Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Hamdım Piştim Yandım

16 Aralık 2016 - 14:44

Rahman suresinde bir ayet vardır. Buyrulur ki 'Allah iki denizi salıvermiş bu iki deniz birbiriyle buluştuğu halde birbirine karışmamıştır. Arada bir perde vardır.' Ne zaman iki büyük şahsiyetin bir araya geldiğini görsem bu ayeti hatırlarım. İki denizin buluşmasına şahit olmak gerçekten heyecan vericidir.
Kimden duyduğumu şu an hatırlayamadığım birinden iki büyük zatın aynı mecliste bir araya gelmesinden bahsetmişti. —Ne konuştular? dedim. —Birbirlerinin hal ve hatırını sordular sonra da sükût ettiler, dedi. Belki birbirlerine olan saygıdan, belki de konuşmalarımızı nadan yanlış anlar endişesiyle konuşmamışlardır diye yorumladım.
Eskilerin bir sözü vardır. Kelam-ı kibar kibar-ı kelamdır. Yani büyük adamların sözleri de büyük olur. Bu kibar kelamlardan birine Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli ile ilgili anlatılan bir menkıbede de şahit olmuştum.
 Adamın biri, kötü yoldan kazandığı parayla bir inek satın almış. Sonra yaptığından pişman olmuş. İyi bir şey yapmak için ineği Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına bağışlamak istemiş. Gitmiş Hacı Bektaş-ı Veli'ye danışmış. Hacı Bektaş-ı Veli, 'helal değil' diye ineği geri çevirmiş. Bunun üzerine Mevlana dergâhına gitmiş. Mevlana hediyeyi kabul etmiş. Adam daha önce Hacı Bektaş-ı Veli'nin bu ineği kabul etmediğini söylemiş. Mevlana'ya bunun sebebini sormuş. Mevlana, 'Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden biz senin hediyeni kabul ederiz. Ama o kabul etmeyebilir.' demiş.
Adam üşenmemiş kalkmış Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına gitmiş.
Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söylemiş. Bunun sebebini bir de siz açıklar mısınız? diye sormuş. Hacı Bektaş-ı Veli de şöyle söylemiş: 'Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir. Ama onun engin gönlü kirlenmez. Onun için, hediyeni kabul etmiştir.'
Muhammed İkbal, Mevlana için diyor ki ‘Peygamber değil ama kitabı var.' İşte o kitap şu beyitlerle başlıyor:
Bismillahirrahmanirrahim
1. Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıktan nasıl anlatıyor:
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın herkes ağlayıp inledi.
Ayrılıktan parça parça olmuş, kalp isterim ki iştiyak derdini açayım.
Aslından uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.
Mevlana, Mesnevi'nin ilk on sekiz beytini kendisi yazmış. Diğer kısımlarını söylemiş ve Çelebi Hüsameddin'e yazdırmıştır. On sekizinci beyit ise şöyledir:
Balıktan başka her şey suya kandı, rızkı olmayana da günler uzadı.
Ham, pişkinin halinden anlamaz, öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.
Yaşamını 'Hamdım, piştim, yandım' sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273'te vefat etti. Mevlâna ölüm gününe düğün gecesi manasına gelen 'Şeb-i Arûs' diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.
 'Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir.'

Bu yazı 1621 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum