İsmail AYBEY

İsmail AYBEY

ismailaybey45@gmail.com

Münasebetsiz Mehmet Efendi

31 Mart 2016 - 17:36

Bizim toplumumuzdaçok konuşmak, hatta boş konuşmak nedense susmaktan daha değer görüyor. Yani sessiz sakin, az konuşan bir kişiden ziyade atıp tutan, geveze insanlar daha çok seviliyor.  
Oysaki çok konuşmak, gevezelik hiç de iyi bir şey değildir. Atalarımız, 'Çok laf yalansız, çok mal haramsız' olmaz demişler. En meşhur atasözlerimizden birisi de hiç şüphesiz 'Söz gümüşse sükut altındır' olsa gerek.
Peygamber Efendimiz,  'Ya hayır söyle, ya sus!' şeklinde buyurmuştur. Başka bir hadisi şerifinde ise,'Ya hayır konuşup da sevap kazanan, yahut susup da selâmet bulan kişiye Allah rahmet etsin.' buyurmuştur.
Şeyh Sâdi, 'İnsan, hayvandan konuşmakla üstündür. Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar.' demiş.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak biz de sözü uzatarak, aynı hataya düşmeyelim.
Bu hafta tarihin tozlu sayfalarını aralayarak, II.Mahmut döneminde yaşamış ve 'Münasebetsiz' lakabına almaya hak kazanmış bir şahıstan bahsetmek istedim.
Sultan II. Mahmut devrinde Mehmet Efendi isminde bir zat yaşarmış. Münasebetsizlikle şöhret bulmuş. Padişah bir gün onu dinleyip münasebetsizliğinin derecesini ölçmek istemiş. Efendiyi huzura getirmişler. Uzunca bir sohbet olmuş, ama adamda hiçbir münasebetsizlik yok. Nihayet sohbet sona ermiş ve Mehmet Efendi birkaç kese ihsan alarak oradan ayrılmış.
Aradan günler geçmiş. Sultan Murad Babıali'yi teftişten döndüğü bir sırada faytonuyla Cağaloğlu yokuşunu çıkmakta iken Mehmed Efendi arabacıya seslenmiş:
- Hünkara arzım vardır, bildiriniz.
Sultan Mahmud sesi tanıyıp "Galiba önemli bir maruzatı var" diyerek arabacısına bir lahza beklemesini söylemiş. Ne var ki yokuşun en dik olduğu noktada durmuşlar ve atların orda zapt edilmeleri zor olmuş hatta ayakları yokuş aşağı kaymaya başlamış. Mehmed Efendi gayet sakin, sormuş:
- Padişahım, acaba zurna çalmasını bilir misiniz?
- Hayır, bilmem, demiş Padişah.
- Bendeniz de bilmem efendim.
- Öyle mi? demiş Padişah, sözün sonunu bekleyerek. Bu sırada fayton da geri geri kaymaya başlamış. Mehmed Efendi devam etmiş:
- Evet efendimiz! Bursa'da halamın damadının bir yaşlı teyzezadesi vardır?
- Eee!?
- O da zurna çalmasını bilmezmiş Efendim.
- Ya!..
- Vallahi efendimiz, hatta..
Arabanın yokuş aşağı gideceğinden korkan Sultan Mahmud dayanamayıp adamlarına bağımış:
- Çekin şu Münasebetsiz Mehmed Efendi'yi yolumdan yoksa ya ben bayılacağım yahut atlar!

Bu yazı 2084 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum