Prof.Dr.Ahmet Sınav

Ahmet Sınav hakkında daha önce de kısa bazı notlar yazmıştım. Karşılıklı olarak sevgimizin halâ tükenmediği, Askeri Tıbbiyeden can bir kardeşimdir.
Doğduğum küçük şehirde henüz lise bile yokken, devlet ve cumhuriyet aklının sunduğu imkânlarla Hava Lisesi ve Askeri Tıbbiye dediğimiz yapı içinde dokuz yıl parasız yatılı okuyarak bugünlere gelmiş, vatan ve aziz Türk milletine borcunu ödemeye çalışan, bünyesinde kaldığım yirmi beş sene içinde TSK'da "hiç haksızlığa uğramadım" diyen bir eski askeri hekim, Askeri Tıbbiyeliyim.
Ancak kurumlar da insan bünyesi gibi zaman zaman hastalanır. Bu kurumun içinde de kökleri Osmanlı'ya uzanan, kendini meşru otoritenin üzerinde görüp padişah indirip çıkaran, vezir ve sadrazam azlettirenler (10 padişah böyle değişmiş) gibi yanlış işler yapılan dönemler de oldu. Cumhuriyet döneminde benzer ilk olay NATO destekli 1960 darbesi idi. Her on yılda bir küçük büyük tekrarlandı ve alışkanlığa dönüştü adeta.
12 Eylül 1980 darbesinde Kenan Evren'in yaveri olan Çevik Bir'in GATA'dan sorumlu Gen.Kur. 2.Başkanı olduğu 28 Şubat döneminde malum simgeler bahane edilerek çok sayıda milliyetçi vatansever asker gibi, Ahmet Sınav da kapı önüne kondu.
DÜNYADA TIP KÖKENLİ TEK PROFESYONEL TIP RESSAMI
Denizli yörüklerinden yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Ahmet Sınav'la yolumuz ilk kez Askeri Tıbbiyede kesişti. Ankara Ü.Tıp Fakültesinde, sivil bir okulda uniformalarıyla okuyan iki havacı idik. Sınıf farkımız vardı. Ben üst sınıflarda idim. Kültür Bakanlığının bastığı kitaplara kapak resmi çizer, oradan küçük bir gelir sağlardı. Bilgisayarın yeni geliştiği 1980 ve 1990'larda bir ara GATA 'nın bilgi işlem sorumlusu oldu. Tıp kökenli nadir Anatomicilerden biri idi. Tıp ressamlığında ise, dünyada tıp kökenli halen tek profesyonel tıp ressamıdır.
COLUMBIA VE GEORGIA ÜNİVERSİTESİLERİ
Kahırla, elinden alınan çok sevdiği asker üniforması ve vatanını geride bırakarak gidilen ABD, New-York. Çok zor ve renkli, ilginç hayat tecrübeleri.
İrtibatımız oradayken de sürdü. Anılarını günün birinde yaz, yurda da bir gün dön, dileklerimi hep ilettim. Ama yüreğim hep yandı ve buruktu. Benzer bir olayı yaşayan, Ankara GATA Göz kliniğinde Yardımcı Doçent iken, ayakların baş, başların ayak olduğu aynı dönemde, yanlış ihbar ile ordudan atılan Dr. Tamer Tatar kardeşime de hep gönlüm yanmıştır. Atanlar pişman oldular ama iş işten geçmişti. Hemen hepsinin başına ibretlik bedeller geldi. Bilen biliyor. Kitapta da var. Bu asil insanlar çok çile çektiler ama, devletlerine hiç küsmediler.
İşte bunlardan Ahmet Sınav kardeşim (ünlü ve çok değerli bir sinemacının da kardeşidir) anılarını üç cilt halinde yazdı. Çok akıcı, değerli bilgi, belge ve tecrübeler aktaran eser ortaya çıktı. Hepsini bir solukta okudum. Ameliyat ettiğim (ücret yatırtmadığım) bazı hastalarıma aldırıp genç Tıbbiyelilere de hediye ettim.
Sizlere de hararetle tavsiye ederim..