Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Gençlerle Başbaşa I

07 Mayıs 2016 - 14:20

Gençlerle Başbaşa kitabı Ali Fuat Başgil Hoca'nın tecrübe ve hayat felsefesinin özünü oluşturan küçük ama büyük bir kitap. Kitabın adı her ne kadar Gençlerle Başbaşa olsa da yediden yetmişe herkesin istifade edebileceği hayat düsturlarını ihtiva etmektedir.  Hukukçu, fikir ve siyaset adamı olanOrd. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil 1893 yılında Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğup 17 Nisan 1967'de vefat etmiştir.
Ali Fuat Başgil bu eserinde bir ömür boyu öğrendiklerine şahsî tecrübelerini de katarak gençlere rehberlik etmek istemiştir. Burada gençlere başarılı olma yolunun tehlikeli düşmanlarını anlatmakta ve başarıya ulaşmanın şartları üzerinde durmaktadır. Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil kitabın takdiminde 'Geleceğin ümidi olan gençleri, bunalımdan, iradesiz ve cesaretsiz yaşamaktan kurtaracak olan bu kitap; muvaffak olmanın sırrını göstermektedir.' diyerek bu kitabının yazılış amacını belirtmektedir. Başarı yolunun düşmanlarını 'tembellik, kötü arkadaş ve kötü örnekler' olarak sıralayıp, bu düşmanların 'iradeli olmak ve çalışmak' silahlarıyla durdurabileceğini ifade ediyor. Biz de kitaptan derlediğimiz sözlerden bir kısmını ruhu genç dostlarımızla paylaşmayı uygun gördük. 'Ruhu genç' dedim zira biliyorum ki bedeni genç olanların bu yazıyı okuyacak sabırları ve zamanları ve dahi hevesleri yoktur. İnşallah yanılıyorumdur.
Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir fasıl üzerinde çalış. Ta ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiç birini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış olan büyük İslam mütefekkiri İmam-ı Gazali'ye 'İhya-i Ulum' adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar: bir zamanda yalnız bir fasıl, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım, demiş.
Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil. Ve bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.
Çalıştığın bir iş (ders, kitap, yazı) üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. Ve bil ki, yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Yine bil ki, çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hâsıl olan manevî zevk, eşsiz bir zevktir. Emin ol ki harpte zafer ve işte başarı yılmayanındır.
Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi pas tutar.
Fikri çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette, günde iki üç saat bile kâfidir. Büyük İslam filozofu İbni Sina dünyaca meşhur olan Kitabu'ş- Şifasını, her gün sabah namazından sonra Bağdat'taki bir camiin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer, muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin iki yüz sahifelik eser veren Fransız edibi Emile Zola'ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar: ‘Her gün yalnız üç saat çalışır ve yazarım' demiş.
Sebat et, genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
Her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir.
Rastladığın edebî, felsefi bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.
Fikri çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve aziz saatleri vardır. Bunlar bazı kimseler için sabahın erken saatleri, bazıları için de öğleye doğru, öğleden sonra, gece saatleridir. Kendini yokla senin aziz saatlerin hangisi ise bunları hiçbir eğlenceye feda edip kaçırma.
Okuduğun bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri, yerini ve sayfasını işaret ederek not et. Bu suretle biriktirdiğin notları, bir dosyaya veya bir fiş kutusuna sırasıyla yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur.
Bir mevzu ve mesele hakkında bir yazı veya bir eser yazmağa karar verdiğin zaman, evvela bu mevzu ve mesele üzerinde evvelce yazılmış eserleri oku. Tâ ki yazılmış ve söylenmiş şeyleri tekrar edip ömrünü israf etmeyesin.
Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir.
Dilbilgisi bir gaye değil bir vasıtadır. Asıl gaye olan, fikir zenginliğidir.
Yalan söyleme. Yalan söyleyen tutulmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir.

Bu yazı 1190 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum