Reklamı Geç
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Telgrafın Telleri

22 Kasım 2018 - 12:19

Haberleşmede insanlığın attığı ilk büyük adım, telgrafın icadı olmuştur. Sonraki asırlarda bu icat; telefon, telsiz, internet gibi haberleşme vasıtalarına ilham vermiştir. Telgrafın icadı; tüm dünyada kısa sürede yaygınlaşmış, siyasi, sosyal ve askeri alanlarda geniş etki yaratmıştır.
            Bu hafta Telgrafın Tellerini yazıyorum. Elbette bir sebebi var. Ancak telgrafın icadı ve kullanımıyla ilgili, kısa bir tarihçe vermek istiyorum.
            Elektrik akımıyla birlikte oluşturulan titreşimler, Mors alfabesiyle iletilir. Bu iletiler uzman kişiler tarafından çevrilir ya da okunur. İlk defa, 1792 yılında Chappe tarafından keşfedildi. Kuleler üzerinden teller çekilerek, başarı elde edildi.
            1830'da Amerikalı Joseph Henry; elektrik iletimini kablolarla yaparak, telgraf üzerinde devrim niteliğinde bir atılım gerçekleştirdi.
            1832'de bir ressam olan Samuel Mors; mıknatıs yardımıyla elektromanyetik dalgalar oluşturulabileceğini ve bunu telgraf üzerinde kullanabileceğini keşfetti.
            Üç yıl sonra 1835'te Samuel Mors, bir kalemin kâğıt üzerinde elektrik sinyallerini yazmasıyla amacına ulaştı. Fakat bunu sembolize etmesi gerekiyordu. Dünya çapında kabul gören Mors Alfabesini böyle gerçekleştirdi.
            Telgraf tarihte ilk kez, 1843 yılında Washington'da kullanıldı. 19 yy'da en büyük ilgiyi Fransa'da gördü. Bu yüzyılda Fransa, 4828km telgraf hattına sahipti.
            İnsanlığın haberleşmedeki bu ilk büyük keşfi, sonraki yıllarda bizde türkülere konu olmuş. Telgrafın Telleri türküsünü bu açıdan merak ettim. Batıdaki bilimsel ve teknolojik gelişimlerin gerisinde kalan Osmanlıda, bu yönüyle büyük bir hayranlık yaşandığı bilinmektedir.
            Şiir ve romanlarda bu hayranlık göze çarpar. Araba Sevdası romanı böyledir mesela. Yine şiirimizde; 'Tayyareye binmiş, naz ile geziyor canan' mısraları, bu hayranlığın tipik bir örneğidir.
            Telgrafın telleri, bir İstanbul türküsüdür. Ahmet Yamacı tarafından derlenmiştir. Aşk ıstırabını telgrafın telleri ile eşlemek, bu asrın benzer hayranlığı olmalı diye düşünüyorum.
            Telgrafın tellerine kuşlar mı konar
            İnsan sevdiğine böyle mi yanar.
            Türkü böyle başlıyor. İkinci dörtlüğünde yine baş döndürücü bir kıyaslama var:
            Telgrafın tellerini arşınlamalı
            Yar üstüne yar seveni kurşunlamalı.
            Aslında Osmanlı'nın çöküşünü sosyal ve kültürel olarak anlatan çarpıcı örneklerdir bunlar. Geri kalışın, çaresizliğin ve çöküşün, şiirimize, romanımıza ve türkülerimize nasıl yansıdığını göstermesi bakımından önemlidir
.           Milli mücadele tarihimizin bu sosyal ve kültürel kırılmalarını bilmeden, nasıl başarıldığını anlayabilmemiz mümkün değildir.
            Zira telgrafın asıl önemini kavrayan ve onu vatanın kurtuluşunda, birinci derecede silah olarak kullanan Mustafa Kemaldir.
            Kurtuluş savaşının sonunda, yabancı gazetecilerin; 'savaşı nasıl kazandınız' sorusuna şöyle cevap vermişti M. Kemal: ' Telgrafın telleriyle..'
            İngiliz istihbaratı, Anadolu'da büyüyen Milli Kurutuluş hareketi için Londra'ya raporlar gönderiyordu. Bu raporların özünde şu yazıyordu: 'M. Kemal, gittiği yerlerde en önce telgraf merkezlerini ele geçiriyor.'
            Mesela, Sivas kongresini takip eden Chigago Daily News muhabiri Louis Browe, şu haberi yazmıştı: 'Bu gece burada gördüğüm kadar iyi işleyen bir telgraf şebekesini ömrümde görmedim. Yarım saat içerisinde Erzurum, Erzincan, Musul, Diyarbakır, Samsun, Trabzon, Ankara, Malatya Harput, Konya ve Bursa'yla irtibat halindeydiler.
            Telin bir ucunda M. Kemal oturuyor, öbür ucundaki komutanlar, mülki idare amirleri onun emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getiriyordu.'
            Bir başka yaşanmış hikâye daha var. Telgrafın telleriyle ilgili, mutlaka bilinmesi gerekir.
            Sirkecideki Büyük Postane, işgal kuvvetlerinin kontrolü altında. Kuvvacı istihbarat birimleri, ilginç bir görev yapıyor. Postanenin 2. katındaki muhabere bölümünden, bodrum kata hat çekiyorlar.
            Mesai bitiminde, sabaha kadar M. Kemalle haberleşme sağlıyorlar. Mesela Mim Mim gurubuna iletilmek üzere, günde 400 mesaj geldiği günler oluyor. İngiliz askerleri kapıda nöbet tutuyor, postanenin bodrum katındaki telgraf görüşmelerinden haberi olmuyor.
            Telgrafın Telleri türküsü güzel.
            Türkü söylemek, dinlemek de güzeldir.
            Bugünün nesilleri çok türkü söylüyor. Şarkı dinliyor, dizi izliyor. Parmak oynatıyor, haberleşiyor. Mesaj yazıyor, kafa boşaltıyor.
            Netice itibarıyla okumuyor, araştırmıyor. Bugünlere nasıl geldik sorusunun cevabını araştırmıyor.
            Tavsiyem şudur; Telgrafın Telleri türküsüne biraz ara verin.
            Telgrafın telleriyle bir mücadelenin nasıl kazanıldığını, vatan topraklarının nasıl kurtarıldığını öğrenin'

Bu yazı 1953 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum