Türk Dili Sempozyumundan İzlenimler

Geçen hafta sonu Fethiye'de (Muğla) Kayseri -İstanbul merkezli Ihlamur Akademi Dergisinin düzenlediği 1.Türk Dili ve Edebiyatı Sempozyumunda yeni dostluklar oluştu ve gelişti. Dergiyi 15 yıldır çıkaran Hakan bey, tam bir lider; çalışkan, fedakâr bir genç insan.
Onun en önemli iki kolu kanadı da; Bursa'da bir fabrikanın Arge'sinde çalışan, meslek lisesi mezunu, çok zeki, edebiyat tutkunu, vatansever (25 yıl önce, meslek lisesi mezunlarına düşük katsayı sebebiyle, iyi bir sınav vermesine rağmen, istediği okula gidemeyen) Yusuf bey ile Erciyes Ü. Türk Dili Edebiyatından Prof. Dr. Atabey Kılıç beyler.
Hakan Bey ile Yusuf Bey arasında geçen bir konuşma hayli ilginçti bana göre. Kağıt fiyatlarının bir yıl öncesine göre hayli pahalılaşması üzerine, Yusuf bey "Bu kağıt fiyatları ile dergiyi çıkarmaya nasıl devam edeceğiz" sorusuna, Hakan beyin cevabı;
“Yusuf kardeşim, İstiklâl harbinde Halide Edip'ler bize göre daha mı iyi durumdaydılar?” (O şartlara rağmen, yazmaya devam etmişler) İşte yüksek tarih bilinci, işte mücadele azmi. Kurtuluş savaşının kadroları gibi.
TOPLANTININ MÜZİK PROGRAMINDA KONUŞAN YÖRÜK BEYİ RAMAZAN KIVRAK'IN SÖZLERİNDEN NOTLAR;
1. Türklerde Bozkurt sembol olmasaydı, Keçi sembol olurdu. Bağımsızlığına düşkün, kolay tasma vurulamaz bir hayvandır. (Bugün Kazakistanlı bir dost ise, "bence at olurdu" dedi. At sadece temiz su içer, sahibine sadık, temiz bir hayvandır)
2. Obaya yer seçimi: Oba veya köy kurulurken birkaç yere ciğer asılır. En geç bozulan yer belirlenir ve oraya yerleşilir.
3. Müzikteki farklar: Batının müziğinde fabrikasının tezgah sesleri vardır. Bizde ise keklik ve devenin yürüyüşü, keçinin, koyunun hareketleri müzikte ritm olmuştur.
4. Yörük bağımsızdır, kimseye muhtaç olmaz. Toroslarda yörük dumanı varsa, bu ülke yıkılmaz. (M.Kemal)
5. Bizim iki Mustafa'mız vardır. Biri Hz. Peygamber, diğeri M. Kemal Atatürk.
6. Bu toprakların manevi sahipleri şehit, gazi ve erenlerdir. Maddi sahipleri Türk milletidir.
7. Farklı milletlere bakış: Farklılık Allah'ın takdiridir. Biz Yörükler bu farklılıklara saygılı, fakat hırsızlık ve haksızlığa karşıyız.
8. Yörüğün dağları: Her obanın iki dağı vardır. Eren dağı (burada dua ederiz); Yaren yeri (orada eğleniriz) Yörükte akıl ön plandadır. Dümdüz itaat yoktur. Maturidi'nin akletme yolu yolumuzdur.
9. Yörük sığırı: Bizdeki yerli sığırların ön ayakları kısa (dağda, tepede yayılır, otunu kendi yer), dışarıdan gelenlerin ise uzundur. Bu nedenle yayıma gelmez, hazıra dayanır.
10. Yörük beyinin bilgeliği: Okuyacağız, bileceğiz, korkmayacağız.
11. Yörük müzesi: Fethiye'ye 5 km mesafededir, bekleriz.
12. Yörüğün şapkası: Şapka sağa yatarsa (sağ şakağını göstererek) "herşeyden haberim var", (sol şakağını göstererek) "yan bakarsan çakarım" demektir. Yörük şapkasını sağa eğerse uzak durun.
13. Yörüğün çadırı: Keçi kılı çadırın lifleri yazın gevşer, gözenekleri açılır, böylece serin tutar. Kışın ise, yağmurda bu lifler şişer, yağmuru geçirmez olur.
14. Keçiler: Aslında ormanların yangınlara karşı sigortasıdır. Bu dik dağlarda, keçiden başka hayvan besleyemezsiniz. Keçimize dokunmayın.
Dönüş yolunda: Çine-Aydın yolunda, yolun karşı tarafında büyük bir levha; " Köfteci Bülent 2 Km. Geride Kaldı" (Akılda kalmanın ilginç bir yöntemi)