Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-30

24 Kasım 2017 - 23:19

Tevkifine Karar Verilmesi Rica Olunur: Gözaltına alındığımın haftasında Gördes'ten gelen bir polis arabasıyla Manisa Emniyeti'nden alınıp öğle sıralarında Gördes'e getirildim. Gördes Emniyeti dosyamı tamamlayıp beni polis gözetiminde 'mevcutlu' olarak savcılığa gönderdi. Savcı o gün ilçe dışına çıkmıştı. Dönmesini bekledik. Geç vakit gelen savcı gecenin ilerlemiş bir saatinde beni karşısında ayakta tutarak ifademi almaya başladı:
      'Siyasi faaliyette bulunmuşsun; aşırı sol görüşlü teşkilat ve derneklere üye olan kişilere para yardımı yapmışsın; yasak kitapları başkalarına verip propaganda vasıtası olarak kullanmışsın. Ne diyorsun?'
      Savcı, aşağıladığını varsayarak beni ayakta tutuyor ve bana 'sen' diye hitap ediyordu. Önce 'ananın adı', 'babanın adı' diyerek kimliğimi saptamış, sonra sorulara geçmişti. Aslında savcının bu soruları tamamen usulsüzdü. Çünkü Sıkıyönetim Komutanlığı Gördes C. Savcılığına gönderdiği 01.03.1982 tarihli yazısıyla suçumu yalnızca 'yasak yayın bulundurmak' olarak göstermişti. Aslında bu husus suç bile değildi ve Türk Ceza Kanunu'nun   'Kabahatler' bölümünde yer almıştı. Ancak savcı hukuku bir yana bırakmış egosunu tatmin yoluna gidiyordu.  
      Savcı sürekli başka suçlar arıyor ve benim ifadem olarak kâtibine yazdırıyordu: 'Görüşüme uygun olarak bu kitaplar bende yakalandı.' 'Savcı bey,' dedim. 'Benim kitaplığımda yüzlerce kitap var. Hepsi nasıl görüşüme uygun olabilir? Bunların içinde görüşüme ters düşen kitaplar da var. Mesleğim avukatlık. Mesleğim gereği bütün görüş ve düşünceleri bilmek ve öğrenmek zorundayım. Kitaplığımda sağ görüş ve düşünceleri anlatan eserler de var.'
      Bu açıklamamı tutanağa geçen savcı bu kez de birkaç kitap adı sayarak bunlardan neden ikişer adet bulundurduğumu sordu. Yanıtlarken biran için ifademin yüzlerce adam öldürmüş azılı bir katilmişim gibi alındığı duygusuna kapıldım:
      'Kitap listesinin, gerekiyorsa kitapların incelenmesinde görüleceği gibi, kitaplar ikişer tane olmayıp ya birbirini izleyen 1. ve 2. ciltlerdir ya da aynı yapıtın değişik yazarlarca çevrilmiş, değişik yayınevlerince yayınlanmış ayrı basımlarıdır''
      Saatler sonra ifade alma işlemi tamamlanmış ve 'mevcutlu' olarak mahkemeye sevk olunmuştum: 'Sulh Ceza Mahkemesine: Yasak yayın bulundurmak suçundan sanık Avukat Cenap Güven evrakı ile birlikte gönderilmiştir. Sorgusunun icrası ile tevkifine karar verilmesi rica olunur. 2.3.1982 C. Savcısı 220.. T.A.'
      Böylece sanıyorum yasak yayın bulundurmak kabahatinden Türkiye'de ilk kez birisinin tutuklanması isteniyordu. Uygulamada bu kabahate beraat kararı verilirken, ya da hafif para cezası verilip o da ertelenirken bir savcının meslektaşı bir hukukçu avukatın tutuklanmasını istemesi 12 Eylül hukukunun adaletini göstermektedir.  
       Gereği Düşünüldü: 'Her ne kadar C. Savcılığı'nın 2.3.1982 gün, 1982/119 Hz. Sayılı yazıları ile sanık yasak yayın bulundurmak suçundan tutuklanması talebiyle hâkimliğimize gönderilmiş ise de suçun vasıf ve mahiyeti itibariyle kabahat nev'inden bulunduğu, ayrıca sanığın Manisa Barosu'na kayıtlı avukat olup ilçede sabit ve belli bir ikametgâh sahibi bulunması, kaçma ve delilleri etkileme durumu olmaması ve isnat olunan suça delil olacak kitapların da halen savcılıkta bulunması nazara alınarak sanığın şimdilik tutuklanmasına yer olmadığına, bu husustaki talebin reddine, hazırlık evrakının ikmali yönünden C. Savcılığı'na tevdiine, talebe aykırı olarak itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 2.3.1982 Hâkim 219..
       Ey Özgürlük:
      Gerçekten özgür müydü?..
      Gerçekten özgür müyüz?..
      İnsanlık özgür mü?..
      İNSAN ÖZGÜR MÜ?..
       Mahkeme Safhası: Hakkımda 'Yasak yayın bulundurma' suçundan dava açıldı. Davanın daha ilk duruşma gününde beratıma karar verilerek sonuçlandırılması gerekirken, 12 Eylül hukuku gereği hiçbir hâkim bu beraat kararını vermek istemedi. Hâkim değişiklikleriyle dava uzatıldı ve ancak 6 ay sonra, 29.12.1982 tarihinde BERAAT kararı verilerek dava sona erdirildi: '' Kitapların sadece bulundurulması yürürlükte bulunan Anayasa veya yürürlükteki kanun hükümlerine göre suç teşkil etmeyeceği 2. Ceza Dairesi'nin 27.3.1962 tarih ve 2806/4111 sayılı kararları gereği bulunduğundan ve sanığa isnat edilen suçtan başka mahkûmiyetine yeter derecede bir delil bulunmadığından sanığın müsnet suçundan BERAATİNE''                      
       Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı: Gözaltından, davalardan, yargılamalardan söz açmışken Türkiye İşçi Partisi yöneticileri hakkındaki son bir soruşturmayı tarihe not düşmek bakımından belirtmek istiyorum.
        Türkiye İşçi Partisi'nin Manisa il yöneticileri, Manisa merkez yöneticileri ve Manisa ilinin bütün ilçelerinin yöneticileri hakkında İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın emir ve talimatlarıyla TCK.'nun 141. maddesine muhalefetten Manisa il ve bütün ilçelerinin savcılıklarınca, bu arada Gördes C. Savcılığı'nca da soruşturma yapılmıştır. Türkiye İşçi Partisi'nin Manisa il ve ilçelerinin 150 yöneticisi hakkında açılan bu soruşturma sonunda İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının 5.12.1984 tarih, 1984/698-231 sayılı kararıyla 'KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI' verilerek dosya bu şekilde kapatılmıştır.
        (BİTİRİRKEN SON SÖZÜM: 'Siyaset Anıları' bu yazıyla sona eriyor. İleride 'Eski Gördes Anıları', 'Meslek Anıları' ve 'Siyaset Anıları'nı bir kitapta toplamayı düşünüyorum.
Bu yazıları; sözcüğüne, virgülüne dokunmadan aynen yayınlayan Gördes Gazetesi'ne, Gazete yazar ve yöneticileri Esma Erdem, Ali Taha İnce, Zafer Ceylan, Namık Kemal Erdem, Alahattin Gürırmak, Münire Çelik'e, gazetenin yayınında emeği geçen tüm personele, herkese ve özellikle Gazetenin Başyazarı AHMET İNCE'ye yürekten çok çok teşekkür ediyorum.
    Son olarak, Çok sevdiğim Gördes'ime ve Gördes Halkına kalpten şükranlarımı, saygı ve sevgilerimi sunarak veda ederken hoşça kalın diyorum. 

Bu yazı 3681 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum