İsmail AYBEY

İsmail AYBEY

ismailaybey45@gmail.com

Seksenlere Yolculuk

20 Aralık 2021 - 09:55 - Güncelleme: 20 Aralık 2021 - 09:56

Bu sütunlardan yazılarını okuduğunuz Abim Cüneyt Aybey’in geçtiğimiz günlerde bir kitabı yayınlandı. “Seksenlerden Geliyorum Ben” isimli, deneme yazılarından oluşan bu kitap KDY tarafından basıldı. Yakın çevresi tarafından kısa sürede layık olduğu değeri gördü.
Abimin, çok küçük yaşlardan beri edebiyata ve okumaya karşı bir iştiyakı vardı. Bu istek, çok sevdiği Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmesini sağladı. Yüksek lisansını tamamladıktan sonra çeşitli kurumlarda memurluk yaptı. Daha sonra öğretmenliğe, müdür yardımcılığına en son da müdürlüğe başladı. Ama benim gözlemlediğim kadarıyla, öğretmenlik mesleği ona çok yakışıyordu. Çünkü dersine girmiş olduğu sınıflardaki öğrencileri ondan ayrılmak istemediler. Sevilen bir öğretmen oldu hep. Bunun altında yatan sebep, öğretmenliği bir memurluk göreviymiş gibi değil de toplumu geliştirmek, güzelleştirmek için öncelikle gençlerin eğitilmesi gereken bir görev olarak düşünmesi olmuştur.
Abimle aramızda iki yaş olduğunu göze alırsak ben de Seksenlerden gelen birisi olarak, “Seksenlerden Geliyorum Ben” kitabını büyük bir zevkle okudum. İlkokulda önlük giydiğimiz, beyaz yakalık taktığımız, sobada kestane pişirdiğimiz, Ferdi Tayfur’un şarkılarıyla ve filmleriyle dertlendiğimiz o yıllara tekrar gittim.
O yılları unutmak elbette mümkün değil. Şimdi internetten istediği şarkıyı açıp dinleyen gençlerimize, teybin içinde çıkışan kasetin içindeki bandı yapıştırıp tekrar dolamayı anlatmamız mümkün mü? Ya da bütün ev telefon numaralarının kayıtlı olduğu sarı renkli Altın Rehber’i açıp aramak istediğimiz kişiyi alfabetik sıraya göre bulup arayabildiğimizi anlatmamız mümkün mü?
Çocukluğuma gidiyorum kitabı okuyunca. Biz şimdi çocuklarımızı telefon, televizyon, tablet bağımlılığından dışarıya çıkaramıyoruz ya, o yıllar annelerimiz bizi eve sokamazdı. Akşam ezanları okunurken hala dışarıda arkadaşlarımızla oynamanın tadına doyamazdık. İlla annemizin seslenmesiyle zorla da olsa hava kararınca eve giderdik.
Kitapta sadece Seksenli yıllar anlatılmıyor tabi ki. Beynimizin fonksiyonları, farklı düşünme sanatı, Bahaettin Karakoç Üstadın “Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” şiiri, kaizen felsefesi, kitabın bize kazandırdıkları, Çile Şairi Necip Fazıl, Muhteşem Süleyman gibi birbirinden önemli ve dikkat çeken yazılar var. Kitabın içinde Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş Usta’yı da bulmak mümkün Gördes’te mahalle komşumuz Osman Çolak’ı da…
Öğrencilerine, okurlarına hep iyiliği, faydalı işler yapmayı öğütleyen abim bakın “Tohumlar Saçın” başlıklı yazısında ne diyor:
“Sözün özü ise, iyilik yapan, salih ameller işleyen, doğru sözler söyleyen, hayra koşan, dürüst olan yani adam gibi adam olan insanlardan olmaya çalışalım. Hepinizin toprağa saçtığı dünyevi tohumlar ile gönüllere saçtığı uhrevi tohumların tutmasını, neşvünema bulmasını ve sümbülleşip güzel meyveler vermesini diliyorum”
Bir yazımızın daha sonuna geldik sevgili okur.
Sağlıcakla kalın…

Bu yazı 646 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum