Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-62

16 Mart 2024 - 16:56 - Güncelleme: 16 Mart 2024 - 16:56

Venedik ve San Marko Meydanı
 Zürih Tren Garı’nda bu defa Milano üzerinden İstanbul’a tren biletimizi tekrar düzenlediler. Trene binip yerimize yerleştik. O gece tren İtalya’ya doğru tekrar yola koyuldu. Sabaha doğru Milano’ya vardık. Milano’da tren biraz mola verdi. Daha sonra tekrar Venedik şehrine doğru yola çıktı. Ayni kompartımanda bulunan İtalyan üniversiteli kız öğrencileri ile sohbet ederek ünlü Venedik şehrine geldik. Tren burada yaklaşık on saat bekleyecekti. Bu durumda trenin gece saatlerinde yola çıkması anlamına geliyordu. Biz de bundan istifade Venedik’te biraz gezerek zamanı değerlendirdik. Bu esnada gondol gezisi yaptık. San Marko meydanını gördük. San Marko Meydanına bakan San Marko Kilisesi’nin kapısı üzerinde muhteşem görünümleri ile dört at heykeli meydana bakıyordu.
1204 yılında, 4. Haçlı seferinde haçlılar İstanbul’u ele geçirdiklerinde şehri yağmalamış, birçok sanat eserini tahrip ederken, bazılarını da Avrupa’ya götürmüşlerdir. Yukarıda sözü edilen San Marko Kilisesinin kapısı üzerindeki muhteşem dört at heykeli Sultanahmet Meydanından götürülmüştür. Dördüncü Haçlı Seferinde ve İstanbul’un ele geçirilmesinde büyük rol oynayan Venedik Doçu (Venedik şehir devletinin kralı) Enrico Dandolo, bu at heykellerini kendi şehri olan Venedik’e yollamış ve heykeller şehrin koruyucu azizi olan San Marco’ya adanmış olan kilisenin batı cephesindeki orta kapının üzerine yerleştirilmiştir. (Erişim tarihi:19.06.2023, https://www.istanbulburda.com/tarihi-hikayeler/istanbul-dan-venedik-san-marco-kilisesine-giden-quadriganin-atlari-h9700.html?ysclid=lj2yhahec6909916079)
Enrico Dandolo’nun mezarı Ayasofya’da bulunmaktadır.
Hareket saati gelince trende yerimizi aldık ve tren yola devam ederek İtalya’nın liman kenti olan Trieste’ye geldi. Burada da yaklaşık beş saat kaldı. Bu esnada biz de Trieste şehrinde biraz gezdik. Görkemli binaları ve heykelleri aklımda kalan izlenimlerim oldu. Akşam saatlerine doğru tren Trieste’den İstanbul yönüne doğru harekete geçti. Bundan sonra tren hiçbir aksama olmaksızın rutin kontroller dışında yoluna devam etti. 1982 yılının nisan ayı başlarında sabahleyin Sirkeci Garı’na ulaştık.
Tevfik Fikret’in Gençlere Öğüdü
Araştırma için İsviçre’ye giderken aklıma Tevfik Fikret’in oğlu Haluk’u İskoçya’nın Glasgow şehrine eğitim amaçlı gönderdiğinde ona yazdığı şiir gelirdi. Şiir oldukça uzundur fakat ben onun küçük bir parçasını buraya alacağım:
Haluk’un Vedası
Söyle, ey ızdıraplı vatan, bildir:
Çektiğin hangi kanlı günahtır?..
Bu geçit işte böyle dar, eğik:
Ey neşeli yolcu, sen yürü, geç.
Sen bu durakta kalma, sıçra, atıl,
Bir ışık kervanı bul ve katıl.
Gez, dolaş düşünceler evrenini,
Daima önde, daima yukarı!­
Arzu dolu hayat ve kuvvetten
Ne bulursan bırakma: Sanat, fen,
Güven, özen, cesaret. Ümit,
Hepsi lazım bu yurda, hepsi faydalı
Bize bol bol ışık kucakla getir:
Düşmek etrafı görmemektendir.

((erişim tarihi,09.02.2024, Şiir, Sadece: Haluk'un Veda'ı (ateslekarsilikveren.com))
Aslında Tevfik Fikret bu şiiri oğlunun şahsında ülkenin bütün gençleri için yazmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun, çökmekte olduğu dönemde bu vatanın bilim ve fende yükselmesi ve ilerlemesi için batıya giden gençlerin kendi alanlarında oradan bilimde en son yenilikleri öğrenip, memleketlerine dönmelerini istemektedir. Bu, (Bize bol bol ışık kucakla getir: Düşmek etrafı görmemektendir.) sözlerinden anlaşılmaktadır. Yani Tevfik Fikret, “aydınlanma adına, bilimsel gelişme adına, insanlık adına ne bulabilirsen onların hepsini al getir onların hepsi burada lazımdır” demek istemektedir.

Bu yazı 162 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum