili, Miraç Kandili usulca gelip geçtiler. Şaban ayının on beşinde Berat Kandilini idrak edeceğiz inşallah. Ondan sonra da koskoca bir rahmet ve bereket ayı Ramazan. Ecdat Ramazan ayına olan hürmetini iki ay öncesinden hazırlanarak göstermiş ve adına üç aylar demiş.
 Eskiden üç ayların tamamını oruçlu geçiren insanlar duyardım çevremde. O insanların tek derdi vardı. Bu akıp giden rahmet pınarından daha fazla nasıl nasipdâr olurum. O insanların yüzünü hatırladığımda diyorum ki kendi kendime, işte mü'min bir yüz. Tıpkı henüz Müslüman olmamış birinin Hz. Peygamber'i gördüğünde söylediği gibi. Hz. Peygamber'in huzuruna geliyor ve diyor ki; bu yüzde yalan yok. Şimdi bu yüzde yalan yok, bu yüzde dedikodu yok, bu yüzde iftira gıybet, hırs yok; bu yüzde iman var, itminan var, tevekkül, rıza, ümit var, bu yüz bana Allah'ı hatırlatıyor dediğimiz kaç yüz kaldı acaba. Yüzlerimizi yitirdik galiba. Simahum fi vucuhihim min eserissucud diyor Kur'an-ı Kerim mü'minlerin yüzü için. Onların nişanları, alamet-i farikaları yüzlerindeki secde izidir. Yani yüzleri secdeden dolayı nurludur.
Yukarıdaki dörtlük Yunus Emre'ye ait. Diyor ki gürül gürül akan bir nehrin kenarında olsan ve susuzluktan kavrulsan buna rağmen eğilip bardağını doldurmasan o su kendiliğinden gelip senin bardağına girmez, susuzluğunu gidermez. Zahmet olmadan rahmet olmuyor. Bu gördüğümüz kaçıncı üç aylar. Hayatımızın son üç aylarıymış gibi düşünelim ve en azından bundan sonrasını dolu dolu yaşamaya çalışalım. Şiirin devamında Yunus diyor ki;
Yunus gözün görürken, sen bugünden hazırlan,
Gelmedi Hakk'a varan, geri gelesi değil.
Önümüzde Berat Kandili var. Peygamber Efendimiz Berat hakkında buyuruyor ki;
'Şaban'ın yarısına tesadüf eden gece gelince, kalkınız o geceyi ibadetle geçiriniz; gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü, Cenabı Hak, güneşin batmasıyla birlikte rahmetiyle dünya semasına iner de şöyle buyurur:
—Günahlarının bağışlanmasını dileyen yok mudur, onu bağışlayayım?
— Derde müptela olan yok mudur, ona afiyet vereyim?
— Rızık isteyen yok mudur, onu rızıklandırayım? Ve şafak sökünceye kadar Cenabı Hakk'ın nidası devam eder.
Hz. Aişe'den gelen bir rivayette Peygamber Efendimiz bu gecede uzun uzun ibadet etmiş ve secdede şu duayı okumuş.
"Allah'ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Sen'den yine Sana iltica ediyorum. Şanın yücedir. Sana yaptığım senayı Senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana lâyık bir surette hamd etmekten acizim."
Peygamber Efendimizin duasıyla bitirelim: 'Allah'ım gönlüme, gözüme, bedenime nur ver. Nurumu arttır ya Rabbi!'

Bu yazı 1140 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum