Reklam
Reklam
Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Hanyalı Bir Alim:Paşa Dayı

22 Aralık 2018 - 15:35

Gördes'in eski adıyla Hanya mahallesinden vaktiyle bir âlim geçmiş. Paşa Dayı lakaplı Mustafa Paşa. 1984 yılında vefat eden Paşa Dayı, vakt-i zamanında Hanya'ya muhtarlık da yapmış ve Hanya'ya birçok hizmetlerin ulaştırılmasında önayak olmuş bir zat-ı muhterem.
Eskiden de arkadaşlarımdan Paşa Dayı şöyle yaptı, böyle dedi şeklinde bahisler duyardım fakat pek üzerinde durmazdım. Ta ki kitabı olduğunu öğreninceye kadar.
Geçenlerde Fatih Ortaokulumuzda kütüphane açılışına davet edilmiştim. Kütüphaneye, bundan birkaç sene önce Van'da meydana gelen depremde hayatını kaybeden öğretmen Alime Paşa adı verilmiş. Programdan önce öğretmenler odasında otururken Alime Hanımın babası Ahmet Amcayla tanıştık. Sohbetin bir yerinde Ahmet Amca kendi babasının da hocalık yaptığını ve hatta bir vaaz kitabı yazdığını fakat bu kitabın kendisinde dahi olmadığını söyledi. O anda, bu kitaba ulaşmalıyım dedim ve çok şükür bir vesileyle kitaba ulaştım.
Kitabın ismi Mev'ızalar. Öğütler manasına geliyor. Kitap 1981 yılında İstanbul'da basılmış ve yüz elli iki sayfa. İçerisinde yanlış saymadıysam elli yedi konu işlemiş. Mübarek geceler, bayram vaazları, İslam'ın şartları, bazı sosyal meseleler, kabir, cennet cehennem, salâvat, yılbaşı gibi birçok hususta vaazlar var kitapta. Dikkatimi çekti, kitap sakal duasıyla başlıyor.
Paşa Dayı kitabın önsözünde ilmin azaldığı, cehaletin çoğaldığı, insanların yanlış yollara tevessül ettiğinden dolayı bu eseri tertip ettiğini söylüyor.
Terğib ve terhib usulünde yazılan eserin dili bugün için biraz ağır gelebilir fakat konunun akışından ve esere hâkim olan tasavvufî neşveden dolayı meseleler kolaylıkla anlaşılabiliyor.
Mesela; Miraç bahsinde diyor ki; 'miraca ilk inanan Hz. Ebu Bekir'dir. Sıdk ismini o zaman almıştır. Bir gurup insan inanmadı kâfir oldu. Mescidi Haram'dan Mescid-i Aksa'ya kadar kısmını inkâr eden bilittifak kâfirdir. Diğer kısmına inanmayanlar da fasittir.' Şimdi bu ifadeler gayet anlaşılır. Özellikle Miraç vaazını çok beğendim. Hele Ahvali Haşir diye bir bölüm var ki en zındık adam dahi okusa imana gelir Allah'ın izniyle.
Yılbaşı hakkında diyor ki yılbaşı mevlitlerle, vaazlarla, kasidelerle kutlanır. Yoksa içkiyle, kumarla, günahla kutlanırsa bu mu bereket, bu mu tebrik. Böyle kutlanan yılbaşı sana hayır ve bereket getirir mi, senin için uğurlu olur mu, asla. Ey Müslüman kardeş, yılı uğurla, tebrik et fakat müslümanca uğurla, müslümanca tebrik et.
Cuma günü Cuma namazına gelip de son dakikaya kadar cami dışında boş laflar edip oyalanan kimseler için de diyor ki düşün bakalım ne kazanılır, bu şeytanın iğvası yani aldatmasıdır. Maalesef şeytanın iğvası hâlâ devam ediyor.
Güzel ahlakın mertebelerini sayarken güzel hususlara temas ediyor hocamız. Diyor ki hüsn-ü hulkun evvel mertebesi mazlumluktur. (bunu ancak ehl-i dîl açıklayabilir.) Bir mertebesi ücretle Kur'an okumamaktır. Herze hezeyan söylememek, Allah için dostluk, şüpheli şeylerden kaçınmak, Allah'tan korkmak, sözünde durmak gibi hususlar da bu meyanda sayılan ahlak-ı hamide umdeleridir.
Paşa Dayının şu ifadeleri herhalde havass içün yazılmıştır. İman ve İslam'ın şartlarını bihakkın eda ettiğimiz halde bizleri tam selamete çıkarmayan haller vardır ki o haller şöyledir: 1- Nefs-i Emare 2- Nefs- Levvame 3- Nefs-i Mülhime 4- Nefs-i Mutmainne'dir ki avam-ı nâsın varacağı son derecedir. Fakat buraya gelince de mutlak halasdır, me'vası cennettir. Bu derecelerden sonra nefs-i mardıyye, nefs-i radiye ve nefs-i safiye vardır ki bu dereceler veliler ve evliyalar derecesidir.
Anladığım kadarıyla Paşa Dayı ism-i Cemal'in tecellisine mazharmış. Kendisi hakkında arkadaşlarımdan duyduğum birkaç nükte şöyledir. Cuma günü vaazdan sonra âmin deyip ellerini açmış, haliyle cemaat de ellerini açıyor. Fakat hocamız duaya başlamıyor, elindeki kitabı habire durmadan karıştırıyor, karıştırıyor bakıyor ki olmuyor muhterem cemaat şuralarda bir yerde güzel bir dua vardı amma bulamadım deyip, Fatiha'yı çekiyor.
Yine bir bayram namazında cemaat bakıyor ki imam yok. Haliyle Paşa Dayıyı hutbeye çıkarıyorlar. O da Fatiha suresini ve mealini okuyup hutbeyi bitiriyor ve şöyle diyor. Muhterem cemaat, hutbenin şartı yerine geldi fakat bugün bayramdır. Aranızda küs, dargın olan varsa barışsın, bayramın şartı da budur.
Bir rivayete göre merhum Menderes Manisa'ya geldiği bir zamanda halkın isteklerini dinlerken, Paşa Dayı da bir istekte bulunuyor. Cuma günleri bir aşır dahi olsa Kur'an-ı Kerim'in TRT Radyosunda okunmasını talep ediyor ve bu istek üzerine her Cuma radyodan Kur'an okunmasına karar veriliyor.
Hanyalı bir arkadaşım var. Bazen bana öyle okkalı sorular soruyor ki kendi kendime şaşırıp kalıyorum. Böyle bir soruyu ancak kelli felli bir âlimin rahle-i tedrisinden geçen biri sorabilir, diye düşünüyorum. Şimdi anlıyorum ki o arkadaşım Paşa Dayıdan ders almış veya farkında olmadan etkilenmiş.
Paşa Dayının vaazlarından birinin sonunda yaptığı güzel bir duayla bitirelim.
Medet Ya Allah, kusurlarımızı mükellef olduğumuzdan bu ana kadar imanımızı muhafaza ettiğimize bağışla ya Rab.

Bu yazı 1980 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum