Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Ayna Ayna Söyle Bana

28 Nisan 2017 - 15:57

Bir adaya gidecek olsam ve yanıma üç şey almam istense o üç şeyden biri ayna olurdu. En azında o ıssız adada bir yüz görme şansım olmuş olur. Yalnızlık Allah'a mahsus derler. Öyledir, insan cennette bile olsa bir yüze, bir sese hep ihtiyaç duyar. Ondan olacak ki Robinson yapayalnız bir adaya düştükten bir süre sonra bir papağan buluyor ve onu eğitmeye başlıyor. Bir süre sonra ona ismini öğretiyor ve papağan: Robin, Robinson! diye hitap edince Robinson diyor ki dünyalar benim oldu, adaya düştüğüm birkaç yıldan beri bana ismimle hitap eden bir varlık var karşımda.
Ayna insanlığın en büyük buluşlarından biridir. İnsana, yalnız olmadığını gösteriyor. Ehl-i tasavvufun en çok kullandığı metaforlardan biri hiç şüphesiz aynadır. Hatta diyebilirim ki bir sufi-âlim ayna metaforunu kullanarak Tanrı-âlem ilişkisini, vahdet-i vücudu, maneviyatı pekâlâ ispatlayabilir. Bakalım ayna ile ilgili şu Mesnevi hikâyesi bize neyi ispatlıyor. (Yeri gelmişken under parantez söyleyeyim en sevmediğim kelimelerden biri ispat kelimesidir. Şahsi düşüncem ispat yoktur izah vardır.)
 Bir arkadaşı Hz. Yusuf'a uğramıştı. Hz. Yusuf ona:
 - Ey dost, bize ne hediye getirdin, diye sordu.
 Hz. Yusuf böyle deyince misafir dedi ki:
- Ey zenginlikte eşsiz ve güzellikte biricik olan! Ne kadar düşündüysem de sana layık bir armağan bulamadım. Ben ne getirirsem getireyim bu; madene bir habbe getirmek ya da deryaya bir damla sunmaya benzer. Benim elimde bir tohum varsa senin ambarın onunla dolu. Bu dünyada güzelliğinin bir eşi yok. Bu yüzden ben de senin huzuruna hediye olarak tozsuz bir ayna getirmeyi uygun gördüm. Ey gökteki güneşi kıskandıran, sana kendi güzelliğini seyretmekten daha güzel şey ne olabilir?
Ne demişti Nebiyy-i Muhterem aynaya bakarken. Ya Rabbi! Suretimi güzelleştirdiğin gibi siretimi (içimi) de güzelleştir.
Kimi içine tutar aynayı kimi dışına. Necip Fazıl aynayı içine tutmuş olacak ki Aynalar şiirinde bakın ne diyor;
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
Peki, aynalar yalan söyler mi? Biz hep şöyle biliriz: Aynalar yalan söylemez diye. Hâlbuki aynalar hepimize küçük bir oyun oynarlar. İsterseniz aynanın sır'ını beraber ifşa edelim. Hemen bir aynadan yüzümüze bakalım. (Ben de şu anda bilgisayarın camından yansıyan görüntüme bakıyorum.) Sağ elimizle sağ kulağımızı tutalım. Şimdi aynadaki görüntümüze bakalım. Aynadaki biz hangi kulağını tutmuş dersiniz sağ kulağını mı sol kulağını mı? Ya da şöyle söyleyeyim. Kendinizi aynadaki görüntünün yerine koyun bakalım hangi kulağınızı tutuyorsunuz.
Aynayla ilgili bir deney daha: İki aynayı karşı karşıya tutun aynaların nasıl ayna doğurduğunu göreceksiniz.
Cahit Sıtkı herhalde aynaların bu oyununu fark etmiş olacak ki yıllarca dost bildiği aynalarla otuz beşinden sonra yolları ayırır.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Aynaların büyülü dünyasıyla aranız iyi midir yoksa yollarınızı ayırdınız mı bilemiyorum. Fakat aynaya baktığınızda şu naçizane tavsiyeyi unutmayın:
Dikkatle bak aynaya! İşte bu sensin.

Bu yazı 1336 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum