Reklam
Reklam
Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Tut Beni Ey Oruç!

06 Haziran 2016 - 15:30

Sezai Karakoç orucu, insanın her yıl bir ay katıldığı bir ruh şöleni, üstün insanların davetlisi olduğu tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrası, yani Samanyolu'nda ziyafet olarak tavsif etmektedir.
Gündelik hayatın hayhuyu içinde insanoğlu kendine ayıracak, kendisini dinleyecek, bir ruhu bir kalbi olduğunu hatırlayacak zamanı bulamıyor ne yazık ki. Öyle ki mübarek on bir ayların nasıl da çabucak geçtiğini ve yine mübarek Ramazan'ın ne kadar da çabuk geldiğini anlayamıyor bile. Şu hız ve haz çağında zaman da çağın modasına ayak uydurmuş gibi hemen yitiveriyor ellerimizden. 'Zaman ne de çabuk geçiyor Mona' diyordu Mona Roza şairi. Orucun zamanı yavaşlattığına, bereketlendirdiğine, seyr-i tabiisine irca ettiğine inanıyorum. Gerçek gün doğuşu, gerçek kuşluk, gerçek öğle, gerçek ikindi, gerçek akşam ve gün batışı, gerçek gece ve yatsı, Oruçla. Gerçek zaman oruçladır. Hoş geldin zamanın efendisi.
Bakara Suresi 183. ayetinden itibaren oruç ile ilgili olarak Rabbimiz şu mesajları bize veriyor.
2/183 Siz ey imana ermiş olanlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı ki Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.
2/184 Oruç sayılı günlerdedir. Ancak sizden kim, hasta veya seyahatte olursa diğer zamanlarda (aynı gün sayısı kadar oruç tutmalıdır); ve (bu gibi hallerde) gücü yetenlere bir muhtacı doyurarak fidye vermek, bir yükümlülüktür. Her kim, yapmaya yükümlü olduğundan daha fazla iyilik yaparsa kendisine iyilik yapmış olur; zira oruç tutmak kendinize iyilik yapmaktır. Keşke bunu bilseydiniz.
2/185 Kur'an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan Ayında indirilmiştir. Bundan dolayı, sizden kim bu aya erişirse onu baştanbaşa tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda oruç tutsun). Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez; ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmenizi ve (O'na) şükretmenizi (ister).
Elmalılı Hamdi Yazır, Bakara suresi 185. ayetinin tefsirinde 'Ramazan' kelimesinin etimolojisiyle ilgili birkaç yakıcı görüş vermektedir.
1- İmam-ı Halil'den naklolunduğu üzere yaz sonunda güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan tahtir eden yağmur ma'nasına 'ramadiyyun'dan me'huzdur. Bu yağmurun yeryüzünü yıkadığı gibi şehr-i Ramazan da ehli imanı zünubdan yıkayıp kalplerini tathir ettiği için bu isim ile tesmiye edilmiştir.
2- Ekseriyet kavline göre Ramazan 'ramide' den me'huzdur. Ramaz, şemsin şiddeti hararetinden taşların gayet kızmasıdır ki böyle pek kızgın yere de 'ramdau' denilir. Binaenaleyh Ramazan, 'ramdâ' dan yanmak ma'nasına 'ramide' fiilinin masdarıdır. Yani kızgın yerde yalınayak yürümekle yanmak demektir. Çünkü bu ayda açlık, susuzluk hararetinden ıztırab çekilir. Veyahut harareti sıyam ile günahlar yakılır. Bir de deniliyor ki Araplar Ayların isimlerini lûgati kadimelerinden tahvil ettikleri zaman her Ayı tesadüf ettiği mevsime göre tesmiye etmişlerdi. Lûgati kadimede 'natikun' ismiyle yâd edilen bu ay da o sene şiddetli bir sıcağa tesadüf ettiğinden buna 'Şehr-i Ramazan' namını verdiler.
3- Ezherî'den naklolunan kavildir ki Ramazan 'ramede' fi'linden me'huzdur ki kılıcın namlusunu veya ok demirini inceltip keskinletmek için kaygan iki taş arasına koyup dövmektir. Bu aya bu ismin verilmesi de Arapların bu ayda silâhlarını bileyip hazırladıklarından dolayıdır.
4- Ramazan isminin Esmai hüsnadan olduğu sahih ile şehri Ramazan bizzat bununla tesmiye edilmiş ve bunda bilhassa rahmeti ilâhiye ile günahların ihtirakı (yakılması) nazarı mülâhazaya alınmıştır. Ve bu mana ile oruç şehri, Allah şehri olmuştur. Hâsılı Ramazan'ın ma'nayı lûgavîsinde temizlik, ıhtirak, keskinlik ma'naları bulunduğu gibi i'tibarı dinîsinde ıhtirakı zünub ve ızafeti ilâhiye ma'naları âmil olmuştur.
Bir hadîsi Nebevîde 'evveli rahmet, ortası mağfiret, ahiri ateşten azatlık' diye tavsif olunan şehri Ramazanın en mübarek bir gecesi nüzuli Kur'an'a da mebde olmuştur.
Peygamber Efendimiz'in konuyla ilgili birkaç hadisiyle konuyu bağlamak istiyorum
'Kim inanarak ve sevabını umarak Ramazan orucunu tutarsa Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar.'
'Kim hastalık ve bir ruhsatı olmaksızın Ramazan ayından bir gün oruç tutmasa da senenin kalan bütün günlerinde oruç tutsa yine bu orucu yerine getiremez.'
'Ramazan ayının ilk gecesi olduğu zaman şeytanlar ile cinlerin azgınları zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır, onlardan hiç biri açılmaz. Cennet kapıları açılır ve onlardan hiç biri kapanmaz. Bir münadi şöyle seslenir:
Ey hayırlı şeyler yapmak isteyen kimse! Bu isteğini yerine getir, hayırlı işleri yap, ey kötü işler yapmak isteyen insan! Bu isteğinden vazgeç. Allah Ramazan ayında birçok insanı cehennemden azat eder. Bu durum Ramazan'ın her gecesinde devam eder. Ramazan ayı girdiği zaman sema kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.'
Ramazanınız mübarek olsun.

Bu yazı 1426 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum