Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

ssamiilker@gmail.com

Bir Köy Okulu:Paşaköy

08 Aralık 2022 - 08:51 - Güncelleme: 08 Aralık 2022 - 08:53

(Yeryüzü Doktorları Kulübü)
Üç ay kadar önce, 5.sınıftan Abdurrahman ile 3.sınıftan Yasir adlı iki genç geldi. Derse girmek üzereyim. Bize bir zaman ayırır mısınız, biz bir kulüp kurmak istiyoruz. Bize danışman öğretim üyesi olur musunuz, dediler. Gençleri tanımıyorum ama temiz yüzlüler. Ertesi güne sözleşiyoruz.

Bir arkadaşları daha katılmış, Zeynep; odamda konuşuyoruz. Odamı kullandığım nadir zamanlardan biri. Epey -15-20 dakika- bir sohbetten sonra, benim emekliliğime az kaldı, başka bir hoca bulsanız desem de, sizinle başlayalım ısrarı üzerine, peki diyorum. Ertesi gün tekrar gelip dekanlığa müracaat belgelerini imzalatıyorlar, bana.
Bu kulüp önceden de vardı ama küresel salgın nedeniyle, faaliyetsizlikten kapanmış. Neler yapalım derken kurucu gençler “Bazı projelerimiz var. Her arkadaşa da bir proje getirin diyeceğiz” diyorlar. Ben de, benden bir proje olarak, her Cuma günü hangi sınıf olduğu önemli değil, dörder kişi gelin, size göz muayenesini, oftalmoskop (göz muayene aleti) kullanımını hasta üzerinde öğreteyim diyorum. Çok sevindiler. Hemen başladık, bu hafta üçüncü grup gelecek. Keza, yakın zamanda gruba ve arkadaşlarına Hasta Etmeyen Beslenme konusunu anlatacağım.
Bir buçuk ay kadar önce gençlerle bir tanışma toplantısı yaptık bir çay bahçesinde. Hatıra olsun diye hediye kitaplar, tabii ki.
Birkaç hafta önce Paşaköy'den çocuklarını muayeneye getirmek isteyen bir bayanın -sonradan sınıf annesi Hülya hanım olduğu anlaşıldı- yazdığı notunda, çocuğuna önceden verdiğim kitap söz konusu oldu, nasılsa. Çocuklarının gittiği okula da kitap temin edebilir misiniz sözüne, hay hay deyip seksen civarında kitap göndererek karşılık verdik. Bu arada beni göz sağlığı konusunda konuşmam için okullarına davet ettiler. Ona da peki, dedim ve giderken yeni kulüpten gençleri de davet ettim.
Paşaköy, Manisa'ya 16 km uzakta, Gediz ovasının ortasında şirin bir yerleşim yeri. Yeryüzü Doktorları Kulübü üyeleri olarak bizleri, Paşaköy İlköğretim Okulu 3.sınıf öğretmeni Mustafa bey ve sınıf annesi Hülya hanım karşıladılar. Ekipte Abdurrahman (5.sınıf), Yasir (3.sınıf) Zeynep (4.sınıf) Şeyma (2.sınıf) vardı. Hepsi heyecanlı ve beyaz önlüklü idiler. Öğretmen Mustafa Bey bizi önce çarşıdaki bir köfteciye götürdü, sağ olsunlar.
Bizim gençler; beslenme, zamanında yatma, göz sağlığı, diş sağlığı, başarılı ve sağlıklı olma konusunda doğaçlama çok güzel tiyatral konuşmalar yaparak 3.-4. sınıf öğrencilerine hitap ettiler. Doğrusu benden ve öğretmenlerden tam not aldılar. Çok başarılıydılar. Çok da faydalı oldu. Özellikle çocukların seviyelerine inebilmeleri çok etkileyiciydi. Çocuklar da belki ilk defa böyle bir toplulukla karşılaştılar.
Öğretmen Mustafa beyin de gözlemine göre, hepsi pür dikkat dinlediler bizi ve unutamayacakları bir gün yaşadılar. Okul tarihinde de belki bir ilk, bizim gençler için de ilk oldu.
Mustafa Bey güzel zengin bir sınıf kitaplığı kurmuş. Çocukların okuması ve iyi yetişmeleri konularında da samimi gayret içinde. Kendi öğrencilerine hitabı, gayreti; bizim gençleri meraklı sorularla konuşturması ile dikkatimizi çekti. Sorumluluk duygusu yüksek, örnek bir sınıf öğretmeni doğrusu. Sınıfımızda iki bayan öğretmen ile müdire hanım da bizi izlediler.
Program sonrası, öğretmenimiz, okul idarecileri ile birlikte geniş ve büyük ağaçların da bulunduğu okul bahçesinde kahve, çay içiyoruz. Zaman zaman merakla yaklaşan çocuklar var. Bazen onlara talimat veriyor, bazen de onlar hakkında bize bilgi veriyor. Sevgi ve ilgi bekleyen çocuklar var aralarında, belli oluyor. Belki hepsi.
Hocam diyor Mustafa bey, bu çocuklar sevgiye aç. Bizden sevgi bekliyorlar. Uzun zamandır çocuklardan uzak duruyorum hep, diyor. Biraz şaşırıyorum. Ben; eskiden yetiştirme yurdunda kalan sevgi açlığı yaşayan çocuklar böyleydi, diyorum. O da bu sözüme katılıyor. Ona benzer bir haldeyiz biz de, diyor. Ayrıca, okul öğrencilerinin elbise, kalem defter değil, böyle faaliyetlere, örnek insani dokunuş ve modellere ihtiyaçları var, sözü de ona ait.
Neden uzak duruyorsunuz sözüme, basında, medyada çıkan taciz haberleri, diyor yavaş sesle. Birçoğunun aslı bile yok. Ama çocuğun başını okşamaktan, -eskiden sarılırdık bile-, şimdi sarılmaktan korkuyoruz, diyor.
Aileler sevgiden aç mı bırakıyorlar çocukları diyorum, evet diyor. Anne babaları uyarıyorum, çocuğunuza zaman ayırın, sarılın, birlikte oynayın, kitap okuyun. Baba çalışıyor, anne çalışıyor. Baba eve geldiğinde çocuk uyumuş bile oluyor. Vaziyet bu, sevgiden mahrum yetişmis çocuğa bir ev bir araba bıraksanız ne olur ki diyor. Bana da biraz şaşırmak, biraz üzülmek düşüyor.
Bize, gençlere hep gelin, biz çok mutlu olduk, bize ve bu çocuklara destek olun diyorlar. Gençler ve biz peki, inşallah diyoruz. Vedalaşıyoruz.

Bu yazı 853 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum