Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yangın-53

29 Nisan 2019 - 13:15

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde peş peşe başlayan isyanlar, işgalcilere büyük yarar sağladı. TBMM Hükûmeti, Batı Anadolu'da işgale karşı set oluşturan Millî kuvvetlerimizin önemli bir bölümünü isyanları bastırmak üzere çekmek mecburiyetinde kaldı. Salihli' de bulunan Çerkez Ethem Bey Kuva-yı Seyyare'siyle Yozgat ayaklanmasını bastırmak üzere giderken, Akhisar Cephesinde bulunan Millî kuvvetlerimizin önemli bir kısmı da üçüncü defa ayaklanan Anzavur Ahmet'in isyanını bastırmak üzere Balıkesir'e doğru hareket etmişlerdi. Bundan yararlanan Yunan Ordusu, dört koldan hücuma geçerek kısa sürede hedeflediği bölgeleri ele geçirmeyi başardı. Yunanlılara karşı bulundukları bölgeleri kahramanca müdafaa eden kuvvetlerimiz, çok kalabalık ve maddi gücü çok yüksek olan düşman kuvvetleri karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar. Salihli Cephesi'nde takviye kuvvet olarak bulunan Nasuhzâde Mustafa Bey komutasındaki Gördes Kuva-yı Millîye Birliği de geri çekilerek Gördes'e geldi. Bir gün sonra da, Akhisar Kuva-yı Millîye Kumandanı Tahir Bey kırk kişilik kuvvetiyle Gördes'e geldi.                                                                                                                                                                    GÖRDES, 25 Haziran 1920     
               Gördes Kuva-yı Millîye Cemiyeti'nin, Çay'a bakan Başkanlık Makam Odası'nın geniş pencereleri sonuna kadar açılmıştı. Hava oldukça sıcak ve bunaltıcıydı. Pencerenin hemen önündeki çınar ağacının yaprakları zaman zaman kımıldasa da odada bulunanları serinletmeye kâfi gelmiyordu. Sanki Temmuz sıcağı çökmüştü kasabanın üstüne. Kim bilir? Belki de, çok yakınlara kadar ulaşan Yangın'ın hararetiydi bu.
               Hacı Ethem Bey, ahizeyi yerine bırakarak telefonu kapadı:
               -Yunanlılar, bugün sabah saatlerinde Alaşehir'e de girmişler. Bazı küçük birlikler ve gönüllüler, şehirde kalıp şehri müdafaaya çabalamışlarsa da, düşmanın şehre girişine mani olamamışlar' Halk panik halinde Uşak'a doğru kaçıyormuş'
 O anda telefon tekrar çaldı'
               -Efendim' ' ' Ya' ' Öyle mi?.. ' ' Allah yardımcınız olsun' ' Peki' Tamam Hasan Bey!
Tekrar ahizeyi yerine kapatırken titrek bir sesle konuşmasını sürdürdü Hacı Ethem Bey:
               -Yunan ordusu dün akşam saatlerinde Soma'ya da girmiş ve Balıkesir'e doğru yürüyüşe geçmiş' Aydın da işgal edilmiş ve Nazilli'ye kadar gelmişler' Yunan taarruzunun başladığı andan itibaren çeşitli cephelerden çekilen birliklerimiz Kula'da toplanmışlar. Yunan taarruzu ve Millî Cephelerin bozulması, Meclis'te büyük karışıklığa ve şiddetli hücum ve tenkitlere yol açmış'
                -Yunan ordusu, Türk kuvvetlerine göre sayı olarak sekiz on misli fazlaymış. Yunanlıların elinde tayyareler, bol miktarda büyük çaplı toplar ve ağır makinalı tüfekler var. Yerli Rumlar da Yunan ordusuna yardım ediyorlar. Bütün bunlara rağmen düşman, Millî Kuvvetlere çok fazla kayıp verdiremedi. Çekilmemiz bozgun şeklinde değil, gayet nizamî bir şekilde yapılıyor. Bu sebeple, düşman ilerleyişi mutlaka yavaşlayacaktır, dedi Tahir Bey.
               -Eğer Yunanlılara herhangi bir taraftan bir darbe indirmeye muvaffak olamazsak, durmadan ilerleyecekler, Kuva-yı Millîye'nin can damarlarını teşkil eden mühim noktaları ellerine geçireceklerdir. Bundan çıkacak fenalığın ve tehlikenin önünü almak şu vaziyet dâhilinde bizler için sonradan mümkün olmayacaktır, dedi Kaymakam Hulûsi Bey.
               -Ali Fuat Paşa'nın Garp Cephesi kumandanlığına tayin edildiği doğru mu? Dedi Hacı Ethem Bey.
               -Evet, doğru, diyerek konuşmasını sürdürdü Kaymakam Hulûsi Bey:
               -Şark Cephesi'nde de seferberlik ilân edilmiş. On beşinci Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa da Şark Cephesi Kumandanlığına tayin edilmiş. Malûmunuz; Mondros Mütarekesi''nden beri Ermeniler, gerek Ermenistan dâhilinde ve gerekse hududa yakın yerlerde, Türkleri kitle halinde öldürmekten bir an geri durmuyorlar. Ermeniler, Oltu'da kurulan Türk Mahallî İdaresi'ne karşı hareketle, o bölgeyi de istilâ etmişler.
               -Kâzım Karabekir Paşa haklarından gelir o keferelerin. Allah'ın izniyle o zalimlere gerekli dersi verecektir umarım, dedi Nasuhzâde Mustafa Efendi.
               Kaymakam Hulûsi Bey devam etti:
               -Bir Fransız heyeti de Ankara'ya gelerek, yirmi günlük bir ateşkes imza edilmiş. Biliyorsunuz; Ermenilere en büyük desteği verenlerden biri de Fransızlar. Bu ateşkes görüşmesinde Mustafa Kemal Paşa, millî hudutlarımız dâhilinde bulunan bölgelerin tamamıyla boşaltılmasını şart koşmuş.
               Bu sırada kapı tıkladı, Kaymakamlık tahrirat kâtibi Hüseyin Efendi odaya girerek Hulûsi Bey'e bir kâğıt uzattı. Hulûsi Bey, kâğıdı alıp sessizce okuduktan sonra:
               -Telgraf Kula'dan' dedi ve kâğıdı Hacı Ethem Bey'e uzattı:
- Hacı Bey, okuyun lütfen!
               Hacı Ethem Bey, Kaymakam Hulûsi Bey'in uzattığı telgrafı alarak yüksek sesle okumaya başladı:
               -Demirci-Gördes-Simav ve Eşme Müdafaa-i Hukuk Reisliklerine' Halkın heyecanını teskin ve bulunduğu mahallin asayiş ve emniyetini muhafaza ile mükellef olan Kula Kaymakamı, Jandarma Yüzbaşısı ve Şube Reisi gereksiz yere memleketi terk etmişlerdir. Halbuki düşman daha Alaşehir Çayı'nı geçememiş bulunması ve gönderilen kuvvetlerin Allah'ın yardımı ile durdurmaları mümkün bulunduğu ve ahaliden hiçbir fert memleketinden ayrılmamış iken memurlar vazifelerini terk etmişlerdir. Bunların oraya ulaşmaları halinde hemen vazife yerlerine iadesi tememni olunur' Kula Müdafaa-i Hukuk Heyeti Reisi Keleş Mehmet Ağa.

Bu yazı 770 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum