Cüneyt AYBEY

Cüneyt AYBEY

caybey@mynet.com

Uçak Gemileri Neden Geldi?

14 Kasım 2023 - 09:25 - Güncelleme: 14 Kasım 2023 - 09:26

7 Ekim’de İsrail’in Gazze’yi bombalamasıyla başlayan katliam artarak devam ediyor. 36 günün sonunda 11 binden fazla Filistinli Müslüman şehit oldu. Bunlardan 4.500’den fazlası  çocuk (aralarında bebekler de var) maalesef. Evet, hiçbir günahı olmayan yani masum olan çocuklar üzerlerine bombalar yağdırılarak öldürüldü.
Dünyada eşine rastlanmaz bir barbarlık ve vahşetle bu katliamlar İsrail tarafından yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Veyl olsun ki bütün dünya bu katliamları sadece izliyor. Dört bin beş yüzden fazla çocuğun ve bebeğin öldürülmesi ne demek(!) Acaba İnsanların vicdanı mı kurudu? İnsanlığı mı kayboldu? Kalpleri mi söndü? Ne oldu da 4.500 çocuğun vahşetle öldürülmesine kimse dur diyemiyor. Ey Akvam-ı beşer, sizin insan haklarınız nerede? Adaletiniz nerede? İnsanlığınız nerede? Maalesef ben hiçbir şey göremiyorum. İnsan haklarınız bir masalmış, adalet dediğiniz bir yalanmış, Birleşmiş Milletler Cemiyetiniz bir tiyatro topluluğuymuş. Sizin insanlığınız sözde kalmış. Bu zulüm daha ne kadar devam edecek?
İsrail’in bombalamaları, katliamları başlar başlamaz ABD isimli devlet önce Gerald R. Ford uçak gemisini ardından Eisenhower uçak gemisini sonra da nükleer denizaltısını Doğu Akdeniz’e gönderdi.  ABD, bu uçak gemilerini neden gönderdi? İsrail’e destek olmak için gönderdi. Ama nasıl bir destek biliyor musunuz? Şöyle bir destek: İsrail, dünyanın gözü önünde bebek-çocuk demeden, kadın- ihtiyar demeden sivil halkın üzerine bombalar yağdırsın, hastane, camii, okul, fırın demeden her yeri bombalasın, tüm savaş suçlarını işlesin ama kimse İsrail’e müdahale etmesin. Hiçbir devlet İsrail’e dur diyemesin. Herhangi bir güç İsrail’e müdahale edecek olursa uçak gemilerindeki savaş uçakları hemen devreye girecek. Yani İsrail rahat rahat bebek katletsin, çocuk öldürsün, kadınları bombalasın, camileri, hastaneleri, okulları vursun ama kimse o zalime karışamasın diye uçak gemileri Doğu Akdeniz’e  geldi.
Ey Amerika, senin gerçek yüzün budur. Dünya’ya demokrasi, insan hakları, adalet dersi vermeyi bırak. Ölen her bebeğin kanında, her çocuğun cesedinde senin pis elinin izi var, eseri var, karanlık yüzün var. İşte kendimize rehber aldığımız, yönümüzü döndüğümüz Batı budur! Avrupa budur! Amerika budur!
Yıllar önce yine İsrail zulmüyle ilgili bir yazı yazmıştım. Daha sonra bir araştırmacı bu yazıyı nefret söylemi listesine almış. Yazdıklarımı nefret söylemi olarak değerlendirmiş. Ama bu yazılar nefret söylemi değil asıl vicdanımızın seslenişidir. Zulüm karşısında duygularımızın ifadesidir. “Zulmün topu var, güllesi var, kalesi varsa / Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır/ Göz yumma güneşten ne kadar nuru kararsa/ Sönmez ebedi, her gecenin gündüzü vardır.”diyen şairin hissettikleri gibi bizim de hissettiklerimizdir bu yazılar…
Bir Hadis-i Şerifte: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)  Ya Rabbi, bu zulmü durdurmaya gücümüz yetmiyor. Dilimizle zulme itiraz ediyoruz. Gazze’deki kardeşlerimize her daim dua ediyoruz. Yahudi malı almamakla boykot uyguluyoruz. Siyonist zalimleri sana havale ediyoruz.  

Bu yazı 544 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum