Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Diyojen

21 Ekim 2017 - 00:55

M.Ö. 324'te ölen Sinop doğumlu Diyojen derviş ruhlu bir filozoftur. Kalpazanlık yaptığından dolayı memleketinden kovulmuş ve filozofların diyarı Atina'ya yerleşmiş. Ünlü Makedon Kıralı İskender, rind-meşrep bu adamı merak etmiş, ziyaretine gelmiş ve bir isteği olup olmadığını sormuş. Bir fıçının içinde yaşayan Diyojen İskender'in sorusuna yattığı yerden şöyle bir doğrulup 'gölge etme başka ihsan istemem' diye cevap vermiş. Dönüş yolunda İskender'in yanındakiler Diyojen hakkında ileri-geri konuşmuş olacaklar ki İskender onları susturmuş ve şöyle demiş: 'İskender olmasaydım, Diyojen olurdum!'
Dostsuz, ekmeksiz, başıboş ve sefil bir halde, uzun yollar yürümüş ve açlığını gidermek için ağaç yapraklarını yemeye mecbur olmuştur.
Ondan daha önce Antisthene, "doğaya uygun bir surette yaşamak" ilkesini felsefesine temel yapmıştı. Diyojen, ders vermemeye yemin etmiş olan bu filozofa, öğrenci olmak istediği zaman, bütün öğrencilerini kovmuş olan Antisthene, kendisini sopayla kovunca Diyojen başını uzatarak: 'Vur, konuştuğun sürece beni kovabilecek kadar sert bir sopa bulamayacaksınız!' demişti.
Hocası Antisthene şu fikirleri savunur. Erdem, doğaya uygun bir surette yaşamak, yani olabildiği kadar arzu ve ihtiyaçları azaltmaktan ibarettir; bu nedenle refah, nezaket, güzel sanatlar ve bilim, cezalanmaları gereken fazlalıklardır; güzellik, zenginlik, onur, asalet. . . vb. iğrenilecek şeylerdir. Bu fikirler Diyojen'de aşırı bir şekil alır ve kendisine 'köpek' adını verir; tok olduğu zaman homurdanan ve açken yaltaklanan bir köpek!
 Bir keşkül, bir fıçı ve bir sopası vardı.
Bazen halkın sövüp saymalarından bezince, heykellerden sadaka ister; avuçla su içebileceğini görünce kullandığı tası fırlatır atar, bir çocuğun mercimeği ekmek içine koyup yediğini görünce de kaşığını.
Bu suretle hocasının felsefesine uygun gelecek kadar sade bir hayata katlanmıştır.
Sözlerini esirgemeden ve yerinde karşılık vererek, insanların boş gurur, hırs ve budalalıklarıyla alay eden Diyojen'in ‘gerçek adamı' aramak için gündüz fener yaktığını herkes bilir
Diyojen için Eflatun, "Deli Sokrat" derdi. Platon'un, insanı "tüyleri olmayan iki ayaklı canlı varlık" diye tanımlaması övgüyle karşılandı. Bunun üzerine Diogenes tüyleri yolunmuş bir horozu okula getirdi ve şöyle dedi:
"İşte Platon'un insanı."
Ona, "yaşlandın; kendini artık o kadar zorlamana gerek yok", dediler. O, 'Bir uzun mesafe koşucusu olsaydım, bitiş çizgisine çok az kala daha çok değil de, daha az mı zorlanmalıydım?' diye karşılık verdi.
Uykuya dalmıştı ve ölümü yaklaşmıştı, hekim onu uyandırdı ve herhangi bir şikâyetinin olup olmadığını sordu. "Hayır" dedi, "kardeş kardeşi karşılıyor" - uyku ölümü.

Bu yazı 1205 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum