Reklam
Reklam
Cüneyt AYBEY

Cüneyt AYBEY

caybey@mynet.com

Türk Dili

01 Ekim 2018 - 00:06

26 Eylül Türk dili bayramı olarak kutlanıyor.  26 Eylül'ün Türk Dili bayramı olarak kutlanmasının sebebi şudur: 1932'deki ilk Türk Dili Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül, ülkemizde 'Dil Bayramı' olarak kabul edilmiştir. Bu vesileyle dilimiz üzerine biraz değerlendirme yapmak istedim.
            Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Dil bir toplumun ve milletin hayatında çok önemli bir yere sahip bir kavramdır. Çünkü dil, sosyal bir varlık olarak toplumun anlaşma aracı olduğu gibi bir milleti millet yapan ögelerin başında gelir. Yani,  bir toplumun millet niteliği kazanabilmesi, her şeyden önce o millete ait bir dilin varlığı iledir. Dil, bir milletin duygu ve düşünce tarzı, tarihi ve toplum hayatı ile birlikte yürüdüğünden, milletin mevcudiyetinin bir emaresi ve milletin ayrılmaz bir unsurudur. Dil, aynı zamanda bir milletin sosyal yapısının ve ruhunun gerçek bir aynasıdır.
            Dil insan hayatının ve toplum hayatının vazgeçilmez unsurlarından biridir. Dilsiz bir hayatı düşünmek bile abestir. Prof. Dr. Mehmet Kaplan hocanın dediği gibi 'Dil olmazsa tarih, kültür, edebiyat ve medeniyet de olmazdı.' Bir bilgeye sormuşlar: 'Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız önce ne yapardınız?' Bilgenin cevabı oldukça düşündürücüdür: 'Önce dildeki karışıklığı düzeltirdim. Dil düzgün olmazsa, kelimeler düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, ahlak ve kültür bozulur. Ahlak ve kültür bozulursa adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa, halk güçsüzlük ve şaşkınlık içine düşer. Ve ne yapacağını bilmez. Bu sebeple kişi söylediğini doğru söylemelidir. Hiçbir şey dil kadar mühim değildir.'          İşte fert ve millet hayatında son derece önemli bir yere sahip olan dilimizi sevmeli ve ona bilinçli olarak saygı duymalıyız. Dilin kurallarına saygılı olmak, onun yapısına aykırı kullanışlara kapılmamak, içten ve dıştan gelen yabancı etkilerden korumak, onu kendi akışına bırakmak herkesin milli bir görevi olmalıdır.
            Her birey kullandığı dile kendi öz malı gibi sahip çıkmalıdır. Milli değerlerin, örf, adet, gelenek ve göreneklerin kısacası kültür yani bizi biz yapan değerlerin korunması ve kaybolmaması için dilin değer görmesi ve milli bir sembol haline getirilmesi gerekir. Her şeyden evvel ana dilimizi iyi konuşmayı ve iyi yazmayı öğrenmeliyiz.  Bu açıdan Türk dili bizim için çok önemlidir. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir, ruhudur.
            Güzümüz gençliğine dilimizi doğru öğretmek ve dilimizi korumak bizim asli görevimizdir. 'Z' kuşağı diye tabir edilen bugünkü nesiller teknolojinin içinde büyüdükleri için ve de sosyal medyayı çok yoğun olarak kullandıkları için dillerinde yozlaşma, dejenerasyon ve bozulma riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sebepler her gün Reşat Nuri Güntekin, Tarık Buğra, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Peyami Safa gibi önemli yazarların eserlerinde bir bölüm veya Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli Kanık gibi önemli şairlerimizin şiirlerinden birkaç adet okunması faydalı olur diye ümit ediyorum.
            Bu duygu ve düşüncelerle 26 Eylül Tür Dili bayramınızı kutluyor, güzel Türkçemizi doğru kullandığımız,  koruduğumuz ve geliştirdiğimiz nice günler diliyorum. 

Bu yazı 1290 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum