Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

ssamiilker@gmail.com

Para Bırakan Hemşerim

24 Ekim 2022 - 12:28 - Güncelleme: 24 Ekim 2022 - 12:28

Kamudaki meslek hayatımın sonlarına doğru, ilginç insanlarla karşılaşmaya, ilginç olaylar yaşamaya devam ediyorum. Sabahtan anabilim dalı semineri, öğrenci staj sınavını yaptıktan sonra, muayene odasına geçtim. Birkaç hastadan sonra, bir hasta muayene için geldi.
Altmışlı yaşlarda, köy kökenli olduğunu düşündüğüm bir bey. Akhisar'da ehliyet için muayene olduğunu, oradaki göz hekiminin sarı noktamdaki sorun sebebiyle "iğne gerekebilir, üniversiteye gitsen iyi olur", diyerek buraya gönderdi, dedi. Muayenesini yaptım, gerekli tetkikleri istedim. İşini hızlandırmak için de bir asistan hekim arkadaştan destek aldım.
Sarı nokta altında sıvı vardı ve anjio gerekiyordu. Randevularını verdik. Birkaç kere muayene odama gelip gitti bu süreç içerisinde.
Mesainin azaldığı saatte, evine dönmeden önce yine geldi ve elindeki katlanmış 200'lük bir kağıt para demetini uzattı. Bu ne dedim. Benim hediyem dedi. Ben “olmaz, biz bunu kabul etmeyiz” dedim. Ama bir taraftan, o parayı benim elime tutuşturmak için uğraşıyor, ben de kabul etmemek üzere karşı kuvvet uyguluyorum. Baktı olmadı, masanın üzerine bıraktı ve hızla çıktı. O arada, “Ben de Gördesliyim doktor bey. Bu benim hediyem” dedi tekraren. Tabii ki üzerimde bir şaşkınlık hali. Kapıya çıkıp arkasından seslensem de kararlı bir şekilde uzaklaştı.
İçeri girmeden birkaç metre uzaklıktaki tıbbi sekreter arkadaşlara, daha para demetini bile açmadan yaşananı aktardım. Kimdi dediler. Zengin biri herhalde dedi bir arkadaş. Değil, hiç öyle görünmüyordu. Fakat gönlünün zengin olduğu kesin. “Az önce randevu verdiğiniz kişi” dedim. Onların önünde parayı saydım, bin lira. “Alın bu parayı, bir yerde saklayın.” Dedim. Hastanın kartı önlerinde idi halen. Arayalım mı dediler, aradılar. Önce telefon çekmedi. Binamız çok korunaklı. Telefon dalgaları bile zor girip çıkıyor.
Sonra ulaştılar. “Hocaya para bırakmışsınız, parayı bize emanet etti. Gelip alacakmışsınız.” Binadan fazla uzaklaşmamış olacak ki, daha bunları konuşurken, merdiven başında göründü ve geldi. Al şu emanetini deyip verdik. Bana sarıldı. “Ben sizi çok sevdim. Onun için vermek istedim” dedi. “Sen bunu al, bizim geçmişlerimiz için birine ver veya kendi ailene harca, sevindir” dedim. Tamam, deyip kabul etti. “Ama kendi yetiştirdiğim bir kasa domates getireceğim, bir dahaki gelişte, onu kabul edeceksin” dedi. Ben de tamam dedim. Vedalaştık. Sekreter arkadaşlar, şimdi tam oldu işte dediler. Günü mutlulukla tamamladık.

Bu yazı 507 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum